Bu yıl 1 Mayıs seçim arifesinde karşılanırken 21 yıllık AKP iktidarında 40 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Taşeronlaşma ve güvencesizlik sıradanlaştı
İşçi bayramı olarak adlandırılan 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ne sayılı günler kala, işçiler ve sendikalar, tüm alanlara kitlesel olarak çıkmaya hazırlanıyor.
Türkiye’de de işçiler aynı taleplerle yıllardır mücadele ederken, AKP iktidarı döneminde grev yasaklarından sendikasızlaştırmaya kadar birçok hak gaspıyla karşı karşıya kaldı.
21 yıllın sonunda 40 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybederken esnek çalışma ve işçileştirme süreci ile çocuk işçilik ve taşeron çalışma sıradanlaştı.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 2020 yılı verilerine göre Türkiye, haftada 60 saatten fazla çalışanların en fazla olduğu ülke olurken bu şekilde çalışanların oranı yüzde 15,1’i buluyor.
MA’dan Tolga Güney’in derlediği ‘21 yılda AKP’nin emek karnesi’ şöyle;
İlk iş esnek çalışmayı yasalaştırma
İktidara gelir gelmez ilk işi İş Yasası’nı değiştirmek olan AKP, 10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanunu ile esnek çalışma biçimlerine yasallık getirdi. Bu yasayla kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, evde çalışma, işçi kiralama gibi esnek çalışma modelleri hayata geçirilirken işçilerin tümüyle güvencesiz kalmasının önü açıldı. Yine aynı yasayla asıl işveren – alt işveren ilişkisi yeniden tanımlanırken, işverenin asıl nitelikteki birtakım işlerini alt işverene (taşerona) vermesi sağlanarak taşeron uygulaması yaygınlaştırıldı. Yasayla aynı zamanda işçi deneme süresi bir aydan iki aya çıkarılırken, haftalık 45 saatlik çalışma süresinin günlere dağılımında farklılaştırma olanağı sağlandı, 30’dan az sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçiler iş güvencesinin kapsamı dışına çıkarıldı.
‘Mezarda emeklilik’
Avrupa Birliği kriterleri kapsamında 2008 yılında yasalaşan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile kademeli de olsa emeklilik yaşı kadın ve erkekte 65’e yükseltildi. Düzenleme ile 2036 yılına kadar emeklilik yaş koşulu kadınlar için 58 erkekler için 60’a çıkarıldı. Bu tarihten itibaren emeklilik kademeli biçimde artarak 2048 tarihinde kadın ve erkekler için 65 olacak. Prim ödeme gün sayısı tam aylıkta 7 bin 200 kısmi aylıkta 5 bin 400 oldu.
İşsizlik fonu kullanılamıyor
Çalışanların emeklerinin sömürülmesinin önünü açan iktidar, diğer yandan da gözünü işsizler için biriken paralara dikti. 2000 yılında işsiz kalanların yararlanması için uygulanmaya başlayan İşsizlik Sigortası Fonu, AKP iktidarı döneminde amacına uygun kullanılmadı. 2009 yılında yapılan düzenleme ile Nisan 2009’dan sonra yeni işçi alan işverenlerin, bu işçilerle ilgili ödenmesi gereken sigorta primlerinin, işsizlik fonundan karşılanması öngörüldü. AKP işsizler için biriken fonun işverenler için kullanılmasının önünü açarken, işten çıkarılan işçilerin büyük bölümü bu haktan yararlanamadı. Yine bu fonda biriken paraların büyük kısmı AKP’nin seçim yatırımları başta olmak üzere iktidarın birçok ‘hizmetinde’ kullanıldı.
Kiralık işçilik modeli
İktidarın işçileri gördüğü konumu en net ortaya koyan yasa ise 6 Mayıs 2016 Tarihinde mecliste kabul edilen ‘İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ oldu. Bu kanun ile “Özel İstihdam Büroları” kurulmasına ilişkin kanun tasarısı Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. Bununla da özel istihdam bürolarına; işveren ile geçici işçi sağlama sözleşmesi yaparak, işçisini geçici olarak işverene devir yetkisini verildi. İşçilerin kiralanmasının önünü açan bu kanun ile işçiler güvencesizleşirken kıdem ve ihbar tazminatı gibi haklarını kullanmasının da önüne geçildi.
OHAL sürecinde işsizlik
Özellikle 15 Temmuz 2016 sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte işçilere yönelik hak gaspları derinleşmeye başladı. OHAL kapsamında ilan edilen Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile birlikte 150 bin kamu emekçisi haklarında hiçbir yargı kararı olmadan işlerinden ihraç edildi. Yine OHAL kapsamında birçok gazete, dergi, televizyon kapatılırken yüzlerce kişi işsiz kaldı.
Kovid-19 sürecinde işçiye ölüm dayatıldı
2020 yılında yaygınlaşmaya başlayan Kovid-19 pandemisi ile birlikte işçiler yine güvencesizlik ve ölüm dayatılırken, işçiler salgına rağmen çalışmaya zorlandı. İşten çıkarmayı zorlaştırma adı altında İş Kanunu’na eklenen maddeler ise işten çıkarmayı kolaylaştırırken, esnek çalışma tüm iş hayatında yaygınlaştırıldı. Özellikle Kod-29 ile binlerce işçi işten çıkarılırken, binlerce işçi hayatını kaybetti, on binlerce işçi hastalığa maruz kaldı.
Binlerce
Öte yandan yolsuzluk ve yoksullukla mücadele sözüyle iktidara gelen AKP döneminde kamu şirketlerinin özelleştirilmesi yoluyla binlerce işçi ya işsiz bırakıldı ya da iş güvenceleri ellerinden alındı. SEKA Kağıt fabrikası, Türk Telekom, Tekel, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. gibi onlarca şirket yandaşlara satılırken, binlerce işçide sermayenin insafına terk edildi. Bu şirketlerden olan TEKEL British American Tobacco tarafından alınır alınmaz 10 bin 818 TEKEL işçisinden 8 bin 247’sinin iş aktini feshetti. Yine Türkiye’de 2008 yılında 194 bin 282 tütün üreticisi vardı. TEKEL’in sigara fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi veya kapatılmasının ardından 2009 yılında tütün üreticisi sayısı 80 bin 766’ya geriledi.
Grev yasakları
AKP’nin işçileri güvencesiz hale getirmek için başvurduğu en önemli yolda sendikasızlaştırmak oldu. Çalışma Bakanlığı verilerine göre 2003’te çalışan işçilerin yüzde 58’i sendikalı iken, bakanlığını son olarak 2022 Temmuz ayında açıkladığı verilere göre bu oran yüzde 14,26’ya geriledi. Bu gerilemede AKP’nin patronlardan yana aldığı tavırlar etkili olurken, 21 yılda binlerce işçi sendika üyesi olduğu için işlerinden çıkarıldı. Yine AKP döneminde işçilerin grev ve sendikalaşma hakkı da yok sayılırken 21 yılda 20 grev ‘milli güvenlik’ ve ‘genel sağlık’ gibi gerekçelerle yasaklandı. Yasaklar yaklaşık 195 bin işçiyi kapsarken, işçilerin toplu iş sözleşmesi ve grev hakları da fiilen askıya alındı.
40 bin işçi hayatını kaybetti
AKP iktidarının işçilere dayattığı bu tüm güvencesiz çalışma koşulları iş cinayetlerini de ‘olağan’ bir duruma getirdi. Soma, Ermenek, Kozlu ve Bartın madenlerinin yanı sıra Torunlar Center inşaatı gibi toplu işçi ölümleriyle birlikte neredeyse her gün 5 işçi çalışırken yaşamını yitirdi. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin yayınladığı verilere göre AKP’nin iktidar yılları boyunca (2023 nisan ayına kadar) iş cinayetlerinde en az 30 bin 996 işçi hayatını kaybetti.
Sorumlular cezasız bırakıldı
İş cinayetleri sonrasında başlayan yargılama süreçlerinde ise adaletsiz ve sermaye yanlısı politikalar devam etti. Soma, Ermenek, Kozlu ve Torunlar Center katliamlarının davalarında asıl sorumlular mahkemeye çıkartılamadığı gibi tali sorumlular ise kısa süreli hapis cezalarına çarptırılıyor. Bu cezalar ise para cezasına çevriliyor ve 24 ay taksitlendiriliyor.
İSTANBUL