AKP-MHP yönetiminin ikiyüzlü İsrail ve Gazze politikasına karşı tepkiler artarken, Türkiye’nin de soykırımdan yargılanabileceğine işaret edildi
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken AKP-MHP yönetiminin ticareti sürdürmesine Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu sert tepki gösterdi. Karar’ın haberine göre Davutoğlu, Türkiye’nin de Almanya gibi soykırımdan yargılanabileceğini vurguladı. Nikaragua’nın Almanya’ya açtığı davaya işaret eden Davutoğlu şunları kaydetti: “İslam ülkeleri susarak, Türkiye de İsrail ile ticarete devam ederek örtülü ya da açık iş birlikçilik yaparken Güney Afrika’dan sonra Nikaragua da bir insanlık destanı yazıyor. İnsanlık vicdanının sesi olan Nikaragua halkına ve Cumhurbaşkanı Daniel Ortega’ya selam olsun! Korkarım ki, mazlum dünyanın anti-emperyalist mücadelesine öncülük ettiği İstiklal Savaşı ile kurulan bu aziz ülkemiz de soykırımcı ülkeye jet yakıtı başta olmak üzere soykırımda kullanılan stratejik malzeme satışları dolayısıyla böylesi bir davada yargılanma riski ile karşı karşıya kalabilir. İsrail ile ticarete derhal son verilsin!”
Davutoğlu, bazı kalemlerin satılmayacağı kararı konusunda da “Madem ki başta uçak yakıtı olmak üzere, bir çok sevkiyatı durdurma kudretiniz vardı; madem ki bu malzemelerin Filistin’e gitmesi söz konusu değildi; o halde 7 aydır Gazze’de devam eden soykırıma malzeme taşıyan hattı neden kesmediniz?” diye sordu.
Yalnızca 54 kalemlik durdurmanın yetmeyeceğini, İsrail ile devam eden ticaretin tamamen ve derhal durdurulması gerektiğini belirten Davutoğlu, “Hava sahamızı İsrail’e giden uçaklara kapatın! İsrail’e başka ülke gemilerinin de bizim limanlarımız üzerinden ticaret yapmasını engelleyin! Bütün ulaşım hatlarını kesin!” dedi.
Neler sattılar?
AKP-MHP yönetiminin bir yandan kamuoyu önünde İsrail’i eleştirip seçim propagandası konusu yaparken diğer yandan, silahlar ve mühimmat, silahların aksam ve aksesuarı, barut ve patlayıcı maddeler, piroforik alaşımlar (Havayla temasta hemen tutuşan madde), Pirotekni mamulleri (barutları ve patlayıcıları ateşlemek için gerekli olan yardımcı maddeler), içlikler, Mescid-i Aksa’yı çevreleyen telörgüler sattığı belirlendi. Türkiye Varlık Fonu şirketlerinden Eti Maden’in, MÜSİAD üyelerinin, MHP Antalya Milletvekili Hilmi Durgun’un da ticaret ilişkisi ortaya çıktı. İstanbul, Konya gibi yerlerde AKP yönetimine karşı protestolar oldu. Filistin İçin Bin Genç” isimli grubun çağrısıyla İstanbul-Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde “İsrail ile ticarete dur de”, “Katil İsrail iş birlikçi AKP” sloganıyla yapılan yürüyüşe polis sert müdahale etti. İktidarın isimleri ve havuz medyası sol örgütler ve 5. kol suçlaması yaptı. Geçmişte Erdoğan “”Benim başörtülü kardeşlerime saldırdılar” gibi sözlerle polis ve muhalefete yüklenirken bu kez İstiklal’de gözaltına alınan türbanlı kadınlar arasında Mavi Marmara’da İsrail’in öldürdüğü Cengiz Akyüz’ün kızları Beyza Akyüz ve Erva Akyüz’ün de olduğu ortaya çıktı.
Almanya’ya açılan dava
Nikaragua’nın Birleşmiş Milletler’in en üst düzey yargı mercii konumundaki Lahey merkezli Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) Almanya’ya dava açmıştı. Dava 8 Nisan 2024’te görülmeye başlandı.
Nikaragua yönetimi, mahkemede, Berlin’in Gazzelilere yardım gönderirken aynı zamanda İsrail’e silah sağlamasının “rezilce” olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Nikaragua’nın UAD’daki açılış konuşmasını yapan Lahey Büyükelçisi Carlos Jose Argüello Gomez İsrail’i, özellikle Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere “Filistinliler üzerinde silah endüstrisinin ürünlerini test etmekle” suçladı. Nikaragua’nın avukatları Almanya’nın İsrail’e silah sağlayarak Holokost’un (Yahudi soykırımı) ardından oluşturulan 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiğini kaydetti. Nikaragua’nın avukatlarından Daniel Mueller, “Bir yandan Filistinli çocuklara, kadınlara ve erkeklere hava yoluyla insani yardım sağlamak, diğer yandan da onları öldürmek ve yok etmek için kullanılan askeri teçhizatı sağlamak… Gerçekten de acınası bir bahane” dedi.
Holokost sonrası Nürnberg
Almanya ordusunun generalleri 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun üst kademelerine yerleştirilmişti. İttihat Terakki yönetiminin Ermeni soykırımında Almanya’nın da rolü olduğu kaydediliyordu. Adolf Hitler, 22 Ağustos 1939’da askeri kurmaylarına Polonya ile ilgili kısa vadeli planlarını anlatırken şunları söylüyordu: “Biz gücümüzü hızımızdan ve acımasızlığımızdan alıyoruz. Cengiz Han milyonlarca kadın ve çocuğun ölümüne yol açtı, planlı bir şekilde ve büyük bir mutlulukla… Tarih, onun şahsında sadece bir devlet kurucusunu görüyor. Polonya dilini konuşan soya mensup erkek, kadın ve çocukları merhametsizce ve acımadan imha etmeleri için Ölüm Birlikleri’me buyruk verdim. Gereksindiğimiz önemli toprakları ancak bu biçimde elde edebiliriz. Esasen, imha edilen Ermenden bugün kim hatırlar?”
Nazilerin Yahudilere, Romanlara yönelik soykırımı sonrası on milyonlarca kişinin öldüğü II. Dünya Savaşı’nın galip ülkelerince 1945’te Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi kurulmuştu. Almanya’daki Nazi yöneticileri Ekim 1945’te ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Sovyetler Birliği’nin açtığı davada soykırımdan yargılanmıştı. Almanya’nın Nürnberg şehrinde yapıldığı için Nürnberg Mahkemesi veya Nürnberg Duruşmaları olarak adlandırıldı. 79 yıl sonra Almanya bir kez daha soykırımdan dolayı yargı konusu oldu.
İSTANBUL