IŞİD davası sanığı Ahmet Sami Karabilgin savunmasında, Suriye’ye giderek IŞİD’e katıldığını, PKK ile çıkan çatışmada yaralandığını anlattı. Mahkeme ceza vermedi.
IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda düzenlediği katliam ile ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde firari sanıklar yönünden süren davanın dosyasına Urfa’da yargılanan IŞİD üyesi Ahmet Sami Karabilgin hakkındaki belgeler eklendi.
Karabilgin,2018 yılında yargılandığı davada IŞİD’e nasıl katıldığını anlattıktan sonra PKK ile çıkan çatışmada yaralandığını anlattı.
Mahkeme yargılama sonucu gerekçeli kararda Karabilgin’in itirafçı olduğu için cezalandırılmadığını açıkladı.
Buna göre Ankara’daki dosyaya eklenen belgelere göre; Karabilgin, Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde 21 Aralık 2017 tarihinde yaptığı savunmada, IŞİD’e nasıl katıldığını şöyle anlattı:
Bana baklava verdiler
“Ben Konya’ da galericilik yapardım. 2014 yılı Ekim ayında DAİŞ (IŞİD) terör örgütüne katılmak için Suriye’ye gittim. Ben Türkiye’ ye gelmek için 1 seneden beridir uğraşıyordum. Geri gelmek için 12 bin Amerikan doları ödedim. Kardeşim Şanlıurfa Valiliği ile irtibata geçerek beni geri getirdiler. Ben giderken kimse bana, ‘gitme’ demedi. Hatta giderken kolluk kuvvetleri bana baklava veriyorlardı. Bana ‘Git PKK ile savaş’ dediler. Ben hataya düştüm. Ancak kimse bana ‘gitme’ demedi. Ben sınırı çok rahat, basit bir şekilde geçtim. Askerler bize sıcak ekmek gönderiyorlardı. Oraya gitmek için teşvik ediliyorduk. Oradan gelmek isteyenler ile ilgili tüm bildikleri anlattım. Orada bulunan astsubay ve bordo bereli uzman çavuşlar vardı onlara anlattım. Orada bulunan Türklerin çoğu öldü. Sağ kalan az bir kişi vardı. DAİŞ terör örgütü hala devam ediyor. Ben 10 gün boyunca köy köy geldim. Gelirken az kaldık. PKK’lılar beni yakalasaydı öldürürlerdi. Bir senedir kaçmaya çalışıyorum.”
PKK ile çatıştım dedi
Yine belgelere göre; Karabilgin hakkındaki iddianame, Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Karabilgin, 20 Mart 2018 tarihli duruşmada, Suriye’ye gittikten sonra yaptıkları hakkında detaylı bilgi verdi.
Karabilgin, Suriye’de ilk olarak Haseki’de kaldığını ve burada PKK ile çatışan ve yaralanan IŞİD’lileri ambulans aracıyla taşıdığını, ayrıca 2 hafta silahlı eğitim aldığını açıkladı.
Karabilgin, “Ambulans şoförlüğü yaparken yaralıları çıkarma esnasında ben de yaralandım. Yaklaşık bir yıl hastanede yattım. Daha sonra DEAŞ’a ait hastanede göreve başladım. Örgütün bana vermiş olduğu kod adı Abu Cafer’di. Ancak ben bu ismi kullanmıyordum” dedi.
Kadri Bağdu cinayetinin faili ile tanıştı
Karabilgin, Adana’da 2014 yılında öldürülen gazeteci Kadri Bağdu cinayetinin failleri arasında gösterilen Talip Güler ile tanıştığını da söyledi.
Karabilgin ile beraber yargılanan kadınlardan A.T. ise eşiyle birlikte Suriye’de Elbab ve Rakka’ya gittiğini ve eşi öldükten sonra Talip Güler ile evlendiğini aktardı. A.T., IŞİD’li olmadığını ve Suriye’de sadece evde çocuk baktığını dile getirdi.
İtirafçı oldu
Mahkemenin 18 Mayıs 2018 tarihli duruşmasında savcı mütalaasını verdi. Karabilgin’in itirafçı olduğu gerekçesiyle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasını isteyerek, ceza verilmemesi talebinde bulundu. Karabilgin ile birlikte yargılanan diğer dört sanık hakkında ise terör örgütü üyeliği suçundan ceza verilmesini istedi. Mahkeme, 5 Temmuz 2018 tarihli duruşmada, savcılığın; “silahlı terör örgütü üyeliğinden” cezalandırılmasını istediği beş sanığa beraat, Karabilgin’e ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Mahkeme başkanı, oyçokluğu ile alınan bu karara muhalif kaldı.
Mahkeme heyetinin gerekçeli kararında ise Karabilgin’in IŞİD üyesi olduğunu, silahlı eğitim aldığı ve kalaşnikof kullandığını, IŞİD’den maaş aldığını ve PKK ile çıkan çatışmada yaralandığını ve daha sonra ambulans şoförlüğü yaptığını anlatarak, Karabilgin’in itirafçı olduğu için cezalandırılmadığını açıkladı.
Skandal gerekçe
Diğer beş kadının da eşleriyle beraber Suriye’ye gittiğini aktaran mahkeme heyeti, bu kadınlar hakkında beraat kararının gerekçesini açıklarken şu yorumda bulundu:
“…eşlerinin örgüt bünyesinde faaliyet göstermesinin ve sadece Suriye’de terör örgütünün hakim bulunduğu yerlerde eşleri ile birlikte bulunmalarının sanıkların örgüt üyesi olarak organik yapıya dahil olduğu anlamına gelemeyeceği ve sanıkların örgüt üyesi olarak kabul edilemeyeceği…”
Mahkeme başkanının şerhi
Karara muhalefet şerhi koyan mahkeme başkanı ise kadınların eşleriyle birlikte IŞİD’in içerisinde yer aldıklarını bildirerek, terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılmaları gerektiğini bildirdi.
Kaynak: Artı Gerçek