• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

İncir çekirdeklerinin illüzyonu

29 Kasım 2018 Perşembe - 00:00
Kategori: Yazarlar

Evrenin sınırsızlığı karşısında oldukça sınırlı olan insanlığımız ve bilimsel keşiflerin gösterdiği veriler; evrenin milyarlarca yıllık bir ömre sahip olduğunu ve önünde birkaç milyon ya da bir miyarlık bir zaman diliminin kaldığını göstermektedir. Milyon ve milyarların “cirit attığı” bu zaman arenasında biz insanlar, dünyamızla birlikte zerrecik bile değiliz. Oysa nasıl da burnu büyüktür dev aynasındaki görüntülerimiz! Ama aslında evren karşısında –diyelim ki- bir incir çekirdeği olan dünyamızın içindeki incir çekirdekleriyiz. Peki büyük illüzyon nerede başladı? İncir çekirdeğinin “sonsuz” , içindeki tozcuklar olan bizlerin de “ölümsüz” olduğu yanılsamasına kapılmamıza ne sebebiyet verdi?

1. Nabokov bir kitabında bir arkadaşının fobisinden, “hastalığından” söz eder; kronofobi’den (İngilizce: chronofobi, “zaman-dizin” anlamına gelen “chronolohgia” –Türkçede kronoloji olmuş- aynı kökenden). “Zamanın ilerleyişinden ya da genel olarak zamandan korku duyma hali” olan kronofobiden dolayı arkadaşı, doğumundan önceki aile albümlerine bakıp moral bozukluğu yaşıyormuş; “Doğmamış olmama, yokluğuma rağmen herkesin keyfi neden ve nasıl yerinde!” diye. Öyle ya, fotoğraflar, albümler, onlarda arz-ı endam eden tebessüm, kahkaha ve gülüşler, hüzün, öfke ve çaresizlikler… Belki de bir fotoğrafla başlıyor her şey. Bir fotoğrafın içine doğuyor, orada “var” oluyoruz; muhteşem kavanozlar gibi yan yana dizilmiş olan güleç anne-babalar, hala, teyze, dayı, amca, nene ve dedeler, arkadaş ve dostlar. Ruh ve bedenleriyle gül yüzlü hikayeler olarak fotoğrafa/fotoğrafımıza yerleşmiş aile üyeleri… Biz yokken de varlar oysa, hatta özellikle bizden önce varlar, bizleri bekliyormuş, geleceğimizi, kim ve nasıl olacağımızı biliyormuşçasına… Ya da belki de “arkadaş” haklı, o fotoğraflardaki “hiçliğimiz”, olmamamız onların umurunda bile değildir ve mutlu-mesut yaşamaktadırlar! Ama nasıl oluyorsa, sonra “peydah oluyor” ve sıkış-tıkış fotoğrafta kendimize bir yer bulup yerleşiyoruz ya da fotoğraf ne yapıp ediyorsa bizi; hep oradaymışız gibi içine olarak, bir edebiyet sureti gibi bakışlarımıza, belleğimize ve hayatımıza yerleşiveriyor, hatta kazınıyor! Böylece incir çekirdeğinin milyonda bir’i –diyelim- olan, upuzun, sonsuz sandığımız ömürlerimiz devreye giriyor ve aksilik bu ya! Yine “fotoğraf” başlıyor alarm çanları çalmaya, her şeyin başlatıcısı olan o fotoğraf… Eksiliyoruz! Eksile eksile soluyor fotoğraflar, kanıyor, boşlukta sallanıyor. Çünkü kimin, nasıl başlattığını bilmediğimiz fotoğraftaki illüzyonik suretlerimiz, birer birer kayboluyor ve hangi albüme el atsak kalbimize bir hançer sokuluyor. Çünkü fotoğraf artık “o fotoğraf” değildir. Yüzümüzü güldürmemekte, bir ah’lar diyarı olarak hüzne boğmaktadır bizi kendinden önceki ve kendinden sonraki milyarlarca fotoğraf gibi. Sahi ya “arkadaş” hala muzdarip mi kronofobi’den, “bensiz” dediği fotoğraflara kızıp ağlamakta ya da bize de bulaştırmakta mıdır marazi hallerini? Çünkü merkez sandığımız dünyamız bir incir çekirdeği, evrenin merkezi sandığımız kendimiz ise anlık bir varoluş olayıdır nihayetinde. Evrenin milyarlarca zamanlık “zamanı” karşısında sadece bir şimşek çakımıyız büyük fotoğrafta; bu yüzden kısacıktır; aslında tek bir an’dır varoluş ve varoluştaki fotoğrafımız. Ama gecenin bu sessiz saatlerinde ne kronofobik’im ne de fotoğraf. Çünkü an itibariyle idrak ediyorum ki, “biz nöronlarımızın tanrısı/tanrıçası, evrenin de nöronlarıyız.”* Bu nedenle hep var olduk ve var olacağız milyarlarca enerji ve formlarla dönüşmüş olarak. Fotoğraf, sadece bir illüzyon.

* José Rodrigues Dos Santos, “Tanrı’nın Formülü”, Çev: Cem Demirkan, Pegasus Yayınları

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Katilleri aramızda!

Sonraki Haber

Özerklik olumlu bir tecrübe

Sonraki Haber

Özerklik olumlu bir tecrübe

SON HABERLER

Birlik, demokratik toplum inşasında rol alacak

Birlik, demokratik toplum inşasında rol alacak

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Ağlamak gülmenin kardeşidir

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Dinlemekten korkma!

Bu yaşadığımız cehennem değilse nedir?

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Öcalan’a hayırlı-hayırsız çağrı hakikate vesiledir

PKK’nin 12. Kongresi: Tarihsel bir dönüm noktası

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Zulme Karşı Direnmek

Bir son değil, dönüşüm

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

çözümü toplumsallaştırmak

başka bir türklük mümkün

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır