• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Gölgeye girenin gölgesi olmaz

3 Ekim 2018 Çarşamba - 00:11
Kategori: Yazarlar

Dünyanın doğal bir döngüsü var. Biz insanların da doğal döngüye “modernlik” adı altında müdahalemiz var.

Mesela tohumları sadece biz insanlar ekmeyiz. Esasında hayvanlar kendi yiyeceğini elde etmek için toprağa tohumunu eker. Ektikleri bu tohumlardan fidanlar boy atar, meyve bağlar, otlar yeşerir. Yaban hayattaki hayvanlar kendi yetiştirdikleri bu ürünlerle beslenir, yaşamını sürdürür.

Nasıl mı?

Koyun, keçi ve sığırlar otlarken, otlardaki olgunlaşmış tohumları toprağa dökerler. Toprağa dökülen tohumları gezinen bu hayvanlar toynağı ile bastırırak toprakla temasını sağlar. Yani tohumu eker. Otladığı alana bıraktığı dışkısıyla da, tohumu bağrına basacak toprağı besler. Seneye kendi ektiği ve beslediği toprakta yetişen bu otları yer hayvanlar. Döngü böyle devam eder.

Görüldüğü üzere hayvanlar, beslenme konusunda başkasına muhtaç değil. Yiyeceğini kendisi üretebilecek yetenekte. İste bu yeteneğe sahip hayvanları insanlar sosyalleştirdi, evcileştirdi. Bunlar da, uyum sağladıkları o coğrafyaların yerli ırkları oldular.

Hayvanlar evcileştirildikleri için kendilerini dışardan gelecek olan tehlikelere karşı koruma becerilerini yitirdiler. Bu yüzden insanlar onlara şimdi çobanlık veya sığırtmaçlık yapıyorlar. Sosyalleştirilmeden önce avcılık döneminde insanların yaban hayvanları öldürmek için kullandıkları sopaları/deynekleri de evcilleştirdikleri bu hayvanları koruma amaçlı kullanıyorlar şimdi.

Bir de merada özgürce beslenmeyen, kapalı alana kapatılmış, modernlik adı altında tutsak kılınmış kültür ırkları var. Bunlar kendi yemlerini kendileri üretmezler. Yemleri bakıcıları tarafından yemliklerine/ önlerine boca edilir. Suları önlerine/kaplarına konur.

Şimdi “çağımızın geçer akçe” altın sorusunu sorma zamanı geldi. Soralım. Peki bu hayvanların ekonomik getirisi nedir? Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; yerli ırklar, kültür ırklarına göre daha verimlidir.

Gerçekten mi? Evet! Öyle anlatmıyorlar ama diyeceksiniz. Doğru, öyle anlatmıyorlar.

Doğrusu şu ki:

– Yerli ırklar, yani bizim sarıkız ve karakız ineklerimiz doğaya daha dayanıklı. Hemen hastalanmazlar. Dolayısiyla veterinerlik ve ilaç masrafları azdır. Kültür ırklar doğa koşullarına daha az mukavim oldukları için veterinerlik ve ilaç masrafları çoktur.

– Kültür ırklar, yerli ırklara göre, 20 kat daha fazla yem tüketirler ve bizim otlaklarımızdaki ot boyu, onların beslenme tarzına uygun değil. O nedenle kültür ırkları içerde (kapalı alanda) beslenmek zorundadır veya içerde takviye yemle desteklenmek zorundadır. Ki bu maliyeti artırır.

– Bir de; kültür ırkları en fazla 3 buzağı doğururken, yerli ırklar en az 7-8 buzağı doğururlar. Varın hesabını siz yapın gayri…

Gezegenimizde toprak, su, ot var. Hayvan yetiştirmek için bütün koşullar mevcut. Neden helva yapamıyoruz, niye bu haldeyiz diye yanıtım şu:(Vejeteryan ve vegan arkadaşlardan özürle).

Çünkü hayvanlar üretici, insanlar yetiştiriciyken ihracatçıydık. Ne zaman ki hayvanları üreticilikten, insanları yetiştiricilikten alıkoyduk, hayvan imalatçısı haline dönüştürdük; işte o zaman, ithalatçı hale geldik.

Demem odur ki; kendimiz aydınlıktayken başkasının duldasına girdik. Gölgeye girenin gölgesi olmaz ki!

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Toplumu savunmak -2

Sonraki Haber

‘Tecrit araştırılsın’ demek kaba!

Sonraki Haber

‘Tecrit araştırılsın’ demek kaba!

SON HABERLER

Gazi Yaşargil Hastanesi’nde bir haftadır klimalar bozuk

Gazi Yaşargil Hastanesi’nde bir haftadır klimalar bozuk

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

İmralı’ya gidecek heyet belirlenecek, koordinasyon kurulacak

İmralı’ya gidecek heyet belirlenecek, koordinasyon kurulacak

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Hollanda’da Abdullah Öcalan Sosyal Bilim Akademisi açıldı

Hollanda’da Abdullah Öcalan Sosyal Bilim Akademisi açıldı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Parmağı kırılan tutsağa 7 ay sonraya randevu verildi

Parmağı kırılan tutsağa 7 ay sonraya randevu verildi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Kürtçeye dönük ‘tahammülsüzlük’ protesto edildi

Kürtçeye dönük ‘tahammülsüzlük’ protesto edildi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Eskişehir’de maden yasasına karşı yaşam nöbeti başlatıldı

Eskişehir’de maden yasasına karşı yaşam nöbeti başlatıldı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

İran’da 3 tutsak idam edilme riskiyle karşı karşıya

İran’da 3 tutsak idam edilme riskiyle karşı karşıya

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır