• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Bir işkence yöntemi olarak: Çıplak arama

26 Haziran 2023 Pazartesi - 00:00
Kategori: Manşet, Savunmanın Sözü, Yazarlar
Bir işkence yöntemi olarak: Çıplak arama

Kişinin beden dokunulmazlığına saldıran ve ruh sağlığı üzerinde ciddi etkiler bırakabilecek Çıplak arama uygulamasının yönetmelikle düzenlenmesi Anayasaya ve hukuka açıkça aykırıdır

*Meryem Ağar

İşkence genel olarak kişinin fiziksel, cinsel veya psikolojik olarak insanlık onuruyla bağdaşmayan kötü muameleye, aşağılayıcı davranışlara maruz kalma olarak tanımlanır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz” denilerek işkence yasağı açık bir şekilde ortaya konmuştur. Bu yasak Türkiye Anayasası’nda da “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz” şeklinde yer almıştır. Fakat bu açık hükümlere rağmen Devletin; başkaca birçok temel hak ve özgürlüklerde olduğu gibi işkenceyi de çıkardığı yasalarla “legal bir uygulama”ya dönüştürmesine hiçbir zaman engel olunamamıştır.

Devletin sözde “Meşru ve Gerekli” diyerek yasal bir uygulamaya dönüştürdüğü işkence yöntemlerinden biri de, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik ile düzenlenen çıplak arama uygulamasıdır. Söz konusu yönetmelik hapishane idaresine çıplak arama yapma yetkisi vermektedir. Kişinin beden dokunulmazlığına saldıran ve ruh sağlığı üzerinde ciddi etkiler bırakabilecek Çıplak arama uygulamasının yönetmelikle düzenlenmesi Anayasaya ve hukuka açıkça aykırıdır. Şöyle ki; Anayasa’nın 13. maddesine göre; “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.” Ancak temel hak ve hürriyetleri açık bir şekilde sınırlandıran çıplak arama uygulaması, ilgili kanun ile düzenlenmemiş, yönetmelik ile düzenlenmiştir. Burada açık bir hukuka aykırılık vardır.

Söz konusu yönetmeliğe gelecek olursak; yönetmelikte hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve bunun başka suretle tespitinin olanaksız olması durumunda, kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde çıplak arama (isim değişikliği ile detaylı arama) yapılabileceği ifade edilmiş olsa da uygulamada durum böyle değildir. Öncelikle mevzuatta çıplak aramanın yalnızca hükümlülere belli şartlarda yapılabileceği yazılıyken uygulamada çıplak arama tutuklulara, hatta hapishane görüşüne gelen tutsak yakınlarına dahi yapılmaktadır. Her ne kadar mevzuatta hukuki bir kılıfa büründürülmüş ve insan haklarını koruyucu bir sınırlandırma yapılmış istisnai bir uygulama gibi gösterilmek istenmişse de pratikte devlet otoritesini göstererek cezalandırılmak istenen herkese karşı keyfi olarak yapılan/yapılabilen bariz bir işkence yöntemidir. Açıktır ki; kişilerin bedensel dokunulmazlıkları, temel hak ve hürriyetleri artık neredeyse kolluk kuvvetlerinin ve infaz koruma memurlarının insafına bırakılmıştır. Yönetmelikte yer alan soyut ve muğlak ifadeler görevli memurlar tarafından da suistimal edilmekte ve bunun keyfi bir işkence uygulamasına dönüşmesine zemin hazırlamaktadır. Örneğin gözaltında çıplak aramaya maruz kalan kişi, tutuklanıp hapishaneye getirildiğinde dışarıyla hiçbir teması olmamasına rağmen tekrar çıplak aramaya maruz bırakılıyor veyahut çıplak arama sırasında kişiye alt kısım kıyafetleri tamamen çıkartıldıktan sonra “otur-kalk, ıkın” şeklinde insanlık dışı komutlar veriliyor.

HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu çıplak arama uygulamasını gündeme taşımış ancak iktidardaki yetkililer tarafından bu reddedilmiş ve çıplak aramaya maruz kaldığını söyleyen insanlara karşı suçlayıcı bir dil kullanılmıştı. Adalet Bakanlığı da çıplak arama uygulamasının gereklilik, ölçülülük ve orantılılık ilkeleri esas alınarak yapılan istisnai bir uygulama olduğunu iddia etmişti ancak bizler biliyoruz ki durum hiçbir zaman böyle olmadı. İnkar edilen çıplak arama uygulaması daha sonra Cumhurbaşkanının imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle beraber “detaylı arama” ismini aldı.

Burada soracağımız sorulardan biri şu: Uygulamada yaşlı, çocuk, kadın, erkek, hükümlü, tutuklu, ziyaretçi fark etmeden yapılan çıplak arama uygulamasında ne gibi bir “kamu yararı” ne gibi bir “gereklilik” bulunmaktadır? Burada aslında bu uygulama aracılığıyla mahpuslara esas güçlünün kim olduğu tekrardan hatırlatılmak istenmekte, mahpusa daha en baştan “esarete hoş geldin, biz buradayız” mesajı, bu güç gösterisi ile verilmekte, kişide utanma duygusu da oluşturularak devlet otoritesi ile bedeni üzerinde bir tahakküm kurma çabasına girilmektedir. Cinsel ve psikolojik bir işkence söz konusudur. Kişinin insan oluşundan kaynaklı sahip olduğu tüm varlık hakları silikleştirilip hiçleştirilmekte, kişi devletin varlığı karşısında ezilip geçilecek bir varlık gibi aşağılanmak istenmekte ve kişinin üzerinde büyük bir korku ve travma etkisi yaratılmaktadır.

Bizler adına ister çıplak arama ister detaylı arama denilsin, bu onur kırıcı uygulamanın tam karşısında duracak, devletin insanlık onuru ile bağdaşmayan bütün hukuksuz uygulamalarını tüm çıplaklığı ile teşhir edecek ve “Çıplak Arama İşkencedir, İşkence İnsanlık Suçudur” demeye devam edeceğiz.

*Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Üyesi

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Yunanistan’da seçimleri Miçotakis’in partisi kazandı

Sonraki Haber

Uzun soluklu bir mücadele gerekiyor

Sonraki Haber
Uzun soluklu bir mücadele gerekiyor

Uzun soluklu bir mücadele gerekiyor

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır