• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
2 Eylül 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Doğan Kılıçkaya

Ekolojik duyarlılığı olanın demokratik duyarlılığı da olur

30 Aralık 2024 Pazartesi - 00:00
Kategori: Doğan Kılıçkaya, Yazarlar
Amedliler ‘yeni sürece’ dair sözünü söyledi

AKP-MHP faşist ittifakı yürüttükleri kirli savaş ekonomisini karşılayabilmek için ülkenin her alanını sermaye gruplarına peşkeş çektikleri gibi bilimi de kendi kirli amaçları doğrultusunda kirletmekte herhangi beis görmemektedirler. Bilim çevreleri ve onların kurumlarının oluşturduğu sahte raporlarla Kürdistan ve Türkiye’nin tüm doğal alanları savaşa kurban edilmekte, doğanın bütün değerleri talan edilmektedir.

Dolayısıyla Türkiye halkları, parça parça herkes kendi yerelinden doğru bu yağma ve talanla mücadele etmektedir. Ancak Türkiye halkları bu parçalı konumlarından kurtulamadıkları için de mücadeleleri büyük oranda sonuçsuz kalmaktadır. Elbette bu kadar görkemli mücadelenin sonuçsuz kalmasının temel nedenleri de var. En başta da bu mücadeleye öncülük eden çevre ve ekoloji hareketleri, halkların bu mücadelesinin yetersizliklerinin esas nedeninin politik öngörüsüzlükten kaynaklandığını tam olarak görememektedirler. Onun için de halkların mücadelesi sınırlı amaçlarla hedeflendirildiklerinden daha baştan kaybetmeyle yüz yüze gelmektedirler.

Özellikle halklarımızın birleşik mücadelesinin önündeki en büyük engelin, ekolojik mücadelenin toplumsallıkla bağını doğru kurup, toplumsal mücadeleyle ekolojik mücadelenin birleşik hattını örmeye, yine kadın özgürlük mücadelesiyle ekolojik mücadeleyi birlikte ele almaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Aksi takdirde halklarımızın parçalı da olsa sergiledikleri yaşam alanlarını koruma mücadelesi yetersiz ve sonuçsuz kalacaktır.

Yürüttüğümüz bütün yaşam alanlarını koruma mücadelelerimizi demokrasi mücadelesiyle birleştirmeye ve özellikle kendi mücadele hatlarımızı ve zeminlerimizi demokratikleştirmeye de ihtiyacımız var. Demokratik duyarlılığımız olmadan ekolojik duyarlılığımız; ekolojik duyarlılığımız olmadan da demokratik duyarlılığımız gelişmeyecektir. Onun için kendi yerellerimizdeki yaşam alanlarımızı koruma mücadelemizi, halklarımızın özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle birleştirmeye ve bütünleştirmeye ihtiyacımız var. Kürdü, Türk’ü, Arap’ı, Laz’ı, Gürcü’sü, Çerkez’i, Abhaz’ıyla tüm etnik ve inanç temelli kimlikleri halklarımızın birlikte varolma güzelliği olarak tarif edemezsek kendimizi demokratikleştiremeyiz. Çok renkliliği, çok kültürlü ve kimlikli halkların bir aradalığının temel harcı olan demokrasinin temel olmazsa olmaz ilkesi olan varlıkların yaşam hakkına saygıyı kendimizde temsile kavuşturamazsak bizim de yaşam hakkımız kalmaz.

Her gün ve her an ülkemizin herhangi bir yerinden ekolojik kıyım haberleri geliyor. Halklarımız, yaşam alanlarının daralmasından, geçimlik topraklarının elinden alınmasından ve ser-sefil şehir yaşamına mahkum edilme korkusundan feryadı figan ediyor. Çünkü yaşam alanlarında tam bir kıyım yaşanıyor. AKP-MHP faşist iktidarı savaş çetelerini ayakta tutabilmek ve halklarımızın hiçbir yararına olmayan, olmayacak olan savaşı sürdürebilmek için ülkenin her karış toprağını pazara sürmüş bulunuyor. İkizdere’den Trakya’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar tüm sahil hatları coğrafyalarıyla birlikte talan ediliyor. Kırşehir’den Eskişehir’e iç Anadolu’nun kurumaya yüz tutmuş akarsuları siyanür kusuyor. Her gün yeni bir yere maden arama ekipleri gönderiliyor, uydurma raporlarla üretim alanlarımız çoraklaştırılıyor, sularımız ya kurutuluyor ya da zehirlenerek her geçen gün biraz daha temiz suya, temiz havaya ve temiz gıdaya erişim hakkımız elimizden alınıyor.

Bu doğa katliamı karşısında en büyük işbirlikçilik ve yaşama ihanet bilim çevrelerinde yaşanıyor. Sosyal bilim ve onun kurumları savaş yardakçılığında adeta birbiriyle yarışıyor. Siyasal iktidarın halklarımıza karşı yürüttüğü savaştan daha fazla rant devşirebilmek için her türlü ahlaksızlığı yaşıyorlar. AKP-MHP faşist yönetiminin birer noteri konumuna gelen iktidar mahkemeleri bile birer birer onların sahte raporlarını iptal etmekle uğraşıyorlar.

Dolayısıyla tüm bunlar bulunduğumuz yerden bir şeyler yapmaya çağırıyor. İç Anadolu’nun, Karadeniz’in, Ege ve Akdeniz’in yoksul insanlarının Kürtlerle ne sorunu olabilir ki, onların çocukları bu kirli savaşa sürülsün? Yandaş şirketlere rağmen yoksul insanların bu kirli savaşta ne gibi faydası olabilir ki? Bu vb. soruları elbette çoğaltmak mümkündür. Amaç, soruları çoğaltma olmadığı için doğrudan ifade etmeyi tercih etmek gerekmektedir.

En başta çevre ve ekoloji hareketlerinin ne istediklerini doğru tanımlayarak kendilerini toplumsal hareketlere dönüştürmeleri gerekmektedir. Bunun için öncelikle kendilerini “entelektüel” veya marjinal çalışma grupları olmaktan çıkararak toplumsal ekoloji hattında doğru bir buluşmayı gerçekleştirmeleri ivedilik arz etmektedir. Başkasının yaşam hakkına saygı, aynı zamanda kendi yaşamımıza da saygı anlamına gelecektir. Başkalarının yaşam hakkına karşı gösterdiğimiz duyarlılık, aslında demokratik birliğimiz anlamına gelecektir.

Rojava halklarına karşı yürütülen soykırım savaşına karşı çıktığımız an kendi yaşam alanlarımızı da koruyoruz demektir. Çünkü Rojava halklarına saldıran güçle bizim yaşam alanlarımızı sondajlayan güç aynı güçtür. Onun için salt başına çevre ve ekoloji hareketi olunamayacağı, ekoloji mücadelesinin esas olarak toplumsal mücadele olduğu bilinci oluşmadığı sürece ne soykırım rejiminin halklara uyguladığı saldırılar biter ne de insanlığın temel özgürlük sorunu haline gelen ekoloji sorunumuz biter.

Dolayısıyla insanlığın temel yaşam sorunlarına karşı geliştireceğimiz duyarlılık aynı zamanda kendi yaşam sorunlarımıza karşı da geliştireceğimiz duyarlılıktır. Onun için en başta sömürgeci soykırım rejiminin halklara ve haklarımıza dönük savaşına hep birlikte dur demek zorundayız. Doğanın diğer bütün canlıları için verdiğimiz yaşam mücadelesini öncelikle insan soyu için vermeliyiz.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İran Şii ulus-devletçiliği ve Ortadoğu’daki rolü – III

Sonraki Haber

Özgürlüğe inananlar ile inanmayanlar

Sonraki Haber
Zulme Karşı Direnmek

Özgürlüğe inananlar ile inanmayanlar

SON HABERLER

Buldan: Öcalan, barış ve entegrasyon için senkronik olarak adım atılmasının önemine vurgu yaptı

Buldan: Öcalan, barış ve entegrasyon için senkronik olarak adım atılmasının önemine vurgu yaptı

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Gazeteci Hêmin Mamend’e silahlı saldırı

Gazeteci Hêmin Mamend’e silahlı saldırı

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Özgür Özel: Gürsel Tekin’i ihraç ettik

Özgür Özel: Gürsel Tekin’i ihraç ettik

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Bahçeli’den Kuzey ve Doğu Suriye’ye tehdit

Bahçeli’den Kuzey ve Doğu Suriye’ye tehdit

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Özgür Çelik’ten il binası önünde açıklama: Görevimizin başındayız

Özgür Çelik’ten il binası önünde açıklama: Görevimizin başındayız

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Wan’da işten çıkarılan 223 işçinin eylemi sürüyor

Wan’da işten çıkarılan 223 işçinin eylemi sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

1 Eylül yürüyüşüne polis saldırısı Wan’da protesto edildi

1 Eylül yürüyüşüne polis saldırısı Wan’da protesto edildi

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır