Suriye yönetiminin yönetiminin Halep’e bağlı Şêxmeqsûd ve Eşrefiye mahallelerine ambargo uygulamasına tepki gösteren Demokratik Birlik Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Aldar Xelîl: Üzerlerine bombalar yağarken, yapılan saldırılar iradelerini kıramadı ambargo mu kıracak? Bu imkânsız bir durum. Aldar Xelîl, Qamişlo ve Hesekê’de Suriye güçlerinin kuşatılmasına da işaret etti
Halep ve Şehba’da yaşayan Kürtlere yönelik Suriye yönetiminin ambargosu 13 Mart’tan beri devam etti. Şam hükümet güçleri bölgeye temel insani malzemeleri, yakıt ve ilaçların girmesine izin vermedi. ANHA’dan Cihan Bilgin – Ehmed Semir’in haberine göre Demokratik Birlik Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, Şam hükümetinin ambargo ile çözüm odaklı bir süreç geliştirilmesini istemediğini söyledi. ANHA’ya konuşan Aldar Xelîl, Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri’nin Şam hükümetine karşı müdahalesine de değinerek, Özerk Yönetim’in Şam hükümetini yerinden etme veya savaş ilan etme niyetinin olmadığını söyledi.
‘Halep ayakları üzerindeyse Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’deki halkın direnişi sayesinde’
Aldar Xelîl “ambargo neden böyle bir zamanda gerçekleşti?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Suriye’deki krizin başlangıcından bu yana, Suriye’nin birçok şehri çeteler ve radikaller tarafından saldırıya uğradı. Halep en ağır saldırıların yaşandığı şehirlerden biriydi. Şam hükümet güçleri saldırıya uğrayan şehirleri koruyamadı. Birçok şehri çetelere ve DAİŞ’e teslim etmek zorunda kaldı. Halep’te, 2011’den sonra saldırılar yeniden artmaya başladı. Ancak Halep’te direnenler arasında Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê de vardı. Bu direniş bir bütün olarak Halep için bir örnekti. Halep esasen bu direnişle korunuyordu. Nitekim çete grupları bazı yerlere girmiş, ancak Şêxmeqsûd kendini savunduğu için bu durum çevre mahallelerin de korunmasına yol açmıştır. Bu aynı zamanda Halep içerisindeki ve çevresindeki çetelerin birbirine erişimin olmamasına ve yollarının kesilmesine yol açtı. Halep temizlenip çete gruplarına karşı korunuyorsa, bunun en önemli nedeni Şêxmeqsûd mahallesinin düşmemesiydi. Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê halkı, az imkanla, özerk güçleriyle direniş örneği gösterdi. Çeteler direniş karşısında Halep’i terk etmek zorunda kaldı. Halep bugün ayaklar üzerindeyse, bu Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’deki halkın direnişi sayesindedir.
Fakat Şam hükümeti bu gerçeği görmeli ve buna göre yaklaşım sergilemeli ama tersi bir şekilde hareket ettiğini görüyoruz.
Şam’a anlaşma çağrısı yaptığımız bir dönemde bu ambargo gerçekleşiyor. İttifak görüşmelerinin bazılarının çıkarlarına göre olmadığı gerçeği çok açıktır. Olumlu bir yanıt beklediğimiz bir dönemde, Suriye’deki, özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’deki genel sorunun çözümü için olumlu bir adım atılacaktı. Ancak Şam hükümeti içindeki bazı gruplar hemen Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerini kuşattığını görüyoruz.”
“Bahsettiğiniz bu gruplar kime bağlı?” sorusunu Aldar Xelîl şöyl yanıtladı: “Bunlar Şam hükümetine bağlı ancak aynı zamanda hiçbir kararları veya görüşleri yok gibi görünüyor. Türk devletinin ve Türk devletine bağlı bazı kurumların istihbaratı Şam hükümet güçlerine ulaşmış veya onları tehdit etmiş veya onlarla farklı ilişkiler kurup bütün diyalog sürecinin ilerlemesini engellemiş olabilir. Daha önce Şam adım atmak istediğinde Türk devleti memnuniyetsizliğini dile getirip “Kuzey ve Doğu Suriye’de diyaloğa girmenizi kabul etmiyorum. Eğer diyaloğa girerseniz, bu Kuzey ve Doğu Suriye’deki sistemi kabul etmek demektir” diyordu. Onlar da bu durumu kabul etmek ve görmek istemiyorlar.
Bu yüzden dünyanın bir yerinde, özellikle Kürdistan’da; bazı kesimler Kürt hareketinin temsilcileriyle görüştüğünde, Türkler hemen buna karşı duruyor. Bu hareketin arkasında da Türk devletinin kendisi olabilir. Kendisi açık açık müdahale etmiştir. Ya bazılarının gözünü korkuttular ya da bazı kesimlere şantaj yaptılar ya da bir şekilde birileri tarafından zaten yozlaştırıldılar. Şêxmeqsûd, Eşrefiyê ve Şehba Şam hükümetine zarar vermedi. Şam hükümetine karşı ne Türklerle ne de çete gruplarıyla birleşmek, Suriye’yi istikrarsızlaştırmak için hiçbir girişimde bulunmadı.
Siyasi olarak bu bölge Kuzey ve Doğu Suriye’den farklı değil. Ama neden onları hedef alıyorlar? Birinin söylediği gibi, ‘Bekle, gerginliği daha da kötüleştirmek için bir şeyler yapacağım.’ Açlıktan ölmek, susamak, insani ve ilaç ihtiyaçlarını azaltmakla bu insanların iradesi kırılamaz. Üzerlerine bombalar yağarken, yapılan saldırılar iradelerini kıramadı ambargo mu kıracak? Bu imkânsız bir durum. Bunu kendileri de biliyor. Bu ambargoyla ‘İşte buradayım, çözüm için bir süreç geliştirilmesini istemiyorum’ mesajını açık açık verdiklerinin farkındayız.”
Qamişlo ve Hesekê’de Suriye güçlerinin kuşatılması
“Qamişlo ve Hesekê’de, Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri, Şam hükümetinin bulunduğu kurumları denetledi. İç Güvenlik Güçleri neden buna ihtiyaç duydu ve amacı nedir?” sorusu üzerine Aldar Xelîl şunları söyledi:
“Başlangıçta, Şam hükümetinden kurtarılan Qamişlo ve Hesekê şehirlerindeki, Şam hükümetine bağlı bazı güçler çıkarılmadı. İç Güvenlik Güçleri eğer onları kısa sürede oradan çıkarabiliyorsa neden yapmadı?
Bu siyasi bir mesajdır. “Suriye’yi bölmüyorum, Suriye’nin birliğini istiyorum” mesajını veriyor. Bu yüzden bu güvenlik güçleri şu ana kadar Qamişlo ve Hesekê şehirlerinden kimseyi çıkarmak bir girişimde bulunmadı.
Şam hükümeti Halep ve Şehba’da en azından şunu görmeliler, “Oradaki insanlarımızı aç bırakmak istiyorsunuz, burada sizin de kurumlarınız var ve aynısını yapabiliriz. Şimdiye kadar yapmadıysak, bu tür yaklaşımları doğru bulmadığımız için yapmadık.” Ama ‘hayır, ısrar edeceğiz’ derlerse, o zaman ‘Sizin varlığınız bizim bölgelerimizdedir’ mesajını da ulaştırabiliriz. Eğer etrafınız çevriliyse, o zaman siz de yaşam ihtiyacınızı karşılayamazsınız. Bu nedenle Şam yönetimi bu meseleyi görmeli ve üstüne gitmelidir. Bunu kim yapıyor? Merkezi bir karar ise, o zaman resmi bir karar verilmelidir. Hayır, bazıları bunu yapıyorsa, bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Herkes bilsin ki, eğer halkımız kuşatmanın ortasındaysa, olanları izleyemeyiz. Bu ne insani yönüyle ne de siyasi yönüyle kabul edilmektedir. Özerk Yönetim’in Şam hükümetini yerinden etmek ya da tam bir savaş ilan etmek gibi bir niyeti yok olmadı da. Sadece ambargo sorununu çözme girişimi olarak gündeme getirme girişimidir.”
Şam’la temaslar
Şam hükümetiyle gerilim konusunda görüşmeler hakkında da Xelîl “Qamişlo ve Hesekê’deki bu olaylardan sonra Şam hükümeti orada ne olduğunu sormaya başladı. Bu konuda oluşturulan sorumlu komite temas halindedir görüşmelerimiz devam etmektedir. Onlar da bir çözüm bulmaya çalışıyorlar. Ama henüz bir sonuç çıkmadığı için toplantılarla ilgili bir şey söyleyemeyiz. Çünkü henüz ortak bir ittifak oluşturulamadı. Ancak bu durumun, sorun büyümeden yakında çözüleceğini umuyoruz” dedi.
‘Rusya arabulucu oldu’ iddiası
Londra merkezli ve 4 kıtada 12 şehirde her gün eş zamanlı olarak günlük yayınlanan Şarku’l Avsat gazetesi, Rusya’nın arabulucu olduğunu iddia etti. Suudi gazetesi Şarku’l Avsat haberinde şunlar kaydedildi: “Kürt kaynaklar, Suriye hükümeti ile Özerk Yönetim arasındaki krize son verilmesi, ülkenin kuzeyindeki Halep kentindeki Kürt mahallelerine uygulanan abluka ile ülkenin en kuzeyindeki Kamışlı kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bölgeye uygulanan ablukaların karşılıklı olarak kaldırılması amacıyla Rusya tarafının arabuluculuk rolü üstlendiğini bildirdi.”
Kaynak: ANHA, Şarku’l Avsat