AKP iktidarının temel gıda ihtiyaçlarının tümünü ithalata bağlamış olması gıdada büyük bir krizin habercisi. Ayçiçeğinde ortaya çıkan krizin ise sadece savaşa bağlanmaya çalışılması birçok gerçeği görünmez kılıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Ayçiçeği yağında arz sıkıntısı ile yüksek zamların beraberinde raflara yansıyacağı haberleri üzerine yurttaşlar yağ almaya koşarken, birçok zincir markette saatler içinde 5 litrelik ayçiçeği yağları tükendi. Marketlerde büyük bir izdiham yaşanırken yağ fiyatlarında büyük artışlar ortaya çıktı; 5 litre ayçiçeği 350 liraya, 18 litrelik 1 teneke yağ fiyatı ise 964 liraya ulaştı. Ham ayçiçeği ithalatının büyük çoğunluğunun yapıldığı Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle yüklemeler durdu. Yükleme yapılan gemilerin çıkışına izin verilmedi. Bu nedenle Türkiye’de ham yağ ithalatının durması yaşanan savaşa bağlandı. Ancak asıl sorunu iktidarın tarım politikalarında aramak gerekiyor.
Ayçiçeğinde izdiham
Türkiye’deki ayçiçek yağı stoklarında market rafları dahil olmak üzere 1-1.5 aylık yağ kaldığı açıklamaları yapılıyor. Marketlerde 2 adetten fazla 5 litrelik yağ satışı yapılmazken, markasına ve markete göre fiyatları 139 ile 180 lira arasında satışa sunuldu. Birçok markette ve online sitelerde ayçiçeği yağının 5 litre fiyatı 350 liraya ulaştı. Yurttaşlar ortaya atılan söylentiler üzerine marketlere koşarken 1 gün içinde normal koşullarda 20 günde satılan yağ yurttaşlar tarafından alındı. Diyarbakır’da yağ izdihamları ortaya çıkarken, hafta öncesine kadar sıvı yağ satışı ve stoklarında bir sıkıntı yaşanmıyordu. Türkiye genelinde stok sayısındaki düşüşle beraber en fazla iki adet sıvı yağ satışı yapılmaya başlandı.
Ayçiçeğinin tonu 2 bin dolar
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda, “Ülkemizin stokları, market rafları dahil mart sonu veya nisan ortasına kadar yetecek düzeydedir. Hali hazırda sektörümüzün Rusya ve Ukrayna siparişli 15-16 adet gemisi Karadeniz limanlarında beklemektedir. Bir iki hafta önce tonu 1400 dolar seviyelerindeki yağ fiyatları uluslararası piyasalarda 2000 doların üzerine tırmanmış durumdadır. Daha ileri safhada düşünüldüğünde fiyat endişesini bir tarafa bırakmış, ham madde bulamama noktasına gelmiş durumdayız. Mevcut durum süratle gıda arz güvenliği seviyesine evrilmektedir” ifadeleri dikkat çekici.
Palm yağında sıfır gümrük kararı
Diğer taraftan ayçiçek yağı tedarikinde yaşanabilecek sorunlara karşı Resmi Gazete’de yayımlanan kararla ithalatta palm yağı dahil gümrük sıfırlandı. Kararda, Ayçiçek yağının ikamesi olabilecek kanola yağı, aspir yağı, mısır yağı, soya ve palm yağında gümrük vergisi sıfırlanırken, karar 30 Haziran 2022’ye kadar geçerli olacak. Ayçiçeği yağının yerine geçebileceği iddia edilen yağların insan sağlığına zararları biliniyor. Endüstriyel üretimlerde palm yağı kullanılması birçok ülkede yasaklanırken iktidarın aldığı bu kararın halkın tüketim ihtiyacına dönük olmadığı, korumaya çalıştığı kesimin sanayiciler olduğunu ortaya çıkarırken, bu durumun sonuçlarının halk sağlığına olumsuz etkilerinin olacağı da biliniyor.
Ayçiçeğinde vergi oyunları
Ham ayçiçeği yağında gümrük vergisi 3 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile 1 Şubat’tan 30 Haziran 2020’ye kadar geçerli olmak üzere yüzde 36’dan yüzde 30’a düşürülmüştü. Ardından sadece 15 gün sonra 18 Nisan’da yayınlanan ikinci bir kararla 31 Mayıs 2020’ye kadar (bu tarih dahil) yüzde 30’dan yüzde18’e düşürülmüştü. Yine aynı tarihte yayınlanan kararda ayçiçeği tohumunda yüzde 13 olan gümrük vergisi yüzde 9’a indirilirken, Bosna Hersek ve Kosova’dan yapılacak ayçiçeği tohum ithalatında gümrük vergisi sıfırlanmıştı.
İthalata sıfır gümrük
Geçtiğimiz yıl Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla tüm ülkelerden yapılan ayçiçeği tohumu ithalatında uygulanan gümrük vergisi 30 Haziran 2021’e kadar sıfırlanmıştı. Bu kararların alınmasına neden olan şey acil ihtiyaç olarak gösterildi. Ancak bunun gerçek dışı bir karar olduğu sıfırlanan gümrük vergilerine rağmen fiyatların inanılmaz düzeylerde yükselmiş olması iktidarın tekellerin elinde bir oyuncak ya da bir ortak konumunda olduğuna işaret etmektedir. Yeni yayımlanan kararla kanola yağı, aspir yağı, mısır yağı, soya ve palm yağında gümrük vergisi sıfırlanırken, kararın 30 Haziran 2022’ye kadar uygulanacak olması ise halkın ihtiyacına dönük bir karar alındığını göstermiyor. Diğer yandan yıllardır uygulanan sıfır gümrük kararlarıyla çiftçiler zorunlu olarak üretimlerden çekiliyor.
Ayçiçeği sanayiye kurban edildi
Yağlık ayçiçeği ihtiyacının ortalama yüzde 65’ini yerli üretimden kalanını ham yağ olarak ithalatla karşılayan Türkiye, ayçiçeği yağında ve tohumda dışa bağımlı hale getirildi. Dövizdeki artış, dünya piyasalarında talebin ve buna bağlı olarak fiyatın yükselmesi, son savaşla birlikte fiyatın ton başına 2000 dolarlara ulaşması yaşadıklarımızın özeti. Ayçiçeğinin en yoğun üretildiği ve normalde Türkiye ihtiyacını tamamen karşılayabilecek kapasitede olmasına karşın iktidarın tarım politikalarını rant politikası haline getirmiş olması ithalata bağımlılığı arttırıyor. Sanayinin Trakya’ya kaydırılarak Ergene Nehri’nin ağır metaller akan zehirli akışkana dönüşmüş olması ve yer altı sularının bazı bölgelerde 400 metrelerin altına inmesi dikkat çekici. Bir diğer etken ise bölgenin kaya gazı sondajları ile hem su varlığı tüketilip yer altının zehirli hale gelmesine neden olunurken iktidarın ekonomi politikaları, şirketlerin hizmetinde olduğunu açıkça göstermekte.
Trakya ve Karadeniz Birlik ile Limagrain
GDO üretimleri de kapsayan büyük bir tarım tekeli olan Fransız Limagrain Grup, Bursa Karacabey’de bir tohum fabrikası kurdu. Bu fabrikayı kurarken ayçiçeği yağı üretiminde tekel haline gelmiş olan Trakyabirlik ve Karadenizbirlik adlı 2 kooperatifler birliğini yanına alması dikkat çekiciydi. Şirket ortağı yapılan birliklerin işlevi ise çok önemliydi, ancak bugünkü işlevi ile dünya tekellerinin planlarına eklenirlerken, bugün yaşadığımız sorunları habercisiydi. Dünya gıda devlerinden biri olan Limagrain Grup’un dünyanın belli başlı tarım tekellerinden birisi olduğunu da hatırlatalım.
Birlikler ihanet içinde
Limagrain Grup Türkiye’de, ayçiçeği dışında konala, soya ve mısır tohumları üretiyor. Ayçiçeği dışında kalan bu tohumların ekim alanı olarak da Karadeniz Bölgesi’ni hedefledikleri şirketin paylaştığı bilgiler arasında yer alıyor. Trakyabirlik’in ve Karadenizbirlik’in bu işe ortak olması ise üreticilere büyük bir ihanet içerdiğini daha önce ortaya koymuştuk. Bugün bu ihanetin sonuçlarını yaşarken, yakın gelecekte büyük bir gıda krizinin de ortaya çıkacağı şimdiden belli. Trakya, Türkiye’nin en önemli ayçiçek ekim alanıdır. Trakyabirlik’e Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, İstanbul, Sakarya, Ankara, Kütahya, Afyon, Aydın, Bursa, Çanakkale, Balıkesir ve bu illere bağlı ilçelerde kurulu bulunan toplam 48 adet satış kooperatifi üye. Karadenizbirlik’e ise bölgedeki il ve ilçeler ile doğu bölgelerinde bulunan 18 kooperatif üye. Limagrain’e ortak olan 2 birlikte, ayçiçeği yağı üretimlerinin ve tohum satışlarının gerçekleştiriliyor olduğunu belirtmek gerekiyor.
Tohum tekelleri
Trakya Birlik ve Karadeniz Birlik’te Limagrain’in tohumları ile Pioneer’in tohumları satılmaktadır. ABD’li dev tohum şirketi olan Pioneer, GDO konusunda üretim yapan belli başlı 3-5 şirketten biridir. Limagrain’in 2 tip ayçiçek tohumu var. Pioneer’in ise 7 tip tohumu Türkiye’de satılırken, Türkiye coğrafyasının kadim tohumları artık yok edilmiş durumda. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tarım Havzaları Daire Başkanlığı her ay yayınladığı bir raporda, dünya ayçiçeği ithalatında Türkiye’nin yüzde 37 pay ile açık ara dünya lideri olması ise dikkat çekiciydi. Türkiye’nin ayçiçeği tohumu ithalatı 2016 yılında 382 bin ton iken 2019 yılında 1.1 milyon olarak gerçekleşirken 2020 yılında 1 milyon 140 bin ton tohum ithalatı yapıldı. 27 Ekim 2021 tarihinde yapılan ayçiçeği tohum ithalat fiyatı 695 dolar/ton’du.
Yağ piyasası 5 şirketin elinde
Satışı yapılan tohumların tamamı genleriyle oynanarak elde edilmiş hibrit tohumlardır. Türkiye’de son aylarda ayçiçeği yağı fiyatında görülen inanılmaz artışların nedeni dünya ayçiçeği tohumunu ve yağını kontrol eden bir avuç şirketin yaratmış olduğu bir durumdur. Türkiye’deki bitkisel yağ sektörünü kontrol eden yabancı ve yerli ortaklı dünya tekelleri şunlardır: Unilever, Henkel, ADM Doysan, Marsa Kraft Jacobs Suchard-Sabancı ve Soros Investmend Capital. Üretimin ve satışın her noktasını tüm dünyada kontrol eden bu şirketlerin halkların ya da çiftçilerin çıkarlarına uygun hareket etmesi beklenemez. Türkiye’de yerel tohumların yasaklanıp patentlenerek şirketlere devredilmesiyle birlikte tarımsal her ürünün her aşaması dünya tekellerinin kontrolüne ve hizmetine verildiğini göstermektedir.