Erdoğan kadife’den söz ediyor. Yani bir yumruk var hem de “demirden”, ancak o demir kadifeyle kaplı. Diyor ki, gerekirse kadifeyi sıyırır demir yumruğu beyninize indiririz.
Kadifesiz yumrukla kadifeli yumruğun bir farkı yok. Boks eldivenini düşünün. Hiç kadifeden eldivene benzemez. Nisbeten hayli yumuşaktır. Çıplak yumrukla vursan, hem karşındakinin suratı hurdahaş olur, hem de senin parmakların kırılır. Buna rağmen o yumuşak boks eldiveniyle vurulan yumruk bile karşısındakinin kaşını açar, burnunu kırar, hatta beyin kanamasından öteki tarafa gönderir, vesaire. Demek ki kadife eldivenin içinde, hem de demirden yumruk varsa, ha kadifeli darbe indirmiş, ha kadifesiz. Beynin patlar.
Demek ki, Erdoğan şu ana kadar savaştıklarının beynine kadifeyle kaplı demir yumruğunu indirirken, şimdi eğer “silahlarınızı gömmezseniz, kadifesiz demir yumruğum beyninizde patlar” diyor. Görünüşe göre savurduğu tehdit dehşetli. Ama görünüşe göre. İçinde demirden yumruk olmasıyla, kadifesiz demir yumruk olması arasında pek öyle ahim şahım bir fark olmadığına göre, bu tehdit tehdit sayılmaz. Karşısındakiler “beynimizi ha kadifeli demir yumrukla patlatmış, ha kadifesiz demir yumrukla patlatmış, fark etmez, o halde bu tehdit bize sökmez” diyebilirler.
Üstelik içinde demir yumruk olan kadife eldiven daha tehlikeli. Karşısındaki güç, kadifeye aldanıp, elini uzatabilir. O nedenle Erdoğan “kadifeye bakmayın, içinde demir var” dedi ya, şimdi karşısındaki güç, “vay canına, biz içinde yumuşacık, sımsıcacık, vicdanlı, insaflı, insancıl, dostane, sulhperver bir insan eli var sandığımız şu uzatılan kadife eldivenin içinde meğer, kimyada F simgesiyle ifade edilen, madencilikte demir cevheri denilen, sanayide işlendikten sonra inşaatlarda kullanılan demir varmış. Hani elimizi uzatsak bu ‘demir pençe’ alimallah tuttuğu gibi elimizi kolumuzla birlikte koparacakmış” diye düşünebilir ve devletin uzattığı bu kadifeli demir eli sıkmaktan uzak durabilir.
Yani neresinden baksanız, “kadifeli el”, hiçbir şekilde “barışçı” bir niyet taşımıyor. Kadifeli ya da kadifesiz demir yumruk, sonuç itibariyle demir yumruk olarak kalıyor. Üstelik bu demir yumruğun kadifeli olanı kırk yıldır, önüne gelenin beynine iniyor. Şu anda özellikle Rojava’da olan biten de böyle. Yani Erdoğan “kadifeli ölmek mi istersin, kadifesiz mi?” gibi bir şey söylüyor. Tıpkı Dersim Tertelesinde olduğu gibi. Ya “teslim olup öl ya da teslim olmayıp öl” denerek, Dersim’in adını “Tunceli”, yani devlet-i alimizin Tunç devrinden kalma tunç eli yaptığı zamanlar gibi.
Güler misin ağlar mısın?
Bu “metalik mlliyetçilik” Türk tarihinde bir hayli yaygındır. Erdoğan “hileli kadife eldiven” taktiğiyle “barış” yolunda kandırıkçılık yapıyor ama Tunçtan Ayağıyla rakibinin boynunu kırmaktan söz etmiyor. Öyle olaydı, rakibine “kadifeli el” uzatmak yerine, pon pon terlikle gizlenmiş “tunçtan ayağını” uzatırdı. En büyük Türk şairlerinden biri olan Kazım Karabekir Paşa bu “ayak” hakkında tarihi öneme sahip bir şiir bile yazmıştır. Buyurun okuyalım:
“çelik gibi kollu, tunçtan ayaklı
türk hiç yılar mı, türk hiç yılar mı?
türk yılmaz, türk yılmaz!
cihân yıkılsa, türk yılmaz!”
Nasıl? Robokop gibi değil mi? O sıralar henüz dokuma fabrikalarımız olmadığından, bizim yılmayan üryan Türk Robakop’a kadife fistan giydirememişiz. Biçarenin kadife yastığı bile yok. Başını nereye koysun? İnim inim inliyor:
“Yastığımız mezar taşı
Yorganımız kan olsun.”
Sanırım bu kadifeli, mezar taşlı siyasi, askeri ve içtimai tehdit, övünç, sevinç, ileniç öyküsünden sıkıldınız. İyisi mi ben size bir türkü söyleyeyim:
“Kadifeden kesesi kahveden gelir sesi
Oturmuş kumar oynar
Ah ciğerimin, ah ciğerimin köşesi
Aman yolla Beyoğluna yolla
Yavrum yolla, İstanbul’a yolla
Yar yolla yar yolla
Kadife yastığım yok
Odana bastığım yok
Kitaba el basarım
Senden başka, senden başka dostum yok.”
İsterseniz bir de, Robokop Müslüman-Türk erkeğinin “oturak alemi”nde kafayı çekip mayıştığı esnada söylemekten çok hoşlandığı kadifeli bir maço türküyü de yazıya ekleyip, bitireyim:
Bursalı mısın kadifeli gelin çaydan mı geçtin
Yanakların al al olmuş konyak mı için
İçtiğimiz konyak mezemiz kaymak
Sen kimin yarisin yavrum her yanın oynak
Arabaya sen bin faytona ben
Anasını sen al kızını da ben”.
İyi pazarlar diyecektim de yazımı yetiştiremediğim için hepinize iyi Pazartesiler dilerim.
Yastığınız, maazallah mezar taşından olmasın da kadifeden olsun ve de kadifeli keseniz dolarla dolsun. Ama siyasi mücadeleyi oturak alemine çevirmeye ve de milleti oynatmaya sakın kalkmayın.