• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Kalemin ihaneti: Ahmet Hakan

24 Aralık 2024 Salı - 17:20
Kategori: Forum, Manşet
Kalemin ihaneti: Ahmet Hakan

Ahmet Hakan, kelimelerini satılığa çıkarmış, kalemini mezat masasına koymuştur. Onun cümleleri, adaleti savunmak yerine, güce tapan bir dalkavukluğun melodisi olmuştur

Felat Welat

Ahmet Hakan… Kalemini çıkarların sofrasına meze yapan, hakikatin ruhuna sırt çeviren ve kirli vicdanını satılık kelimelerle aklamaya çalışan bir tetikçi. Onun köşe yazıları, halkların adalet ve özgürlük arayışını bastırmak için dökülen bir mürekkep değil, zulmün karanlık defterine düşülen talihsiz notlardan ibaret. Kürt halkının özgürlüğü için canını feda eden iki cesur gazeteciyi “terörist” olarak yaftalayan bu şahsiyet, tarih karşısında elindeki kalemle değil, satılmış onuruyla hatırlanacaktır. Çünkü her cümle, sahibinin aynasıdır; kimi yazarlar kalemiyle tarih yazar, kimileri ise ruhunun sefaletini.

Ahmet Hakan… İsmi anıldığında, akıllarda sabit bir suret değil, bin bir farklı maskeyle gezen bir gölge canlanır. İlkesizlikle muktedirliğin kol kola yürüdüğü, vicdanın mezat masasında satılık bir meta hâline geldiği bir hikâyenin kahramanı. Kimdir Ahmet Hakan? Bugün iktidarın gölgesine sığınmış, dün Erbakan’ın eteğinde oturmuş, ondan önce Doğan Medya’nın sofrasında boy göstermiş bir kalem işçisi mi? Yoksa yalnızca gücün rüzgârına göre yön değiştiren bir fikir mültecisi mi?

Ne acı bir tablodur bu. Bir kalemin, adaletin terazisi yerine paranın ve menfaatin kefesine meylettiği an, sadece o kalemin değil, insanlığın da mağlubiyetidir. Hakan’ın hikâyesi, bir zamanlar fikir namusuyla yoğrulmuş bir kalemin nasıl bir pazarlık aracı hâline getirildiğinin ibretlik örneğidir. Vicdanının sesi, güce tapmanın şatafatlı yankıları arasında kaybolmuş; kelimeleri, hakikatin tohumlarını değil, menfaatin dikenlerini saçmaya başlamıştır.

Düşünürüz… Bir insan nasıl olur da bu kadar kolay yön değiştirebilir? Dün Erbakan’ın eteğinde sadakatle otururken, ardından Doğan Medya’nın sofralarına nasıl meftun olabilir? Bugün iktidarın kapısında diz çökmek, yarın kimin önünde eğilmenin provasıdır? Ahmet Hakan’ın serencamı, ilkenin gücüne değil, gücün ilkesine tapan bir zihniyetin yansımasıdır. Onun kalemi, bir vicdan terazisi değil, bir pazarlık çekicidir artık.

İlkesizliğin muktedir mültecisi… Bu ifade, onun hikâyesini ne güzel özetler. Zira mültecilik, bir yere ait olmamayı, oradan oraya savrulmayı ifade eder. Ancak Hakan’ın mülteci hâli, bir çaresizliğin değil, bir tercihin ürünüdür. O, ilkesizlikten kendisine bir han, vicdansızlıktan bir taht inşa etmiştir. Bu taht, adaletin üzerine değil, halkın sırtına kurulmuştur.

Ahmet Hakan, kelimelerini satılığa çıkarmış, kalemini mezat masasına koymuştur. Onun cümleleri, adaleti savunmak yerine, güce tapan bir dalkavukluğun melodisi olmuştur. Peki, böylesine bir ilkesizlik, bir insanın ruhunda ne gibi yaralar açar? Vicdan, sürekli baskılanan bir çığlık gibi içten içe sızlar mı? Yoksa zamanla o da sessizleşip teslim mi olur?

Şair ne güzel söylemiş:

“Kalem kılıçtan keskindir, derlerdi;

Ama kimin elinde olduğuna göre değişir, derdim ben.”

Ahmet Hakan’ın kalemi artık keskin bir hakikat kılıcı değil, iktidarın elinde bir müzayede çubuğudur. Sözü, en yüksek teklife koşan bir at gibi, ilkesizlik meydanında dolanır durur. Dün söylediği, bugün inkâr edilir; bugün ettiği yemin, yarın unutulur.

Ahmet Hakan’ın hikâyesi, yalnızca bir kişinin değil, bir devrin ve bir zihniyetin hikâyesidir. İlkesizliğin muktedir mültecisi olmak, sadece bir insanın değil, bir toplumun adalet duygusuna indirilmiş bir darbedir. Çünkü vicdanı olmayan bir kalem, yalnızca sahibinin sesidir. Böyle bir kalem, ne hakikatin ışığını yakar ne de zulmün karanlığını deler. O yalnızca, sahibinin emrine amade bir kukla gibi savrulur.

Ancak ne demiş büyük düşünür?

“Her ihanet bir tercih, her tercih bir mahkûmiyet taşır.”

Ahmet Hakan’ın tercih ettiği bu yol, onun sadece ilkesizliğinin değil, aynı zamanda kendi ruhunun zindanıdır. Ve o zindanın parmaklıkları, her gün bir kez daha kendi sözleriyle örülür.

Ahmet Hakan, bugün iktidarın önünde diz çökmüş olabilir. Ancak unutmasın ki her saltanatın bir sonu vardır. Bugün onu alkışlayanlar, yarın en ufak bir sarsıntıda sırtını dönecektir. O gün geldiğinde, vicdanını mezat masasına koyan bu figür, kalemiyle değil, sessizliğiyle anılacaktır. Çünkü tarih, ilkesizlikle anılanları değil, hakikate sadık kalanları yazar.

Son sözümüz şudur:

“Kalemini satarsan, adını da satarsın.

Ve adını satarsan, insanlığını kaybedersin.”

Ahmet Hakan’ın adı, bir gün unutulabilir. Ancak ilkesizliğinin yarattığı enkaz, hafızalarda hep bir yara olarak kalacaktır.

Tarih, cesur yüreklerin sessiz haykırışlarıyla yazılır, korkakların çığlıklarıyla değil. Ahmet Hakan gibi isimler, ölümsüz bir davanın ayak sesleri arasında silinip gitmeye mahkûmdur. Çünkü kalem, dürüst ellerde bir adalet kılıcıdır; çıkarcı ellerde ise sadece bir maskedir. Özgürlüğe adanmış hayatların kutsal hatırası, rüzgâra karşı yürüyenlerin yolunu aydınlatmaya devam ederken, çıkar uğruna eğilmiş omurgalar birer ibret taşına dönüşecektir. Ve o taşlara bakan herkes, hakikatin yalnızca cesaretle var olabileceğini anlayacaktır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Genel-İş Başkanı Çalışkan tahliye edildi

Sonraki Haber

10 Ekim Davası: Suriye’deki DAİŞ’li sanıklar iade edilsin

Sonraki Haber
10 Ekim Katliamı’ndan bir gün önce yakalama kararı çıkarmışlar

10 Ekim Davası: Suriye'deki DAİŞ'li sanıklar iade edilsin

SON HABERLER

Koçyiğit: Komisyon için partiler yarın Meclis’te bir araya gelecek

Koçyiğit: Komisyon için partiler yarın Meclis’te bir araya gelecek

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Egîdê Cimo Müzik Okulu ilk mezunlarını verdi

Egîdê Cimo Müzik Okulu ilk mezunlarını verdi

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Riha’da ‘Çocuğa cinsel istismar’ davasında tutuklama talebine ret

Riha’da ‘Çocuğa cinsel istismar’ davasında tutuklama talebine ret

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

PJAK’tan Azeri halkına mesaj: Ortak yapılar oluşturalım

PJAK’tan Azeri halkına mesaj: Ortak yapılar oluşturalım

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

PSAKD’dan Madımak anmasına katılım çağrısı

PSAKD’dan Madımak anmasına katılım çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Bolu Cezaevi raporu: Cezalandırma kampına dönüştü

Bolu Cezaevi raporu: Cezalandırma kampına dönüştü

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

MSD kiliseye yapılan saldırıyı kınadı

MSD kiliseye yapılan saldırıyı kınadı

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır