• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
3 Temmuz 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

‘Bakan Tunç’un açıklamaları İmralı’daki işkence suçunu örtmeye yönelik’

14 Haziran 2024 Cuma - 11:06
Kategori: Güncel, Manşet
‘Bakan Tunç’un açıklamaları İmralı’daki işkence suçunu örtmeye yönelik’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un tecride dair açıklamasını ‘İmralı’daki işkence suçunu örtmeye yönelik’ olarak değerlendiren Abdullah Öcalan’ın avukatı Rezan Sarıca, ‘İmralı’daki mevcut koşullar işkence ve insanlık dışı koşulları da aşabilecek bir potansiyele sahip’ dedi

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan ile tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’tan 39 aydır haber alınamıyor. İmralı’da mutlak iletişimsizlik hali devam ederken, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tecridi inkar etti. Tunç, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilli Newroz Uysal Aslan’ın tecride yönelik sorusuna, “Tecrit yok, infaz hâkimliğinin kararları uygulanıyor” yanıtı verdi. Tunç, Uysal’ın Abdullah Öcalan için “sayın” ifadesini kullanmasını ise tartışma konusu haline getirdi.

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un İmralı’da tecrit olmadığına dair iddialarını “İmralı’da yaşatılan işkence suçunu örtmeye yönelik” olduğunu söyledi. Sarıca, Tunç’un “sayın” ifadesini tartışmaya açmasını da “Abdullah Öcalan’ın itibarına saldırı yoludur. Bunu elbette sorumluluktan kurtulmanın en kolay yolu olarak seçtiği anlaşılıyor” şeklinde değerlendirdi.

‘Abdullah Öcalan çözüm gücü’

Sarıca, “Sayın Öcalan, Ortadoğu’da yaşanan savaş ve çatışmalara karşı çözüm yolları geliştiren, bir arada barışçıl bir düzende yaşamanın teorisini defalarca ortaya koymuş bir insan. Kürtler ve Ortadoğu halkları ile sol-sosyalist düşünceye sahip bütün insanlık bunu görüyor. Kürtler, Kürt meselesindeki muhataplığı ve çözüm gücü itibariyle Sayın Öcalan’ın düşüncelerini sahiplenip bunu defalarca kez ortaya koymuş durumda. 2005-2006-2013 yıllarında Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için milyonlarca imza toplanmış ve hem Meclis’e hem Avrupa Konseyi’ne sunulmuştur. Sayın Öcalan’ın barışçıl çözüm çizgisi, hem İmralı’da hem Oslo’da hem de Dolmabahçe Sarayı’nda devlet tarafından da kabul edilmiş ve dünyaya gösterilmiş bir durumdur. Bu tarihi gelişmeler esnasında masada oturanlar, Sayın Öcalan’ın hakikatini bilerek ve kabul ederek oturmuştu. Bugün hükümetin politikalarının veya politik tercihlerinin değişmesi bu gerçekleri ortadan kaldırmaz” diye konuştu.

Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ulus paradigmasını içeren kitapların Anayasa Mahkemesi tarafından 2014 yılında düşünce özgürlüğü kapsamında tescillendiğini söyleyen Sarıca, “2013’ün Aralık ayında Yargıtay tarafından bahsettiğimiz Demokratik Ulus ile ilgili kitaplarının basılması aynı şekilde ifade özgürlüğü kapsamında karar altına alınmış. Şimdi bu ülkenin Adalet Bakanı, AYM’nin ve Yargıtay’ın bu kararlarından habersiz olabilir mi? Ya da bu kararlara aykırı beyanlarda bulunması göreviyle ne kadar bağdaşabilir? Bu yaklaşımı kabul etmiyor ve doğru görmüyoruz. Anayasal, hukuksal düzenle ve tarihsel sosyolojik hakikatle bağdaşır değildir” diye konuştu.

