• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Özgür Müftüoğlu

Hedef HDP değil, özgürlüklerdir!

27 Mart 2021 Cumartesi - 12:50
Kategori: Özgür Müftüoğlu, Yazarlar
Tedbirler virüsten ‘güçlü’ müydü?

Özgür Müftüoğlu

OHAL döneminin karanlığında girilen 2017’den bu yana her yıl faşizmin baskısı hat safhaya ulaştığı hissedilip, “Artık sokağa çıkılamaz!” denilen bir dönemde kadınlar, 8 Mart eylemleriyle o karanlığı yırtıyor, hem ardından gelen Newroz’a hem 1 Mayıs’a cesaret aşılıyor!

Bu yıl kadınlar, 8 Mart eylemleri sonrasında sarayın İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece ansızın feshetmesinin ardından her an mücadeleye hazır olduklarını gösterdi. Newroz meydanlarında HDP’yi kapatma girişimine yanıt niteliğinde gerçekleşen kitlesel eylemlerin hemen ardından; sokaklar, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlere karşı mor flamalarla donandı.

12 Eylül darbesinin üzerinden tankla geçtiği toplumsal muhalefet, 1988-89 yıllarında işçi hareketinin grev ve eylemleriyle canlanmış, 90’lardan itibaren kamu emekçi hareketinin öncülüğünde sınırlı da olsa bir mücadele yürütmüştü. Kamu emekçi hareketinin öncü etkisi, giderek zayıflamasına rağmen, 2000’lerin ortalarına kadar devam ederken, 2010’larda etkisini iyiden iyiye yitirdi. Toplumsal mücadeleler -bütünlüklü ve sürekli olmasa da- Kürt hareketinin yanı sıra ekoloji mücadeleleri ve TEKEL direnişi gibi kapsamı ve süresi sınırlı işçi eylemleriyle sürdü.

2013’te Gezi direnişi gençlerin, kadınların, LGBT-İ’ler ve öğrencilerin de mücadeleye daha güçlü katılmasını sağladı. 2013 Newroz’u ile 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar süren çözüm döneminde toplumsal mücadele tüm alanlarda hareketlendi. Ancak 7 Haziran sonrası çözüm sürecinin sonlanması, şiddetin ve çatışmaların artmasıyla toplumsal muhalefet üzerindeki baskılar yoğunlaştı. 15 Temmuz’un ardından ilan edilen OHAL’le birlikte baskılar daha da arttı.

Kadın hareketi tüm baskılara rağmen giderek kitleselleşti ve faşizmin karanlığına karşı direnişin öncüsü oldu. Faşizmin kör karanlığı ülkenin üzerini kaplarken kadın hareketinin güçlenmesi tesadüf değildi elbette. Zira dine dayalı faşizmin (İslamofaşizmin) en açık hedefi kadınlardı ve uğradıkları şiddetle, yaşam alanlarının daralmasıyla artan karanlık, önce onları hedef alıyordu.

Türkiye’nin içine düşürüldüğü otokratik (dikta) düzeni sadece kadınların yürüteceği mücadeleyle durdurabilmek elbette mümkün değildir. Toplumsal muhalefetin diğer unsurlarının da etkili biçimde mücadeleye katılması gerekir; ki bu da yetmez. Otokratik düzen, demokrasinin işlerliğini sağlayan kanalların kapanması ve toplumun başka bir iktidar alternatifi bulamamasından beslenir ve varlığını sürdürebilir. Bunun için toplumsal muhalefetin, toplumun sorunlarına çözüm olacak bir siyasi alternatifi ortaya çıkarması gerekir. Bu da devrim koşullarının olmadığı durumda ancak siyasi parti yapılanmasıyla mümkündür.

HDP’nin 2012 yılında kurulurken amacı tam da buydu: Türkiye’de demokrasi ve barış temelinde oluşan toplumsal muhalefetin bir çatı altında toplanıp, siyasi bir alternatif oluşturmasıydı. HDP kurulduğundan bu yana -çözüm süreci de dahil- faaliyetlerini özgürce sürdüremedi, özellikle yüzde 13 oy aldığı 7 Haziran seçimlerinden itibaren üzerinde kurulan baskı artarak sürdü. Ama tüm baskılara rağmen seçim barajını aşmayı bildi, Türkiye’nin doğusundan da batısından da aldığı destekle hep kilit parti konumunda oldu. Yani onca baskıya ve baskının neden olduğu eksikliklerine rağmen kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetlerini yürütmekten vazgeçmedi.

Bugün gelinen noktada parlamentodaki diğer muhalefet partilerinin alternatif politika üretememesi nedeniyle HDP, AKP’nin inşa etmekte olduğu dikta rejimine engel olabilme dirayetine sahip, siyaset alanındaki tek rakibi durumundadır. Kürt düşmanlığı üzerinden diğer muhalefet partilerinden aldığı destekle AKP, kendisine tehdit olarak gördüğü HDP’yi tasfiye etme çabası içerisindedir. HDP’yi kapatma talebi, Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, ekonomi yönetimindeki akıl dışı manevralar vs. karşısında Millet İttifakı partilerinin (İYİ Parti ve CHP), AKP’nin alternatifi olmak bir tarafa onu destekleyen ya da otokrasi karşısında işlevsiz hale gelen yargıdan medet uman tutumu, AKP’nin siyaset mecrasında tek gerçek rakibinin HDP olduğunu bir kez daha göstermiştir.

HDP’nin kapatılması halinde kadınların, emekçilerin, çiftçilerin, esnafın, küçük üreticinin, toprağını savunan köylünün, Alevilerin, Kürtlerin, gençlerin kısaca tüm ülkenin üzerine kara bulut gibi çöken, ulusal ve uluslararası sermayenin hizmetine amade otokratik düzenin karşısında farklı ve birbirinden genellikle kopuk alanlarda kendisini ifade etmeye çalışan muhalif kesimlerden başka kimse kalmayacaktır.

Şu durumda, kendi başına her biri son derece değerli olan mücadelelerin bir araya gel(e)medikleri ve politik bir alternatif oluştur(a)madıkları sürece üzerimizi kaplayan karanlığı aşabilmenin mümkün olamayacağını görmek gerekir. Ve unutulmamalıdır ki “Her şeye karşı çıkmak, bir muhalif olduğumuz anlamına gelmemektedir.” Baskılarını gün be gün artıran bu hegemonyaya son verme sorununun yanında, yerine “ne” koyulacağının akılcılıkla, açıklıkla ve tüm alanlara dair ayrıntıyla ortaya konması gerekmektedir.

HDP, tüm eksikliklerine rağmen Türkiye’de otokrasinin karşısında duran son kaledir. Altında kalınan hegemonyadan kurtuluş için, sonrasına dair alternatifler yaratmak için bir araya gelinebilecek bir çatıdır. Dolayısıyla kapatılması sadece HDP’ye yönelik bir saldırı değil, Türkiye’de dikta rejimini mutlaklaştırarak demokrasinin, adaletin ve insan haklarının kalan son kırıntılarını da yok etme girişimi olarak algılanmalıdır!

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İddianameciler

Sonraki Haber

TÜSİAD risk raporu ve 5G

Sonraki Haber
Ya kapitalizm ya da yaşam, arası yok!

TÜSİAD risk raporu ve 5G

SON HABERLER

Tutsak yakınları kamera kaydına alındı, hakarete maruz kaldı

Tutsak yakınları kamera kaydına alındı, hakarete maruz kaldı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Guillermo Kane: Kürtler özgür değilse kimse özgür değildir

Guillermo Kane: Kürtler özgür değilse kimse özgür değildir

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Hasta tutsağın annesi: Yasal düzenlemelerle tutsaklar serbest bırakılmalı

Hasta tutsağın annesi: Yasal düzenlemelerle tutsaklar serbest bırakılmalı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Frantz Fanon’un anti-sömürgeci mücadelesi üzerine bir film: Fanon

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Barış bir mücadele sorunudur

Provokasyonlar ve şantaj barışa hizmet etmez

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

‘Tel kafeslerinizi asla kabul etmeyeceğiz!’

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

Kürt sorununda çözüm süreci ve Türkiyeli Müslümanlar

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır