Tişrîn’de katledilen gazetecilerden Cihan Bilgin, savaş muhabirliği yaptığı esnada aldığı notlarda, ‘Tişrîn’in, arazisini, insanlarını biliyorum. Orası özgürleştiğinde, oradaki kadınların sevincini paylaştım’ sözleriyle Tişrîn’de olma gerekçesini yazmış
Tişrîn barajı ve Qereqozax köprüsüne yönelik saldırılarına karşı QSD savaşçılarının direnişini takip ederken 19 Aralık’ta SİHA saldırısı sonucu gazeteciler Nazım Daştan ANHA Muhabiri Cihan Bilgin katledildi. Katledilen gazetecilerden Cihan Bilgin yaptığı haberlerinin yanı sıra bölgedeki gelişmeleri kendi defterine not ediyordu. Cihan Bilgin’in savaş muhabirliği yaptığı alanda aldığı notlar kamuoyu ile paylaşıldı.
Onların maskesini düşürüyorsunuz
Türkiye devletinin psikolojik savaşını not eden Cihan Bilgin, “Bugün Türk medyası yine psikolojik savaş amaçlı yalan haberler yapıp Tişrîn barajının ellerinde olduğu bilgisini yayıyor. Ben ve Nazım ise Qereqozax’tayız şimdi. Şu an için bölgede çok fazla keşif uçağı hareketliliği var. Keşif uçağı olunca hareket etmenin güvenli olmayacağını söylüyor buradaki savaşçılar. ‘Evet, gazetecisiniz, ama sonuçta yaptığınız haberler onların maskesini düşürüyor. Bunun için de olsa sizi özel olarak hedef alacaklardır. Bu nedenle hareket etmeyin. Daha üç gün önce hemen yanı başımızdaki Eyn İsa’da 12 kadın ve çocuğu vuranlar sizi niye vurmasınlar ki?’ diyerek uyarıyorlar” şeklinde aldığı notu ile yaptıkları haberlerden dolayı hedef alınabilecekleri konusunda uyarıldıklarını yazmıştı.
Ben bir savaş muhabiriyim
Çalışma arkadaşlarının riskli olduğunu düşündükleri için Minbic’e gelmemi istemediğini söyleyen Cihan Bilgin, “ Ama ben bir savaş muhabiriydim ve gelişmeleri anı anına olay yerinden takip etmem gerekirdi. Yoksa masa başında oturup yalan haberler üretenlerle ya da onlarca araçtan oluşan konvoyluk güvenlikle bir haber yapmak için kurgular yazan sahte muhabirlerden ne farkım kalacaktı ki! Bir de Minbic’in, Qereqozax’ın, Tişrîn’in, Eyn İsa’nın arazisini, insanlarını biliyorum. Orası özgürleştiğinde, oradaki kadınların sevincini paylaştım, gözlerindeki özgürlüğe kavuşmanın heyecanını derinden hissettim. DAİŞ’lilerin kendilerine yaptığı zulmü beni kardeşi gibi görüp anlatan kadınların anılarıyla dolup taştım. Tanımadığım, bilmediğim insanların çayını kahvesini içtim, onların hikayesine bir parça oldum ve kendi hikayeme böylesine büyük öyküler kattım. Bırak tüm bunları kırk yıllık hatırı olan kahve için bile olsa orda olmalıyım dedim ve buraya geldim” diye belirtti.
MİT ailemi tehdit ediyormuş
Ailesinin kısa bir süre önce MİT tarafından tehdit edildiğini şu sözlerle yazmıştı: “Düşünüyorum da sahi acaba ben yayın yaparken annem de izleyecek mi beni? Nedense bugün hep annem geliyor aklıma. En son konuştuğumuzda çok üzgündü. MİT yine gidip tehdit ederek korkutmuş onları. Ne istiyorlar ki garibanlardan. Babamı alıp götürmüşler bilmediği bir yere. Onlara, “Cihan’ın nerede olduğunu biliyorsunuz, gazetecilik yapıyor, niye bize baskı uyguluyorsunuz” diyerek karşı çıksa da zalimin zulmünden payını almış. Ardından epey bir tehditler savurup korkutarak bırakmışlar. Kısa ve öz olarak “Ne yaparlarsa yapsınlar, ben dönmezem yolumdan” dedim.”
Tişrin’deyim
Özel savaş medyasının yalanlarına karşı Tişrin’de olduğunu söyleyen Cihan Bilgin, Tişrin’de olma gerekçesini şu sözlerle not etmişti: “Tişrîn’deyim. Herkesin odağında Tişrîn var şimdi. O kadar çok yalan haber yapıyorlar ki, neredeyse herkesi inandıracaklar! Buradan canlı yayın yapacağım şimdi ve pulları dökülecek. Anaların yüreğine serin sular serpeceğim seddin üzerinden. Tam orada Türkiye ve çetelerinin sahte kahramanlık hikayeleri yazdığı o seddin üzerinde canlı yayınla gerçeği bir bir sıralayacağım. Savaşçıların gözündeki ışıltı buradan konuştuğumu gördüklerinde daha da artacak, eminim. O savaşçıların anneleri ise evlatlarına helal süt emdirmenin gururunu yaşayacak. Bunu yaşatmalıyım.”
Annem ne güzel tarardı saçımı
Annesi ile yaşadıklarını şu sözlerle anlatmıştı Cihan; “Bir kadın için saçı onun her şeyidir. İmkansızlıklardan kaynaklı saçlarımı da yıkayıp tarayamadım. Buraya geldiğimden beri çok fazla koşul oluşmadı. Oysa annem ne güzel tarardı saçımı. “Cihanım, iki gözümün nuru, ciğerimin parçası kızım, yaşamım” diyerek saçlarımı gül kokusuyla tarardı. “Bugün dünyalar güzeli kızıma sevdiği yemek içli köfteyi yapacağım” derdi. Sahi ne güzel yapardı annem köfteyi.”
Kaynak: ANHA