• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Fırat Can

Kürtçeye yönelik düşmanlık: Bir halkın onuru ve varlığına saldırı

5 Ağustos 2024 Pazartesi - 00:00
Kategori: Fırat Can, Yazarlar
Özgür tutsaklar

Govend esnasında söylenen stranlar Kürt halkının kendi kültürel kimliğini koruma çabasının göstergeleridir. Esasında mesele tek başına govend de değil o govendin hizmet ettiği özgür Kürdün devrimidir

 “Herkes eşittir” söylemleri, sadece birer slogan olarak kalmakta; gerçek yaşamda ayrımcılık ve ırkçılık devam etmektedir. Bugün de çok net bir şekilde görülüyor ki AKP-MHP ittifakı yasakçı, baskıcı bir anlayışla kendi dışındaki kültürlere karşı kırım politikası uyguluyor.

Kürt kimliği yasak, Kürtçe konuşmak yasak, Kürt kültürünü yaşatmak yasak, Kürt okulları yasak, Kürtçe isimlerinin kullanılması yasak, Kürt kıyafetlerinin giyilmesi yasak, Kürtlerin kendilerini yönetmeleri yasak, siyaset yasak, govend yasak, yasak da yasak!

Kürt dili ve kültürü binlerce yıllık geçmişe, zengin ve köklü bir mirasa sahip olmasına rağmen ne yazık ki, Kürtçe ve Kürt kimliğine karşı çeşitli baskı ve asimilasyon politikaları günümüzde de düşmanca devam ediyor.

Son dönemde, Kürtçe şarkı söyleyen gençlerin ırkçı saldırılara maruz kalıp tutuklanması ve Kürtçe yazılamaların silinmesi gibi olaylar, bu düşmanlığın somut örnekleridir. Bu saldırıların arkasında, AKP-MHP iktidarının ırkçı ve asimilasyoncu politikaları yatarken Kürtlere karşı sürdürülen “özel savaş” politikaları, Kürtçeye yönelik baskıların da temelini oluşturmaktadır.

Bu saldırılar, Kürt halkının dilini, kültürünü ve kimliğini yok etmeye yönelik çabaların bir parçasıdır. Kürtler yıllardır dil ve kültür mücadelesi vermektedir. Bu mücadele ırkçı saldırıların sistemi olan kültür kırım politikalarına rağmen asla durmayacaktır.

Kültürel anlamda kırıma uğratılmanın etkili araçlarından biri olan asimilasyonun en bilindik tanımlarından biri başkalaşıma uğra(t)maktır. Yani fiziki olarak yok edilmiyorsun, bir başkası gibi yaşıyorsun ama kendin gibi değil.

Soykırımın kültürel olanı fiziki olanından daha tehlikeli. Maskeli hallerde dolaşır ve gerçek yüzünü kolay kolay göstermez. Hedef kişi ya da kişileri aldatır. Sahte hazlar yaşatarak “işte hayat budur” tadı verir ama aslında öldürerek yaşatır. Başkalaşıma uğramış kişi bağrında büyüdüğü topluma her gün ihanet etmeyi besmele bilir. İhanetinden, kimliksizliğinden, kişiliksizliğinden gurur duyar. Kırım başka ne olabilir ki! Bu yüzden bir toplumu yok etmenin en etkili aracı onun kültürünü yok etmektir.

Kültür toplumların birlik, duygu, düşünce ve aktarımı için hayati öneme sahiptir. Her toplum, varlığını kültürü üzerinden sağlar. Kültür, vicdani ve ahlaki bir haktır. Tüm insani haklardan önce gelir. Kültürel faaliyetlerin yasaklanması, toplumların özgürlüğünün ve demokrasinin de yok edilmesi anlamına gelir.

Kürt kültürüne, özellikle de Kürtçeye yönelik bu saldırılar, aslında Kürt halkının varlığına yönelik saldırılardır. Çünkü dil, halkların onurudur. Dillerin yasaklanması, faşizmin ve ırkçılığın bir göstergesidir. Kürt dili ve kültürü, Kürt halkının varlığının bir parçasıdır. Bu onuru yaşatmak, herkesin sorumluluğudur. Kürtler, her koşulda kendi dillerini ve kültürlerini yaşatmaya devam edeceklerdir. Kürt halkı, her türden ırkçı ve ahlaksız saldırıları reddediyor.

Kürt dili ve kültürüne yönelik saldırılar asla başarıya ulaşamayacaktır. Çünkü dil, bir halkın kimliğinin, tarihinin ve özgürlüğünün en temel unsurudur. Kürtçeye yönelik düşmanlık, aslında bir halkın varlığına, kimliğine ve onuruna yönelik bir saldırıdır. Bu saldırılar, asla kabul edilemez. Dil yasaklanamaz!

Kürt kültürü, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin önemli bir parçası olmakla birlikte Kürt halkının kimliğini, tarihini ve mücadelesini yansıtmaktadır. Govend ise Kürt halkının asimilasyon politikalarına karşı kültürel direnişinin sembolüdür ve yasaklanarak yok edilemez.

Govend esnasında söylenen stranlar Kürt halkının kendi kültürel kimliğini koruma çabasının göstergeleridir. Esasında mesele tek başına govend de değil o govendin hizmet ettiği özgür Kürdün devrimidir. Zaten köle, işbirlikçi ve hain Kürt, amaçsızca başkalaşmış bir şekilde delilo çekmektedir.

Özgürlük arayışçısı Kürdün kültür-sanat anlayışı, direniş, isyan ve başkaldırının somutlaşmış ifadesidir. İşte bu yüzden govend bazen zindanların tekli hücrelerinde faşizme karşı direnişi, bazen Delila ve Sefkan’ın ezgilerindeki coşkuyu, bazen de anaların tilîlîlerindeki heyecanı yansıtır. Kürt halkı için Govend berxwedandır, gerisi laf-ı güzaftır!

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ölümsüz Şair Şêrko Bêkes, mezarı başında anıldı

Sonraki Haber

Uçurtmayı Vurmasınlar’ın süper kahramanları

Sonraki Haber
Beriya Şevê’nin yalnızları

Uçurtmayı Vurmasınlar’ın süper kahramanları

SON HABERLER

Trump, 2 basın kuruluşunu ‘yasa dışı’ ilan etti

Trump, İran’a yaptırımların hafifletilmesi çalışmalarını durdurdu

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

NATO’nun Lahey Zirvesi: Kapitalizmin savaş makinesi ve dünya halklarının geleceği

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Ortadoğu’da ateşkesin doğası, Qazi Muhammed’in mirası

Ortadoğu’da ateşkesin doğası, Qazi Muhammed’in mirası

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Dara duracak mıyız?

Hak temelli mücadele ve Aleviler

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Bahçeli’nin ‘ikinci kanadı’ Meclis Komisyonu olabilir mi?

Bahçeli’nin ‘ikinci kanadı’ Meclis Komisyonu olabilir mi?

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Demokrasi karın doyurur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Hak savunuculuğunun bedeli!

‘Bana bunları neden öğrettin!’

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır