• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
7 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Fırat Can

Yeryüzüne Doğmayan Halk: Kürtler

27 Ocak 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Fırat Can, Yazarlar
Zulme Karşı Direnmek

Kürde düşmanlık sınır tanımıyor. Özel savaş medyası dört koldan şimdi de Kobanê’ye Ayn el Arap demeye başladı. Tarih diyorlar, meşruiyet diyorlar ama inkârcı zihniyet yüz yıldır bulduğu her fırsatta Kürtçe yerleşim isimlerini bir bir değiştirdi. O yerleri köklerinden, hatıralarından koparıp soğuk bir tabela taktılar üzerlerine. Yetmedi.

Bu nasıl bir öfke? Bu nasıl bir inkâr? Taşların, dağların, derelerin bile bir adı varken, bir halkın adını silmeye çalışmak hangi vicdana, hangi insafa sığar? Adlar sadece birer kelime midir? Onlar, bir halkın tarihini, kültürünü, direnişini, varoluş mücadelesini taşır. Her harfi, geçmişten geleceğe uzanan bir köprü, bir miras değil midir? Peki, bu mirası yok etmeye çalışmak, bir halkın hatırasını toprağın derinliklerine gömmek hangi akla, hangi insana yakışır? Bu öfkenin kökü nedir? Bir halkın varlığı neden bu kadar korkutur?

Kürtçe olmasın da isterse taş dilinden olsun, diyorlar. Sanki taşın dili var da Kürtlerin dili yokmuş gibi. Yeryüzünde hiçbir şehir, kasaba, köy, hatta bir avuç toprak bile Kürtlerin olmasın istiyorlar. Kürtlerin ne bir evi ne bir sokağı ne bir dağ başı. Sanki bu halk yeryüzüne değil de uzayın derin boşluğuna doğmuş.

Yıllar, isimler değişiyor ama zihniyet hep aynı. İlkel bir milliyetçiliğin pençesinde, bir halkın köklerini kazıma sevdası. Oysa adlar sadece harflerden ibaret değil; hatıralardır, yaşanmışlıklardır, direniştir. Bir halkın adını, dilini, toprağını inkâr etmek, onun ruhunu öldürmek değil de nedir?

Ey yeryüzünün vicdanı, sen neredesin? Gözlerin kapalı, kulakların sağır. Bir halkın suskun çığlığı, senin sessizliğinde yankılanıyor. Söyleyin, Kürtlerin topraksız, dilsiz, kimliksiz kalması mı insanlık? Söyleyin, bu halkın sadece var olmak istemesi neden bu kadar büyük bir suç?

Ve şimdi soruyorum size, kalbinde insanlık taşıyanlara: Bir halkı yurdundan, adından, dilinden, varlığından nasıl mahrum edersiniz? Yıldızların bile bir adı varken, gökyüzünün altındaki bu halkın adı neden yok sayılıyor?

Görün artık! Kürtler yok değil, siz körsünüz. Kürtler suskun değil, siz sağır. Kürtler yersiz-yurtsuz değil, siz vicdansız. Adlarını silebilirsiniz, ama ruhlarını asla. Topraklarını çalıp işgal edebilirsiniz, ama umutlarını asla. Onlar yeryüzünün boşluğuna değil, sizin karanlık vicdanınıza doğmuş bir halk.

Ve unutmayın, her inkâr bir gün tükenir. Her zulüm, ne kadar güçlü görünürse görünsün, bir gün mutlaka son bulur. Çünkü tarih, eğilip büküldüğü, yalanlarla örtüldüğü anlarda bile hakikatin o sessiz ama sarsılmaz sesine boyun eğmek zorundadır. Bugün silinen her isim, unutulmaya çalışılan her hatıra, yarın direnişin ve varoluşun sembolü olarak geri dönecektir. Kürtlerin sesi, sadece bir halkın kendi varlığını savunma çığlığı değil; aynı zamanda insanlığın vicdanına yapılmış bir çağrıdır. O vicdanı susturmaya çalışanlar, yalnızca Kürtleri değil, kendi insanlıklarını da inkâr etmektedir.

Öğrenin artık: Bu halkın varlığı bir gerçek, bu direniş bir hakikat. Ve hakikat, ne kadar bastırılmaya çalışılırsa çalışılsın, sonunda hep kazanır. O yüzden bilin ki Kürtler yalnızca kendileri için değil, hakikat için, insanlık için konuşuyor. Ve bu sesi, hiçbir güç susturamayacak.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Mağaranın Derinliklerine Doğru: Aydınlık Hayallerimiz

Sonraki Haber

Mesut Barzani ile Mazlum Abdi’nin görüşmesini doğru okumak

Sonraki Haber
Mesut Barzani ile Mazlum Abdi’nin görüşmesini doğru okumak

Mesut Barzani ile Mazlum Abdi’nin görüşmesini doğru okumak

SON HABERLER

Demokratik toplum çağrısı ve Ortadoğu

Demokratik toplum çağrısı ve Ortadoğu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Yahya Orhan: Artık kendimiz için çalışacağız!

Hafız Akdemir: Özveri, disiplin ve tevazunun timsali

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

El koyma, çökme, ele geçirme

Gerçeklerin iz düşümünden ekoloji politik çıkışa

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Hak savunuculuğunun bedeli!

İzBB grevinin hatırlattıkları…

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

İzmir’in şişmanı, işçi düşmanı!

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Eşitlik ve özgürlük ya da ortak hayallerin şafağında

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Amed’deki yangınla ilgili 4 gözaltı

Amed’deki yangınla ilgili 4 gözaltı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır