• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mustafa Durmuş

Hani verdiğin sözler, Türkiye Avrupa’nın atık çöplüğü oldu ya!

18 Nisan 2024 Perşembe - 10:50
Kategori: Mustafa Durmuş, Yazarlar
Merkez Bankası’nın enflasyon raporu ve bir kısım muhalefetin entelektüel düzeyi

Ankara’da bu ayın başlarında Hurdacılar Sitesi’nde bir geri dönüşüm tesisine ait arazide atık kâğıtların ve eski lastiklerin tutuşmasıyla başlayan yangına ait görüntüler uzun süre hafızalardan silinmeyecek kadar ürkütücüydü.

Öyle ki, gökyüzünü kaplayan kesif duman kentin büyük bölümünden görüldü. Yangın dakikalar içinde çevredeki iş yerlerine sıçradı, iş yerlerindeki işçiler, önce kendi imkânlarıyla alevlere müdahale etmeye çalıştılar, ardından itfaiye ekipleri devreye girdi. Çevrede de büyük panik yaşandı. Alevler arasında kalan birçok hayvan öldü, bazı hayvanlarsa yangına gönüllü olarak katılan yardımseverler tarafından kurtarıldı. Yangın ancak yaklaşık 16 saat süren yoğun çalışmaların ardından kontrol altına alınabildi. (1)

Denetlenmeyen bir geri dönüşüm sektörü

İnsan sağlığı, iklim değişikliği, doğa ve ekonomi üzerinde ciddi olumsuz etkilere neden olan bu ve benzeri olayların çıkış nedenleri araştırıldığında, aslında sayıları on binleri bulan ve yeterince denetlenemeyen sözde tesislerden oluşan bir geri dönüşüm sektörünün ve buralarda depolanan her türden atığın bulunduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz.

Türkiye bu kadar atığı nereden buluyor?

Bu sorunun cevabı Eurostat verilerinde mevcut. Zira Eurostat’a göre, Avrupa Birliği 2022 yılında AB dışındaki ülkelere 32,1 milyon ton atık ihraç etti. Türkiye ise bu atığın yaklaşık 12,4 milyon tonunu alarak (yüzde 39) AB atıklarının birincil varış ülkesi oldu. (2)

Aşağıdaki grafik Türkiye’nin açık ara nasıl Avrupa’nın atık çöplüğü haline getirildiğini gözler önüne seriyor.

‘Hani verdiğin sözler’ şarkı sözü misali…

Oysa daha geçtiğimiz yılın Eylül ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda, “gelecek nesiller için daha temiz, daha yeşil ve daha yaşanabilir bir dünya” hedefiyle Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Bildirgesini imzalamıştı. (3)

Keza 2021 yılında yapılan Orta Vadeli Program’da (OVP)  (2022-2024) “Yeşil Dönüşüm” başlığı altında şu ifade yer alıyordu (benzer ifadeler daha sonra hem 12. Beş yıllık Kalkınma Planında hem de diğer OVP’lerde yer aldı):

“Sıfır atık uygulamaları hane halkını da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacak ve üretimin kritik alanlarındaki ihtiyacın dışında kalan atık ithalatının azaltılmasına yönelik tedbirler alınacaktır”. (4)

Bu sözlerin hiç biri yerine getirilmediği gibi, ufukta atık ithalatının ya da üretiminin azaltılacağına dair ne bir niyet ne de somut adım mevcut.

Atığın yüzde 4’ü plastik ancak…

Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerinden aldığı atıkların yaklaşık yüzde 93’ünü hurda metal, yüzde 3’ünü kâğıt ve kalan yüzde 4’ünü plastik oluşturuyor. Türkiye 2022 yılında ayrıca, AB üyesi olmayan Birleşik Krallık’tan 122,898 ton plastik atık aldı (bu da BK’nin plastik ihracatının yüzde 27’sini oluşturuyor). (5)

Her ne kadar toplam atık içinde plastik atığın payı sadece yüzde 4 ise de, bu çevre ve sağlık açısından büyük tehlike oluşturmaya yetiyor zira bu atığın sadece maksimum yüzde 9’u geri dönüştürülebiliyor. Geriye kalan yüzde 90’ı aşan kısım ise sahillerde, nehirlerde, tarlalarda ve dolayısıyla sebze ve deniz ürünlerinde yasadışı depolama alanlarında son buluyor.

Almanya’dan sonra plastik üretiminde ikinciyiz

Üstelik Türkiye plastik atık ithalatçısı olmanın ötesinde, bizzat kendisi bölgenin önde gelen plastik üreticisi bir ülke konumunda. Öyle ki Almanya’dan sonra yılda 10 milyon ton ile Avrupa’nın en büyük ikinci plastik üreticisi. (6) Yani Türkiye kendi üretimiyle de bolca, geri dönüşümü çok sınırlı ve atığın doğada yok olması yüzlerce yılı bulan plastikleri üretiyor.

Kısaca, iklim değişikliği ile mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri olarak kabul edilen plastik atıklar yüzünden denizlerimiz, nehirlerimiz, göllerimiz kirleniyor. Öyle ki Türkiye, Doğu Akdeniz’deki plastik kirliliğinin yüzde 16’sına neden oluyor. Bu atıklardan kaynaklanan zehirli maddelerse hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında tüketilen gıdalara karışıyor.

Bu gıda ürünlerindeki zehirli maddelerin, içerde zaten ucuz gıda bulamayan yoksul halkın farkında olması, olsa bile onları tüketmeyi reddetmesi zor. Yurt dışına ihraç edilen sebze ve meyvelerin zehir içerdiği için geri gönderildiğine ise sıklıkla tanık oluyoruz.

‘Atık sömürgesi’ ülke Türkiye

Türkiye’nin Avrupa’ya coğrafi yakınlığı ve OECD ortak üyeliği, Çin’in 2018 yılında plastik ithalatını yasaklaması ve bunlardan çok daha önemlisi ülkedeki rant ve kârı her şeyin önünde tutan, bu nedenle de insan ve diğer canlıların sağlığını önemsemeyen, doğayı tahrip etmekten sakınmayan neo liberal otoriter iktidar bloku, ülkenin zehirli bir atık deposu haline gelmesine yol açtı. Öyle ki ülke artık “atık sömürgeciliği” kavramıyla birlikte anılır hale geldi.

AKP iktidarları eseriyle övünsün

Yani sadece topraklarımızın, doğal kaynaklarımızın, denizlerimizin, ormanlarımızın, ucuz emeğimizin yerli ve yabancı sermaye tarafından sömürülmesi ve yağmalanması, ülkenin her tarafının betona dönüştürülmesi ya da 500 milyar doları bulan dış borçlarla ekonominin ve siyasetin emperyalist güçler ve onunla işbirliği içindeki oligarşi tarafından ele geçirilmesi biçimindeki bir iktisadi-siyasi sömürge değil, aynı zamanda Avrupa’nın atıklarının da gönderildiği, depolandığı bir “atık sömürgesi” haline geldik. AKP iktidarları eserleriyle ne kadar övünse o kadar yeridir.

Lisanslı geri dönüşüm tesislerinin onda biri Adana’da

Avrupa’dan gelen atık konteynerleri İstanbul ve Mersin limanlarına ulaştıktan sonra Türkiye genelindeki geri dönüşüm tesislerine dağıtılıyor. Bunlardan 2 bin kadarı, yani ülkedeki lisanslı geri dönüşüm tesislerinin onda biri, Adana’da yoğunlaşmış durumda.

Buralarda yapılan geri dönüşüm sırasında çoğunlukla dioksinler, ağır metaller ve polimerler kaynaklı toksinler oluşuyor ve bu zehir dünyanın en verimli vadilerinden biri olan Çukurova vadisinde üretilen ve daha sonra iç tüketim ve ihracat için dağıtılan meyve ve sebzelere karışıyor.

Sığınmacı emeği sömürüsü

Buralarda, sokak atığı toplayıcısı 500 bini bulan emekçi de dâhil olmak üzere, büyük çoğunluğu kayıt dışı, dolayısıyla da ve sosyal güvenceden ve sağlık standartlarından yoksun ve düşük ücretlerle işçiler (önceleri Kürtler, daha sonra başta Afgan ve Suriyeli mülteciler olmak üzere tüm sığınmacılar), her türlü hastalık ve kaza riski altında çalıştırılıyorlar.

Geri dönüşüm tesislerinde gün doğumundan gün batımına kadar çalışan ve topladıklarını atığı geri dönüşüm tesislerine kilo başına 3,5 ila 7,0 TL arasında değişen bir fiyata satan bu insanlar ülkenin en yoksulları konumunda iken, kârın çok büyük kısmı aracıların ve atık işleyicilerinin cebine giriyor. (7)

Avrupa Birliği’nin geçtiğimiz Kasım ayında, 2026 ortasından itibaren OECD üyesi olmayan ülkelere plastik atık göndermeyi durduracağına dair bir anlaşmaya varması ise OECD üyesi olan Türkiye’ye gönderilecek olan atık miktarının daha da artmasıyla sonuçlanabilir.

Çok büyük mali sıkıntı içinde olan siyasal iktidarın, ülkenin daha da kirletilmesi pahasına, bu ülkelerden daha fazla atığın Türkiye’ye gönderilmesine ses çıkarması ise beklenmemeli.

Sonuç olarak

Ülkede ekonomik, sosyal, siyasal ve ahlaki olarak bu denli büyük bir çürüme ve çöküş yaşanırken, fiziki olarak ülkenin temiz kalabilmesi pek mümkün değil. Kâr ve rant için her şeyi mubah gören kapitalizme ve onun yürütücüsü siyasal iktidarlara karşı çıkmadan bu sorunları çözebilmek ise tam bir hayal.

22 yıldır neo liberalizmi esas alarak ülkeyi kâr ve rant için beton yığınına çeviren siyasal iktidar, etrafındaki büyük sermaye grupları ve bu iktidarın ayakta kalması için bilerek ya da bilmeden ona destek verenler ülkenin bir atık çöplüğüne dönüşmesinin ilk elden sorumlusudur.

Özcesi, yerel seçimlerde elde edilen başarının ardından iyi bir rüzgâr yakalayan muhalefet (başta CHP ve DEM olmak üzere) kapitalizmle, hiç olmazsa onun en vahşi versiyonu olan neo liberalizmle açıktan hesaplaşmalı, emek, demokrasi ve barış mücadelesi kadar ekoloji mücadelesini de merkezine almalıdır.

Dip notlar:

  • https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-ankarada-geri-donusum-tesisinde-yangin (4 Nisan 2024).
  • https://www.statista.com/chart/24716/main-destinations-for-eu-waste (25 March 2024).
  • https://sifiratik.gov.tr/kutuphane/haberler/cumhurbaskani-erdogan-birlesmis-milletler-78-genel-kurulu-nda-tum-dunyayi-sifir-atik-hareketi-ne-destek-vermeye-davet-etti (16 Nisan 2024).
  • Orta Vadeli Program (2022-2024), s. 15, tedbir 7 (Eylül 2021), file:///C:/Users/PC/Desktop/Orta-Vadeli-Program-2022-2024.pdf.
  • https://www.equaltimes.org/turkey-europe-s-rubbish-dump (20 November 2023).
PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Cinsel saldırı faili uzman çavuş: Saygın bir insanım!

Sonraki Haber

Enfal soykırımında hayatını kaybedenlerin yakınları, katledilenlerin cenazelerini istiyor

Sonraki Haber
Enfal soykırımında hayatını kaybedenlerin yakınları, katledilenlerin cenazelerini istiyor

Enfal soykırımında hayatını kaybedenlerin yakınları, katledilenlerin cenazelerini istiyor

SON HABERLER

Serra Bucak: Belediye başkanlarının yeri cezaevi değildir

Serra Bucak: Belediye başkanlarının yeri cezaevi değildir

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Aydınlar barışı tartıştı: Direnenin direnenle dayanışma düzeyi düşük

Aydınlar barışı tartıştı: Direnenin direnenle dayanışma düzeyi düşük

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Kürtçe, Süryanice ve Ermenice kurslardan mezun olanlar belgelerini aldı

Kürtçe, Süryanice ve Ermenice kurslardan mezun olanlar belgelerini aldı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Muhittin Böcek adliyeye sevk edildi

Muhittin Böcek adliyeye sevk edildi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Gabar Dağı’nda yeniden yangın çıktı

Gabar Dağı’nda yeniden yangın çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Ömer Çelik’ten ‘süreç’ açıklaması: Bu ay yeni gelişmeler olabilir

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Özgür Özel’e yanıt verdi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Muğla’da 4.4 büyüklüğünde deprem

Ege Denizi’nde 3,9 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır