• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Osmanağaoğlu: Feminist hareket ve Kürt kadın hareketi erkek şiddetine karşı yan yana geldi

4 Şubat 2023 Cumartesi - 18:26
Kategori: Güncel, Manşet
Osmanağaoğlu: Feminist hareket ve Kürt kadın hareketi erkek şiddetine karşı yan yana geldi

Demokratik Cumhuriyet Konferansı’nın ‘Cumhuriyet’in kuruluş dinamikleri’ başlıklı oturumnunda Barış Akademisyeni Öztürk ‘Türkiye’de kapitalizmin 100 yılı’ sunumunu yaparken, Hülya Osmanağaoğlu, ‘Cumhuriyetin kuruluş dinamiği olarak patriyarka ve feminist mücadele’yi anlattı. ‘İnançlar ve Cumhuriyet’ konulu sunum yapan akademisyen Yalçınkaya ise din ile devlet ilişkisini ele aldı

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği Demokratik Cumhuriyet Konferansı, “Cumhuriyet’in kuruluş dinamikleri” başlıklı ikinci oturumuyla devam ediyor. Zerrin Kurtoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, Özgür Öztürk, Hülya Osmanağaoğlu ve Ayhan Yalçınkaya sunum yapıyor.

Akademisyen Zerrin Kurtoğlu, Cumhuriyet ile birlikte tartışılan kavramlar üzerinde durarak, mevcut sistemin aslında bir cumhuriye olmadığını belirterek geçmiş yüzyılın bir muhasebesini yapmak gerektiğini vurguladı.

“Türkiye’de kapitalizmin 100 yılı” başlığı altında sunum yapan Barış Akademisyenlerinden Özgür Öztürk, Türkiye’nin yüz yıllık kapitalizm gelişimini anlattı. Öztürk, Türkiye’yi üçüncü kuşak sanayi ülkesi olarak tanımlayarak, “Türkiye’nin içinde olduğu üçüncü kuşak sanayi ülkeleri 1950’ler sonrası sanayileştiler. Birinci ve ikinci kuşak ülkeler, emperyalist ülkelerdir. Bir yandan sanayi ürünü satanlar, Osmanlı gibi ham madde ve sanayi ürünleri satanlar var. Dünya ekonomisiyle ilgili ticari burjuvasinin oluştuğunu görüyoruz. Cumhuriyetin kuruluşu sınıfsal egemenliği çok fazla değiştirmedi. Hukuksal açıdan birçok köklü yenilik ortay çıktı ama sınıfsal olarak çok şey değişmedi. Bu ilişkiden doğan egemen koalisyonu değişmedi. Aktörler değişiyor” dedi.

Egemen sınıf örgütlü

Yeni burjuvazinin örgütlü olduğunu vurgulayan Öztürk, “Devletçilik politikaları, 1930’lu yıllarda mecburiyet sonucu gündeme geldi. Dış ticaret kesintiye uğradığında, bazı temel malzemelerin ülke içinde üretimi başladı. Sanayileşme kısa sürdü, 2’nci Dünya Savaşı’yla kesintiye uğradı. Türkiye’de 1950’lerin ortalarına kadar ticaret ve tarım çıkarlarının hakim oldu” diye belirtti.

Türkiye’de sanayileşme

Türkiye’nin sanayileştiği döneme işaret eden Öztürk, “Kapitalist üretimin en karakterist tipi, sanayileşme olarak karşımıza çıkıyor. İşçileşme elbette göç anlamına geliyor. Birinci büyük dalgası, 1960’larda yaşandı. O dönemde kent, sanayi çekiyordu. İkinci büyük dalgayı 90’larda yaşadık. Köy boşaltmalar büyük etki yaşattı. Kırlarda geçinemeyen insanların işçileşmek mecburiyetinde kaldığını görüyoruz. Bu son derece düzensiz koşullarda gerçekleşiyor” diye konuştu.

Türkiye’de büyük sermaye egemenliğinin olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Hem tüccar hem sanayici hem bankacı gibi birçok alanda sermaye fonu ortaya çıktı. Bu sadece Türkiye’ye özgür değil, üçüncü kuşak ülkelerde sermaye ve şirket grupları ortaya çıktı. 12 Eylül darbesi sonrası sermayenin önü açıldı. O günden beri patronların yüzü gülüyor” sözlerinde bulundu.

AKP döneminde ticari ilişkiler

AKP döneminde ticaret ilişkilerine değinen Öztürk, “Türkiye’de üretim yapan sermaye gruplarının büyüdüğünü, artık yurt dışında üretim yaptıklarını görüyoruz. Ticaretten holdinge geçen bir sıçrama yaşandı. Türkiye’nin dünya ekonomisiyle ilişkileri de derinleşti” dedi.

Feminist mücadele

Hülya Osmanağaoğlu, “Cumhuriyetin kuruluş dinamiği olarak patriyarka ve feminist mücadele” başlığında sunum yaptı. Osmanağaoğlu, eşit temsiliyet için kürsüde iki erkeğin konuştuğu sürenin tamanının bir kadına verilmesi önerisinde bulundu. Osmanağaoğlu, feminist mücadelenin geldiği noktaya değinerek, eşit temsiliyetin önemine vurgu yaptı. Cumhuriyetin yüz yılının sonunda AKP’nin Anayasa değişikliği üzerinden amaçlarını irdeleyen Osmanağaoğlu, “Yaklaşık 30 yıldır, AKP 20 yıldır iktidarda ama 1994 seçimlerinden bu yana söylemek mümkün. AKP iktidarıyla kadın meselesi her daim gündemde. Bugün AKP eliyle Anayasa tartışmasında yaşıyoruz, İstanbul Sözleşmesi’nde yaşıyoruz. 1997-98 sürecinde de, 28 Şubat döneminde de kadınlar üzerinden tartışıyorduk. Bütün tarih yazımı da Cumhuriyetin kuruluşu dahil üzerine ağırlıklı olarak bu ikili üzerinden ele alınıyor. Kadınların eşit yurttaş ve vatandaş olması, laiklik tartışması olarak öne çıkıyor. AKP döneminin İslami baskı yönünden önemli sorunları olsa da sadece laiklik üzerinden kadınların cumhuriyette nasıl yaşaması gerektiği tartışması iki şeyi beraberinde getiriyor. Bu topraklarda feminist mücadele ve Kürt kadın kurtuluş mücadelesi görülmüyor” şeklinde konuştu.

Feminist mücadele ve Kürt kadın hareketinin kazanımları

Feminist hareketi ve Kürt kadın hareketinin erkek şiddetine karşı yan yana geldiğini dile getiren Osmanağaoğlu, “İlk feminist yürüyüşü 50 kişiyle başladı, şimdi binlerle yürüyoruz. 2000’li yıllar boyunca erkek şiddeti, kadın cinayetlerini sorguladık, kadın cinayetleri politiktir dedik. Patriyarka nasıl ucuz emek haline geldi, AKP nasıl kendini bunun içinde inşa ettiğini konuştuk. Feminist mücadele ve Kürt kadın hareketinin kazanımları, İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekildi, kayyımlarla Kurdistan’daki Kürt halkının, kadınların kazanımları talan edildi. Aynı şekilde şimdi bir anayasa değişikliğiyle kadınlar aileye mahkum edilmek isteniyor. LGBTİ’ler bizzat kriminalize ediliyorlar” dedi.

‘Din devlete karışmamalı ama devlet dine karışabilir’

İnançlar ve Cumhuriyet iki ana başlık üzerinde sunum yapan akademisyen Ayhan Yalçınkaya, Kürt ve Aleviler arasındaki bağ üzerinde durdu. Yalçınkaya, şunları söyledi: “Cumhuriyetten bugüne, din ile devleti düşündüğümüz her seferinde bir ikilik, bir gerilim, bir sorunun varlığının bağlamı içinde düşünüyoruz. Devlet şöyle, din böyle olmalı diyoruz. Öncelikle bu varsayımdan vazgeçmeli. Din ve devlet arasında bir çelişki olmak zorunda değil. Türkiye özgün bir örnek değil. Siyasal düşünceyi hızlıca kat ettiğimizde dinin devlet için olmazsa olmaz olduğu çok açık seçik biçimde ifade ediliyor. Cumhuriyetler için din prenslikten daha gereklidir. Din devlete karışmamalı ama devlet dine karışabilir!

Din dşmanı ilan edilenler

Hukuk ile bağlanmış bireylerin bağlamı, bir topluluk oluşturmaz. Vatanperverlik, doğrudan doğruya dindarlık. Her devletin mutlaka bir dini vardır, din devletin temelinde yer alır. Dinin temelleri sarsarsa, devlet ortadan kalkar. Din ile devlet arasındaki ilişkin çatışmalarla yüklü, birbirinin yerine göz diken bir ilişki biçimi değil. Tam tersine iç içe geçmiş durumda. Birinin yüzü ötekinin yüzü. Komünistler, Kızılbaşlar, Kürtler din düşmanı ilan edilebiliyor. Din düşmanlığı devlet düşmanlığı sayılıyor.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

CENTCOM: İran’dan Yemen’e kaçırılan silahlara el konuldu

Sonraki Haber

Gemlik yürüyüşüne katılım çağrısı

Sonraki Haber
Gemlik yürüyüşüne katılım çağrısı

Gemlik yürüyüşüne katılım çağrısı

SON HABERLER

Yasaklar belgeli: Devletin Kürtçe için bir telafisi olmalı

Yasaklar belgeli: Devletin Kürtçe için bir telafisi olmalı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Çeşme’nin infazının ertelenmesi Meclis’e ve İHİK’e taşındı

Çeşme’nin infazının ertelenmesi Meclis’e ve İHİK’e taşındı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Stier PKK’nin kararını değerlendirdi: Barış için uzatılan el görmek nadirdir

Stier PKK’nin kararını değerlendirdi: Barış için uzatılan el görmek nadirdir

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Bakırhan: Umarım bu süreci barışla taçlandırırız

Bakırhan: Umarım bu süreci barışla taçlandırırız

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

YNK Sözcüsünden kongre değerlendirmesi: Olumlu bir adım

YNK Sözcüsünden kongre değerlendirmesi: Olumlu bir adım

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Riha’da hasta tutsaklar için eylem

Riha’da hasta tutsaklar için eylem

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Duran Kalkan, Kaytan ve Altun’u anlattı

Duran Kalkan, Kaytan ve Altun’u anlattı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır