10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne dair açıklama yayımlayan DFG, saldırılardan dolayı 10 Ocak’ı kutlamayıp, hakikate yönelik engelleri kaldırmak için mücadele edeceklerini belirtti. MKG ise, ‘Özgür Basın asla teslim alınamaz’ dedi
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne dair yazılı açıklama yaptı. “10 Ocak’ı Kutlamıyor Gazetecilik İçin Mücadele Ediyoruz” başlıklı açıklamada, 10 Ocak’a bir kez daha gazeteciliğe ve gazetecilere yönelik saldırılarla girildiği belirtildi.
Saldırılar nedeniyle 10 Ocak’ı kutlamayıp hakikate yönelik engelleri kaldırmak için mücadele ettiklerini belirten DFG açıklamasında, “Her ne kadar bugün ‘Çalışan gazeteciler’ günü olarak kabul edilse de iktidar ise gazetecileri çalıştırmamak, haberin yayılmasını engellemek, gerçeği karartmak için politikalarını sürdürüyor. İnternet erişim engelleri, haberlere sansür, muhabirlere sahada fiziki engelleme, gözaltı ve tutuklama uygulamaları nedeniyle gazeteciler çalıştırılamaz hale getirilmek isteniyor. İktidar için söz konusu Kürt gazeteciler olduğunda gerçeği yok etmek için gazetecileri katlediyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara dair haber takibi yapan gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Türkiye tarafından düzenlenen SİHA saldırısıyla katledildi. 19 Aralık’ta gerçekleşen saldırının ardından cenazelerin Türkiye’ye getirilerek defnedilmesi talebine yanıt verilmedi. Aileler ve sivil toplum örgütlerinden oluşan heyetin cenazeleri almak için Habur Sınır Kapısı’ndan geçip Federe Kürdistan Bölgesi’ne gitmesi dahi engellendi. Yaklaşık 3 gün boyunca heyetin geçişi akla mantığa uymayan gerekçelerle engellendi. Gömülme ve yas hakkı, en temel insan haklarından biri iken bu hak iktidar tarafından keyfi bir biçimde engellendi. Evrensel hukuk tarafından güvence altına alınan en temel hak olan gömülme ve yas hakkını kullanılmadığı bir ortamda ifade ve basın özgürlüğünden de söz etmek mümkün değil” denildi.
Erişim engelleri
2024 yılının baskıların zirve yaptığı bir yıl olduğunun vurgulandığı açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “İktidar tarafından alternatif yayın yapan tüm mecraların çalışmaları Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından engellenmeye çalışılıyor. Geçtiğimiz hafta Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam Gazetesi ve JİNNEWS’in hem X hem de instagram hesaplar keyfi bir biçimde engellendi. 09 Ocak tarihinde ise, 7 sosyalist ajans ve haber sitesi erişime engellendi. Sansürü her yere yayan iktidar, hukuku da çiğneyerek kapatma gerekçesini somut bir delile dayandırma gereği duymuyor. Kapatmalara ‘Milli güvenlik’ gerekçesi ile kılıf bulmaya çalışıyor. 2024 yılı içerisinde gerek gözaltına alınıp tutuklanan, gerekse yargılama ve cezalandırmalarla etkisiz kılınmaya çalışılan gazeteciler, adeta sahadan koparılmaya çalışıldı. Türkiye’nin asıl sorunu, iktidarın basın özgürlüğüne ama özünde hakikate olan düşmanca tutumudur. Tüm bu baskı ve gerçeği engelleme girişimlerine rağmen hakikati tüm kamuoyuna duyurmaya çalışan gazeteciler var. Gazeteciliği öldürmeye çalışan anlayışa inat gerçeklerden taviz vermeden mücadele eden tüm meslektaşlarımızla birlikte bu günü kutlayacağımız günleri getirinceye kadar mücadele etmeye davet ediyoruz.”
MKG, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle kadın gazetecilere yönelik baskıları ve 2024 yılında yaşanan hak ihlallerini gündeme taşıdı. MKG, “Kadın gazeteciler susturulamaz, Özgür Basın teslim alınamaz” dedi.
MKG: Özgür Basın teslim alınamaz
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, kadın gazetecilere yönelik artan baskılar ve 2024 yılında yaşanan hak ihlalleri gündeme taşındı.
Açıklamada, kadın gazetecilerin sahada, cezaevlerinde ve dijital ortamlarda hem fiziksel hem de psikolojik şiddetin hedefi olduğu belirtilerek, “Kadın gazeteciler yalnızca mesleklerini icra etmek için değil, yaşam haklarını korumak için de mücadele etmek zorunda bırakılıyor” denildi.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği’nin (MKG) kısa süre önce yayımladığı 2024 yılı raporuna yer verilen açıklamada, artan hak ihlalleri “Özgür Basın’a yönelik sistematik saldırıların karanlık bir göstergesi” olarak nitelendirildi.
Cenazelerin verilmemesine tepki
Açıklamada, 2024 yılında gazetecilere yönelik fiziksel saldırıların derin izler bıraktığına dikkat çekildi. Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Aralık 2024’te Türkiye’ye ait SİHA saldırısında hayatını kaybeden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerinin ailelerine teslim edilmemesi, “baskı politikalarının acımasız bir örneği” olarak değerlendirildi.
Süleymaniye’de 23 Ağustos 2024’te gerçekleştirilen bir diğer SİHA saldırısında ise gazeteciler Gülistan Tara ve Hero Bahadin’in hedef alındığı hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bu katliam, kadın gazetecilerin halkların sesi olma mücadelelerini sürdürürken nasıl bir tehdit altında olduklarını açıkça ortaya koydu.”
Pexşan Ezîzî
Kadın gazetecilere yönelik uluslararası baskıların da altı çizilen açıklamada, İran’da tutulan gazeteci Pexşan Ezîzî’ye verilen idam cezasına dikkat çekildi. Bu kararın, gazetecilere yönelik baskıların ulaştığı boyutu gözler önüne serdiği belirtilerek, şu sözlere yer verildi: “Pexşan Ezîzî’nin gerçeği haykıran sesi, susturulmaya çalışılan tüm kadın gazetecilerin mücadelesinin bir parçasıdır.”
‘Kadınların ezilenlerin sesi olacağız’
Açıklamanın sonunda, kadın gazetecilerin tüm baskılara rağmen gerçeği yazmaya devam edeceği vurgulanarak şu mesaj paylaşıldı: “Kadın gazeteciler olarak, her türlü baskıya, saldırıya ve tehdide rağmen kadınların, halkların ve ezilenlerin sesi olmaya devam edeceğiz. Kadın gazeteciler susturulamaz, Özgür Basın asla teslim alınamaz!”
HABER MERKEZİ