Edebiyatın usta ismi Yaşar Kemal, 6 yıl önce aramızdan ayrıldı. ‘Dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir’ diyen Yaşar Kemal, ardında bıraktığı eserlerle bize İnce Memed’i, kuşları ve Çukurova’yı sevdirmeye devam ediyor
Hasan Akbaba / İstanbul
Osmaniye’nin Hemite ilçesinde 1923 yılında dünyaya gelen yazar Yaşar Kemal, yaşamının sonuna kadar Anadolu topaklarında yaşadığı, tanık olduğu tüm halkların acılarını, hüzünlerini, destanlarını okurlarına sundu. 28 Şubat 2015’te ise “o güzel atlara” binerek aramızdan ayrıldı. Yaşar Kemal henüz 3 buçuk yaşındayken, bir kaza sonucu sağ gözünü yitirdi. Bir yıl geçtikten sonra ise babasını. Babası bir camide namaz kılarken öldürülen Yaşar Kemal, bu olaydan çok etkilenir ve 12 yaşına kadar konuşma zorluğu yaşar. Yaşar Kemal bir anlatımında konuşma zorluğu yaşarken içinde birçok ağıt biriktirdiğini ve sadece türkü söylerken kekemeliğinin geçtiğini söyler.
3 ayda okuma-yazma öğrendi
9 yaşındayken Adana’nın Burhanlı köyündeki ilkokula giderek 3 ayda okuma ve yazmayı öğrenen Yaşar Kemal, Pamuk Üretme Çiftliği’nde ırgat kâtipliği, Adana Halkevi Ramazanoğlu Kitaplığı’nda memurluk, Zirai Mücadele’de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli’nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yapar. Yaşar Kemal, Adana’da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanışır. Özellikle, ressam Abidin Dino’nun ağabeyi Arif Dino’yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemesini sağlar.
‘İnce Memed’i bitirir
1947’de “İnce Memed”i yazan Yaşar Kemal, bu kitabına ara verir ve 1953-54 yılında kitabını tamamlar. Romanı yazma nedenini eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirten yazar, çocukluğunun eşkıyalığın içinde geçtiğini, dayısının “en büyük” eşkiyalardan biri olduğunu söyler.
‘Halk ve doğa’
Edebi çalışmalarında halka dönük düşünce hakim iken, Yaşar Kemal’in yapıtlarında, halk şiirinde, insan değerlerinden kopmamaya çalıştığı görülmektedir. Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, “halk ve doğa”ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirir.
Yaşar Kemal adını kullanır
Gerçek adı olan Kemal Sadık Göğceli ile çeşitli yayımlarda yazı yazan Yaşar Kemal, bu adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başlar. Yaşar Kemal 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalışır.
Sazı berbat çalardı
1978 yılında yaptığı bir söyleşide Yaşar Kemal, sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında “yaşlı halk şairleriyle atıştığını” anımsadığını belirtir. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken, kendisi annesinden ötürü sazı “berbat” çalmaktadır. Bunun nedenini ise Yaşar Kemal şu sözlerle dile getirir: “Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde, bayramlarda beni hep Aşık Mecit’le atıştırırlardı. Aşık Mecit’le, Kadirli’de bir kahvede bir gece sabaha kadar atıştığımı şimdi iyice anımsıyorum.”
Sosyalizm Bağımsızlıktır
17 yaşından ölümüne değin sosyalist politikanın içinde yer alır. 1950’de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Kozan Cezaevi’nde bir sene boyunca tutuklu kalan yazar 1961 Anayasası’ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi’ne katılır. Emekçi sınıfın tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP’de 8 yıl çalışır ve partinin yöneticilerinden birisi olur. 1987’deki bir söyleşisinde Türkiye’de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirterek aynı söyleşideki “Nasıl bir sol modelden yanasınız?” sorusuna, şu cevabı verir:
“Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık… Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için bilinçli olarak kullanılmışlardır emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım.”
Kürt sorununa değindi
Çeşitli makalelerinde “Kürt Sorunu’’ hakkında kişisel görüşlerini yazan Yaşar Kemal, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin azınlıklara, özellikle de Kürtlere karşı ırkçı tavırlar içerisinde bulunduğunu belirtir. Yaşar Kemal; yazdığı yazılar nedeniyle Türk mahkemelerince çeşitli cezalar aldı. Kürt aktivistleri desteklediği için “ayrılıkçı propaganda’’ suçlaması ile yargılandı.
Kuşlar da gitti
Yaşar Kemal, Türkiye’de aldığı birçok ödülün yanı sıra uluslararası dünyada da, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü’nün de bulunduğu yirmiyi aşkın ödül, ikisi yurt dışında beşi Türkiye’de olmak üzere, yedi fahri doktorluk payesi almıştır. 92 yaşında bir edebiyat çınarı olarak dünyamızdan ayrılan yazar geride biz okurlarına sayısız roman, öykü, deneme, destanlar bırakmıştır.
Yaşar Kemal, ölümünün 6. yılı nedeniyle çeşitli etkinliklerle bugün ve yarın (28 Şubat) anılacak. Etkinliklerin tümü Yaşar Kemal Vakfı YouTube kanalından izlenilebilecek.