Times gazetesi Kaşıkçı olayı ile ilgili yazdığı yorumda, krizin Erdoğan tarafında ‘Sünnilerin lideri’ olduğu iddiasını pekiştirmek için kullanıldığını ileri sürdü. Trump ise Kaşıkçı ile ilgili ses kayıtlarını Türkiye’den istediklerini söyledi
İngiliz Times gazetesi, Cemal Kaşıkçı krizi sonrası Türkiye- Suudi Arabistan ilişkilerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izlediği politikayı yorumladı. Gazeteye göre Erdoğan krizi, “Sünnilerin lideri olduğu” iddiasını pekiştirmek için kullanıyor. Öte yanda olayla ilgili konuşan ABD Başkanı Türkiye’den ses kayıtlarını istediklerini söyledi. Times’ın haberi, Ortdoğu muhabiri Richard Spencer’ın imzasını taşıyor. Sızdırılan haberlerin Kaşıkçı’nın nasıl öldürüldüğüne yönelik olduğunu belirten Spencer, emniyet yetkililerinden ise bu konuda resmi hiçbir açıklama yapılmadığına dikkat çekiyor. Yazara göre haberleri sızdıranların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanları olduğu açık. “Erdoğan’ın Suudi bir muhalifin Türk topraklarında öldürülmesne öfkesi anlaşılabilir bir durum. Daha az net olan ise dünyayı neden bu şekilde gelişmelerden haberdar ettiği” diyen Spencer’a göre Cumhurbaşkanı, neler yaşandığına dair bilgileri günler önce kamuoyuyla paylaşabilirdi ama bunu yapmadı. Times yazarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yöntemle Suudi Arabistan’a acı çektirdiği ve Riyad’ın da küçük düştüğü görüşünde. Yazara göre Erdoğan iki avantaj yakaladı. İlk olarak bu durumu kullanarak Suudilerle avantajlı bir anlaşma imzalayabilir. İkinci olarak da kendisini Sünni dünyasının lideri olarak lanse edebilir.
Suudilere yaptırım yok
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla ilgili olarak Suudi Arabistan’ı kollamaya çalıştığı ve yaşananları örtbas etmeye çalıştığına yönelik suçlamaları reddetti. Beyaz Saray’da gazetecilere bir açıklama yapan Trump, müttefiklerini yalnız bırakmayacaklarını söyledi. Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın yaşananlar hakkında hiçbir bilgileri olmadığını umduğunu belirtti. ABD Başkanı ayrıca Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girmesinden sonra yaşananlara dair ses veya görüntü kaydı varsa, bunu Türkiye’den talep ettiklerini açıkladı. Trump: Suudi Arabistan’a yaptırım çağrılarına kulak asmayacağını söyledi. Öte yandan, ABD’de Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyelerinden Jim McGovern, Suudi Arabistan’a tüm silah satışlarının ve yardımların durdurulmasını öngören bir yasa tasarısını Meclise sunduğunu açıkladı.
‘Çöl Davosu’na katılanlar
Suudi Arabistan, Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasından bu yana dünyanın en önemli gündem maddelerinden birisi haline gelmiş olsa da gelecek hafta düzenlenmesi planlanan ve ‘Çöl Davosu’ olarak nitelenen yatırım zirvesini ertelememe kararı aldı. Zirveye 140 kuruluştan toplam 150 konuşmacının katılması planlanıyordu. Ancak IMF Başkanı Christine Lagarde dahil bir dizi önemli katılımcı Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamaması üzerine zirveye katılmaktan vazgeçti. Almanya merkezli Siemens ile araştırma geliştirme şirketi SWFI da sponsorlar arasında kalmayı sürdürüyor. Bu şirketlerden şu ana kadar sponsorlukların geri çekildiği yönünde bir açıklama gelmedi.
Kaşıkçı’nın son köşe yazısı
Amerikan Washington Post gazetesi, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girdiği 2 Ekim’den bu yana kayıp olan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın son köşe yazısını yayımladı. Gazeteden yapılan açıklamada, köşe yazısının Kaşıkçı’nın kaybolmasından önce yazıldığı, 3 Ekim’de onun tercümanı ve yardımcısı tarafından Washington Post’a gönderildiği belirtildi. Suudi gazetecinin yazısından bazı satırlar şöyle: “Geçenlerde (Washington merkezli düşünce kuruluşu) Freedom House’un 2018 raporuna bakıyordum. Arap dünyasında ‘özgür’ olarak nitelendirilen tek ülke vardı: Tunus. “Arap dünyası 2011’in sonbaharında umut doluydu. Ancak tüm beklentiler kısa sürede yerle bir oldu. Arap toplumları eski statükoya geri döndüler, hatta daha öncekilerden de zorlu koşullarla yüzleştiler.” “Sevgili dostum, önde gelen Suudi yazar Saleh al-Shehi, Suudi basınında bugüne dek yayımlanan en ünlü köşe yazılarından birini kaleme aldı. Sözleri, Suudi Arabistan’da kurulu düzene ters bulundu. Maalesef şimdi mesnetsiz bir suçlama sonrası çarptırıldığı 5 yıl hapis cezasını çekiyor.” “Arap dünyası bugün kendi Demir Perde’siyle yüzleşiyor. Perdeyi çekenler ise dış aktörler değil, güç mücadelesi içindeki iç güçler. Arapların, Soğuk Savaş’ın Radio Free Europe’una (Özgür Avrupa Radyosu) benzer bir şeye ihtiyacı var. “Yazılarımı yayımlayan Washington Post, onlardan çoğunun Arapçaya çevrilmesi için inisiyatif aldı, onların Arapça olarak da basılmasını sağladı. Bunun için minnettarım. Araplar, yazılarımı kendi dillerinde okumalı. Böylece onları anlayabilir, ABD ve Batı’da demokrasinin çeşitli unsurlarını ve komplikasyonlarını tartışabilirler.”
LONDRA/ WASHINGTON