• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

Ya kitaplar olmasaydı…

22 Aralık 2020 Salı - 23:00
Kategori: Kültür, Söyleşi

Tüm bu geçmiş yüzünden, kaleme aldığı portreler o kadar tanıdık geldi ki bana, yani gerçekten tanımlanması çok zor. Notabene Yayınları’ndan çıkan ‘Yedinci Günün Sabahında’ isimli kitabı halen okumadıysanız, hararetle öneriyorum

Bizim “Ender Abi”nin (M. Ender Öndeş) bir kitabının çıktığını duyduğunda, insanın hemen alıp okuyası gelir. Ancak kitabı alıncaya kadar öylesine çok tanıtımı yazısı çıktı ki, neredeyse okumuş kadar oldum. Belki de onu uzun yıllar tanıyan biri olarak, nasıl öyküler yazabileceğini bildiğim için öyküler tanıdık geldi; okumuş gibi oldum. Ancak yine de aldım. Kitap hakkında yine de bir şeyler yazma ihtiyacı duydum.

O yıllar, pek tanışıklığımız olmasa da Ender ile aynı mahaldeniz. O Kasabalı. Ben Salli’li. Yani Salihli. Bizim Salihli ile bizlerin daha çok “Kasaba” diye seslendiğimiz Turgutlu’nun arası, biraz gaza basarsan yarım saat felandır. 1970’li yılların sonlarına doğru, o biraz fazla hızlı gittiğinden idamla yargılandı. Ben ise sadece 13 yıl 6 ay ceza ‘alabildim’. Meğer Mülkiye’de de aynı yıllarda okumuşuz ama oradan da tanışıklığımız yok.

Çünkü o bizlere göre ‘acele’ edenlerdendi; ben ise ona göre düpedüz “revizyonistim”. Sonra yollarımız Özgür Basın Geleneği’nin şimdiye kadar çıkardığı 52 gazeteden kimilerinde kesişti. Tüm bu geçmiş yüzünden, hem Ege’den hem İstanbul’dan kaleme aldığı portreler o kadar tanıdık geldi ki bana, yani gerçekten tanımlanması çok zor. Notabene Yayınları’ndan çıkan “Yedinci Günün Sabahında” isimli kitabı halen okumadıysanız, hararetle öneriyorum.

Yazmasaydım olmazdı

Çıkacağını duyar duymaz, alıp okuma kuyruğuna girdiğim bir kitap oldu, Latife Fegan’ın Belge Yayınları’nda çıkan “Yazmasaydım Olmazdı” isimli çalışması. Türkiye’deki sol örgütler üzerine araştırmalar yapan biri olarak, böylesi anıları hiç kaçırmıyorum. Üstelik Latife Fegan, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın son yıllarına, son aylarına tanıklık etmiş biri. Doktorun arşivinin nasıl bir kahramanca özveriyle dışarıya çıkarıldığını birinci elden okuyup öğrenmek çok iyi oldu benim için. Doktorcu tayfadan kendisine yönelik eleştirilerin ne kadar da yersiz olduğunu gördüm ve içim rahatladı. Onu bu anılarını yazmaya yüreklendirenlere ve yayınlayan Belge’ye teşekkürler…

Bir fare vesikası

Londra’da çok ünlü bir yayınevine yazdığı bir romanı teslim eden bir genç, kitabının kabul edilip, edilmeyeceğini çok merak etmektedir. Kendisine söylenen gün geldiğinde genç, yayınevine gider ve sonucu öğrenmek ister. Yayınevi editörü şöyle der: “Evet, çok güzel olmuş! Bu kitabı basmak isteriz ama bunun gibi bir roman daha yazıp getirirsen.” Cem Orhan, “Bir Fare Vesikası” isimli eserini Phoenix Yayınevi yerine bana getirseydi; aynen böyle derdim. Çok iyi bir roman olmuş. Gerçekten müthiş ama Cem Orhan’ın buna benzer ya da bu romanı aşabilecek bir roman daha yazıp, yazamayacağını bilemiyorum. Belediyesine kayyum atanmış bir Batman’da geçen bu romanı okursanız, kesinlikle beğeneceğinize inanıyorum.

Çit

Sömürgecilik ve asimilasyon her yerde aynı. Kim bilir belki de her bir devlet aklı bir başkasından öğreniyor bunları. Avustralya’nın yerli halklarının -Aborjinler- sömürgeci İngilizler tarafından nasıl yerlerinden yurtlarından edildiği ve onları nasıl asimile etmeye çalıştıklarına dair göz yaşartıcı bir eser “Çit”. Nokta Yayınları’nın çıkardığı kitabın yazarı Doris Pilkington. Yazar, bizzat kendi annesi ve iki kız kardeşi yani iki teyzesinin yaşadıklarını kaleme almış. Romanın filmi de çekilmiş ve katıldığı Edinburgh Film Festivali’nde en iyi film ödülü de almış. Yayınlanması aceleye getirildiği için epeyce kötü bir çeviri ve bol tashih hatalarıyla dolu kitap, kısa sürede beş baskı yapmış. Kitap, bugünlerde başka bir yayınevinden ve başka birinin çevirisiyle piyasada. İsterseniz onu satın alıp, okuyabilirsiniz. Aborjinlerden resmen özür dilendi biliyorsunuz.

Allaben anıları

Geçen ay okuduğum anı kitaplarından biri de Ülkü Tamer’in Milliyet Yayınları’nda çıkan “Allaben Anıları” isimli eseriydi. Yalvaç Ural’ın Genel Yayın Yönetmenliği’nde Milliyet’in yayınladığı bu kitapta, Ülkü Tamer, 1940-1950’lerin Antep’ini anlatıyor. Kentin yaşamı, insanlarının sıcaklığı konusunda renkli çizgiler sunuyor. Özellikle kentin sinemalarını anlatıyor. 1937 yılında doğan Ülkü Tamer’i 2018 yılında kaybetmiştik. Gazeteci, oyuncu ve çevirmen olan Tamer, 1950’li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerindendi. Yaşamı boyunca yetmişin üstünde kitap çevirdi, şiir antolojileri hazırladı.

Havadan sudan

Günümüzde yaşadığımız, yaşatılan zorluklar, acılar yüzünden ben sık sık kendimi kitapların kollarına atarım. Özellikle çok bunaldığımda, biraz yüzüm gülsün istersem, Aziz Nesin’in kitaplarından birini alırım elime. Geçenlerde kütüphanemde bulup okuduğum üstadın “Havadan Sudan” eseri, kendisinin Nesin Yayınları’ndan çıkmış. Her öyküsü insanı güldürüyor ama genelde acı acı güldürüyor. Hani trajikomik denilen öyküler bunlar. Herkese öneririm. Yayınlanan kitaplarını üstü üste koyduğunuzda boyunu geçen Aziz Nesin’in hiçbir eseri kaçmaz. O’nun dönemindeki yazarlar çok çekmiş ama bugünküler de az çekmiyor doğrusu. İyi ama ya kitaplar olmasaydı…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

HDP belediyelerini kanun ve yönetmeliklerden arındırma projesi

Sonraki Haber

‘Türkiye’nin saldırıları çözümü zorlaştırıyor’

Sonraki Haber

'Türkiye'nin saldırıları çözümü zorlaştırıyor'

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır