Soylu’nun kayyumları savunmak için kullandığı ‘ohh paralar artık millete gidiyor’ şeklindeki sözlerini, 23 Nisan’da koltuğu devralmış çocukların bile kullanmadığını belirten Mızraklı, kayyumların yolsuzluklarını hatırlattı
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı iken görevden alınarak tutuklanan ve yerine kayyum atanan Adnan Selçuk Mızraklı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kayyumları desteklemek için söylediği “Oh olsun, paralar artık örgüte gitmiyor” sözlerine yanıt verdi.
9 yıl 4 ay hapse mahkum edilen Mızraklı, kaldığı Kayseri Bünyan T2 Ceza İnfaz Kurumundan Evrensel gazetesinden Meltem Akyol’un sorularını yanıtladı. Soylu’nun “23 Nisan’da koltuğu devralmış çocukların bile yapmayacağı hareketleri yaparak kendi seviyesini gösterdiğini” ifade eden Mızraklı, şu sözleri kullandı: “Bakanın ‘Oh olsun’ deyişi aslında şunu kastediyordu: Belediyelerin paralarını yandaşlarımıza aktarıyoruz. İstanbul, Mersin gibi büyükşehir belediyelerinde kaybettiğimiz rant kapılarını kayyumlarla telafi etme çabasındayız. Kentin ihtiyaçlarını değil kendi ihtiyaçlarımızı karşılamaktayız. Bunlara ‘Oh olsun’ diyordu o kürsüden.”
Atasözünü hatırlattı
31 Mart seçimlerinde belediyeyi kayyumdan devralıp ilk belediye binasına girdiklerinde insanların çöplerden, pazar tezgahlarından geride kalanlar ile beslenmeye çalıştığı bir dönemden geçtiklerini belirten Mızraklı, kayyumun Diyarbakır halkının parasıyla nasıl kendisine saltanat odası kurduğunu gördüklerini vurguladı: “Balık baştan kokar diye atasözü vardır. Cumhurbaşkanı yazlık ve kışlık saraylar yaptırırsa, atadığı valiler de sarayların prototiplerini gittikleri yerde inşa ederler.”
‘Hazırlığı önceden yapmışlardı’
Kasası boşaltılan ve trilyonlarca borçlandırılan belediyeleri devraldıklarını söyleyen Mızraklı, bazı belediyelerinin sandalye ve masalarının bile kayyumlar tarafından diyanete, emniyete bağışlandığı hatırlattı: “Oturacak sandalye bile yoktu. 31 Mart’ta kayyumlar tarafından sadece maddi olarak değil, daha çok manevi tahribata uğramış bir yerel yönetimleri devraldık.
Kadın kurumları kapatılmış, binlerce çalışan işten atılmış, bunların yerine yandaşlar işe alınmıştı. Kültür çalışmaları siyasi İslam temaları ile asimilasyon aracına dönüştürülmüştü. Çocukların ana dilde kreş hakkı ellerinden alınmıştı. Yani daha önceki tüm çalışmalar yerle bir edilmişti. Irkçı bir çalışma tarzı ile Kürt illerinde yeni bir belediyecilik çalışması dizayn edilmek istenmiştir. Ki zaten daha seçim sonuçları kesinleşmeden, kaybedeceklerini bildiklerinden, 1 Nisan tarihinde valilik, İçişleri Bakanlığına resmi yazıyla başvurarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum atanmasını talep ettiği ortaya çıkmıştı.”
HABER MERKEZİ