‘Açıklamaları tecridi meşrulaştırmaya yönelik’

Bakanlığın açıklamalarının “aldatıcı ve İmralı’daki haber alamama halini meşrulaştırmaya dönük” olduğunu ifade eden Sarıca şu cümleleri kullandı:

“Adalet Bakanlığı’nın açıklamalarına baktığımızda hem İmralı’da gerçekleşen yasadışı uygulamaları, yani tecrit ve işkence biçimlerini meşrulaştırmaya yönelik olduğunu hem de görevini kötüye kullandığını gösteren bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyoruz. Adalet Bakanının sorumluluktan kaçtığını görüyoruz. Yine tecridin ne olduğu, kavram olarak neye tekabül ettiğine yönelik bir kafa karışıklığı ve bulanıklık yaratma yaklaşımı olduğunu görüyoruz. Hapishanelerde bulunan insanların temel hak ve özgürlüklerinin sağlanması gerekiyor. Ancak bu hakların birisini kısıtlar ve yasaklarsanız bu zaten tecride tekabül edebilir. İmralı’da müvekkillerimiz bu bahsettiğimiz tecrit sınırlarını aşan, şiddet düzeyi yüksek ve hatta ne olduğu belli olmayan koşullarda tutuluyor. Yani İmralı’daki mevcut koşullar işkence ve insanlık dışı koşulları da aşabilecek bir potansiyele sahip. Tecrit bunun çok daha gerisinde kalan bir kavram.”

‘Tecrit yoksa CPT neden raporunu açıklamıyor?’

Sarıca, “Hükümet, eğer İmralı’da işkence veya tecrit yoksa o zaman Mart 2023 tarihinden itibaren elinde olan CPT raporunu neden açıklama cesaretini gösterememekte?” diye sordu.

Sarıca sözlerine devam ederek, “Aynı şekilde BM’nin İmralı’daki koşulların bir an önce düzeltilmesi, derhal avukatlarıyla görüştürülmesi gerektiğine dair anlayışı taşıyan tedbir kararını neden görmezden gelmekte? Yine devamında CPT’nin yıllardır koşulların iyileştirilmesi gerektiğine dair ortaya koyduğu tavsiyelerine uyma basiretini neden gösterememekte? İmralı’daki disiplin cezalarının alınma biçiminin gerekçelerinin aldatıcı olduğunu tespit eden CPT raporlarına rağmen Adalet Bakanlığı neden bunu görmezden gelerek toplumu aldatmaktadır? Ya da aile ve avukat yasaklarının ‘hukuka uygun’ olduklarını iddia ediyorlarsa neden her şey avukatlardan gizli yürütülüyor?” ifadelerini kullandı.

Haber: İbrahim Irmak\MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bakan Tekin, öğrencileri mezuniyet törenine almayan müdürü savundu

Sonraki Haber

TÜİK verilerine göre 6 Şubat depremlerinde 45 bin kişi yaşamını yitirdi

Sonraki Haber
TÜİK verilerine göre 6 Şubat depremlerinde 45 bin kişi yaşamını yitirdi

TÜİK verilerine göre 6 Şubat depremlerinde 45 bin kişi yaşamını yitirdi

SON HABERLER

Ödemiş’teki orman yangında can kaybı 2’ye yükseldi

Ödemiş’teki orman yangında can kaybı 2’ye yükseldi

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

Amed’de tabutla AKP binasına yürüyen işçiler, iktidarı istifaya çağırdı

Amed’de tabutla AKP binasına yürüyen işçiler, iktidarı istifaya çağırdı

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

Zeynep Kınacı ve Sema Yüce Amed’de anıldı

Zeynep Kınacı ve Sema Yüce Amed’de anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

3 işçi hayatını kaybetmişti: Kaza değil, cinayet

3 işçi hayatını kaybetmişti: Kaza değil, cinayet

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

ENAG ve TÜİK enflasyon oranlarını açıkladı

TÜİK enflasyon verileri, BES-AR’ın 16.52 puan gerisinde kaldı

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

Ege’de 3 kentte yangın

Ege’de 3 kentte yangın

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

Aydın’da kadınlar süreci konuştu

Aydın’da kadınlar süreci konuştu

Yazar: Yeni Yaşam
3 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır