• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
17 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Sami Evren

Emek hareketi ve siyaset

14 Temmuz 2023 Cuma - 23:00
Kategori: Sami Evren, Yazarlar
Şimdi harekete geçme zamanı

Anlaşıldı ki, 14 Mayıs seçimleri öncesi muhalefet adına söz söyleyen siyasi partilerin zayıflayan toplumsal sivil örgütlenmeler ile kurduğu etkileşim çok zayıf. Otoriter rejimlerin baskısı kitlelerin örgütlenmesi ve talepleri için mücadele etmesini engelliyor. Gezi davası tutuklamalarının nedeni, Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın eylemlerine müdahalenin hedefi, topluma gözdağı verme siyaseti olduğunu söylemeye sanırım gerek yok. Üniversitelerin suskunluğunu bozmaya çalışan Boğaziçi bileşenlerinin mücadele deneyimi ve direngenliği ortada duruyor. Yeni dönemde kadınlara yönelik sistematik olarak uygulanan faşizan programın hız kesmeyeceğinin Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamalarından anlayabiliriz. Uygulanan ekolojik yıkım programına karşı yerel halkın mücadelesi genel bir mücadeleye bir türlü dönüşemedi.

Ve emek hareketinin durumu başlı başına bir sorun. Emeği ile geçinen milyonlarca emekçinin seçimler sonrası maruz kaldığı pahalılık ve ağır vergiler insanca yaşama hakkının gaspına yönelik en ağır saldırıdır.

Demokratik muhalefetin yeniden inşa edilmesi tartışmalarının devam ettiği bir dönemde gerçekçi bir değişim ve özeleştiri toplumsal mücadelelerle örülmüş bir siyasi merkezin yaratılmasıdır. Mevcut siyaseti parlamentonun gri koridorlarından kurtarmakta kararlı olmanın en önemli başlangıç olacağını düşünüyorum.

Sendikal hareketin içinde bulunduğu durum içler açısı. Bu duruma kafa yoran, sorumlu davranan, konunun önemine ilişkin politika üreten merkezler de maalesef yok. Var olan ilerici konfederasyonlar emek hareketinin yeniden yapılanmasına ilişkin bir çalışmayı başlatmış değiller. Geleneksel sendikal yapılar söylem düzeyinde eleştirilse de, aktörleri cesaretli bir adım atmıyorlar.

Milyonlarca işsizin, emeklinin, güvencesiz çalışanın, mevsimlik işçilerin, KHK nedeniyle işten atılanların mevcut olduğu bir ülkede bütünlüklü bir örgütlü faaliyetin olmaması sınıf mücadelesi açısından önemli bir zaaftır.

Emekten yana siyaset demokratik, sivil, sendikal örgütlenmeleri kendi dışında gelişmesi gereken yapılar olarak görmesi ve siyasetini sadece parti örgütleriyle sınırlandırması hem siyaseti hem de yatay örgütlenmeleri etkisizleştiriyor.

Bu alanda söz sahibi olan ilerici konfederasyonlar ise bulundukları örgüt kalıplarını aşan bir mücadele pratiği ortaya koyabilmiş değiller.

Siyasi örgüte, partiye bağlı, güdümlü örgütlenmeler nasıl ki miadını doldurmuş ise, kendisini siyaset dışı gören, siyaseti parti ve siyasi örgütlerin işi olarak gören örgütlenmeler de miadını doldurmuştur.

Sözün özü geleneksel siyasi örgütler ve partiler ile klasik sendikal, demokratik mücadele örgütleri siyasal mücadeleyi bildiklerimizin, deneyimlerimizin dışında yeniden masaya yatırmak zorunda. Doğrudan demokrasi ve hiyerarşi oluşturmadan yeni belirlemelere her zamandan daha fazla ihtiyaç var. Bu hastalıklı durumun eski reçetelerle tedavi olmayacağı kesinleşmiştir. Elimizde yeni bir reçete de yoktur, olmayacaktır da. Yeni olmayan bu tartışmanın pratik adımlar atılarak güçlendirilme ihtiyacı için harekete geçme zamanı çoktan gelmiştir.

Unutmayalım ki kimlikleri yok sayılan, tercihleri sevilmeyen, dilleri tanınmayanlar, ırkçı saldırıların hedefinde olanlar işçi sınıfının bileşenleridir. İşçi sınıfının kendi haklarını kazanma mücadelesi, aynı zamanda demokrasi mücadelesidir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Varlığımız Körfez varlığına armağan olsun

Sonraki Haber

Sesi duyulsaydı sonuç farklı olurdu

Sonraki Haber
Sesi duyulsaydı sonuç farklı olurdu

Sesi duyulsaydı sonuç farklı olurdu

SON HABERLER

Kendine Ait Bir Oda’dan komünal topluma

Kendine Ait Bir Oda’dan komünal topluma

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

En sağlam kubbe demokrasidir!

En sağlam kubbe demokrasidir!

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın paradigması I: İdeolojik değişim ve kriz

Abdullah Öcalan’ın paradigması I: İdeolojik değişim ve kriz

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Bölgesel tırmanış ve demokratik dönüşümler: Ortadoğu iki engel arasında…

Bölgesel tırmanış ve demokratik dönüşümler: Ortadoğu iki engel arasında…

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Dijital magandalık

Dijital magandalık

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

‘It’s the economy, stupid!’

Buğday, ekmek, haysiyet

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

İsrail–İran gerilimi: Tarihsel kırılmalar ve demokratik çözümler 

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır