HDK’ye yönelik operasyona ilişkin açıklama yapan DEM Parti ve DBP, tutuklananların serbest bırakılması çağrısı yaparak, ‘Bu yargılama büyük bir kumpastır’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu HDK’ye yönelik siyasi operasyonlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada yargının siyasi operasyon yürüttüğü ifade edilerek tutuklananların derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
“AKP iktidarı hukuksuzlukta, darbecilikte, siyasal ve toplumsal güçlerin tamamına yönelik düşmanca saldırılarda her gün kendi rekorunu yeniden kırıyor” denilen açıklamada, “50 kişinin gözaltına alındığı ve 30 kişinin tutuklandığı operasyon tam bir hukuk felaketidir.
Bu operasyonla yargı, iktidar adına siyasal faaliyet yürüttüğünü ve hukukun hiçbir ilkesini takmadığını bir kez daha ilan etmiştir. Gözaltı gerekçeleri, hem adli kontrol ve ev hapsi hem de tutuklama gerekçeleri hukuk metinleri değil, iktidarın muhalifleri tasfiyesine yönelik siyasal kumpas metinleridir” denildi.
Kumpas tamamlanmak isteniyor
Alınan kararların siyasi olduğu belirtilerek devamında şu ifadelere yer verildi: “Savcılık yazıları ve oluşturulan kararlar fütursuzca hazırlanmıştır. İleri sürülen mesnetsiz iddiaların temel dayanağı “siz neden iktidara karşı örgütleniyorsunuz, neden siyaset yapıyorsunuz” suçlamasıdır. Yargı, iktidara karşı muhalefeti ve siyaset yapmayı suç ilan etmiştir. Bu yargılama büyük bir kumpastır. Suçlama konusu yapılan ortam dinlemelerinin, tape kayıtlarının çoğu 2011, 2012, 2013 yıllarında, yani çözüm sürecini boşa çıkarmaya çalışan ve iktidarın FETÖcü olarak nitelendirdiği yapının yargısı ve kolluğu tarafından oluşturulmuştur. Bunlar hukuk dışı elde edilmiştir. AKP iktidarı, o dönemdeki ortağının yarım bıraktığı kumpası bugün kendi yargısıyla tamamlamak istemektedir.
Ayrıştırıcı bir zihniyet
Bu kumpas, toplumsal birlikteliği, siyasal ortaklığı kapsayan Kent Uzlaşısı’na karşı kurulan bozguncu bir anlayışa dayanmaktadır. Üstelik HDK’nin seçimlerde “Kent Uzlaşısı” kararı verdiği de açık bir yalandır. Bir kez daha söyleyelim ki, ‘Kent Uzlaşısı’nı suçlama konusu yapmak, ‘iktidara karşı bir araya gelmeyin, ortak mücadele yürütmeyin, ortak hareket etmeyin’ demektir. Kürt-Türk birlikteliğini dinamitleme anlayışıdır. Bölücü ve ayrıştırıcı bir zihniyetin ürünüdür.
Kumpas davalarına son verin
‘Kent Uzlaşısı’ kararını partimiz vermiştir ve onurla da bu kararın arkasında durmuştur. Bu karar pek çok yerde yerel yönetimlerin el değiştirmesini sağlamıştır. İşte bu operasyon bu nedenle bir intikam operasyonudur. Bu zihniyetle oluşturulan iddialar HDK’yi değil eşit, özgür ve bir arada yaşama hedefine karşı açık ve aleni bir saldırıdır. Ama hatırlatmak isteriz ki, her baskıcı ve mutlakçı rejim sonunu kendi elleriyle ve bu yöntemlerle hazırlar. İktidar topluma büyük acılar yaşatarak ülkeyi uçuruma sürüklemektedir. Biz ülkenin uçuruma sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Partimiz bu gidişata dur diyecektir. Bir kez daha söylüyoruz: Kumpas davalarına son verin. Cezaevlerinde rehin tuttuğunuz ve hukuksuzca tutukladığınız arkadaşlarımızı serbest bırakın.”
DBP’den tepki
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik gözaltı operasyonun da aralarında gazeteci ve sanatçılarında olduğu 30 kişinin tutuklanmasına dair yazılı açıklama yaptı
AKP İktidarının demokrasi güçlerine yönelik baskılarının artarak devam ettiği kaydedilen açıklamada, “Wan’daki kayyım protestoları sırasında tutuklanan PM üyemiz Ökkeş Kava, yine aynı protestolarda gözaltına alınıp kolluk güçleri tarafından ağır işkenceye maruz kalan PM üyemiz Kenan İldeniz ve HDK’ye yönelik günlerdir devam eden siyasi operasyonlar kapsamında aralarında bir diğer PM üyemiz Atilla Özdoğan’ın da bulunduğu HDK’lilerin yargılandığı davada 30 yoldaşımızın tutuklaması tırmanan şiddet politikalarının en net fotoğrafıdır. Kent uzlaşısını kriminalize ederek muhalafeti bölmeye, HDK’ye yönelik saldırılarla halkların ortak yaşam umudunu kırmaya, Kürt halkının iradesini gasp ederek baskı ve şiddet politikalarıyla halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesine set çekmeye gücünüz yetmeyecek” denildi.
‘Ortak mücadele’ vurgusu
Tüm saldırılara karşı demokratik toplum için ortak mücadelenin büyütüleceğinin vurgulandığı açıklamada, “Bu doğrultuda bir kez daha vurguluyoruz; DBP olarak, demokrasi güçleri ile ortak mücadeleyi büyüterek, demokratik siyasete yönelik baskı ve saldırı politikalarına karşı Türkiye ve Kürdistan’da barış ve özgürlük demekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye belirtildi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), 30 kişinin tutuklanmasına yazılı açıklama ile tepki gösterdi.
‘HDK kadınların ortak yoludur’
AKP’nin kendi iktidarının devamını sağlamak için kadınlar başta olmak üzere toplumsal muhalefeti, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla engellemeye çalıştığı vurgulanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Savaş politikaları, rant ve talan düzeni, kadın katliamları, ekolojik yıkım ve ekonomik krizle toplumu cendereye almaya çalışan iktidara en büyük cevabı, halkların ve kadınların ortak mücadelesi vermektedir. Bu baskı politikalarının bir parçası olarak, Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik siyasi soykırım operasyonları gerçekleştirilmiş ve birçok yol arkadaşımız, gazeteci, yazar, sanatçı ve sosyalist hukuksuzca tutuklanmıştır. HDK halkların ve kadınların üçüncü çizgisidir, ortak yoludur. Tüm inançların, kimliklerin ve ötekileştirilenlerin irade göstererek örgütlediği en demokratik mücadele alanıdır. AKP iktidarının, kendi krizlerle dolu yönetim anlayışına karşı, halkın öz iradesiyle kendini yönetme iradesini ortaya koyduğu HDK, yeni yaşamın ilham gücüdür.
Direnenlerin tarihine bakın
Tek adam rejimiyle yönetilen, yargının talimatlarla çalıştırıldığı bir ülkede, radikal demokrasi temelinde kurulan HDK’yi kriminalize etmeye dönük hamleler nafiledir. İnançların, halkların, kadınların ve tüm farklılıkların bileşkesi olan HDK’yi yargılamaya çalışanlar, tıpkı kendilerinden öncekiler gibi kaybedecektir! HDK’ye yapılan siyasi soykırım operasyonu ile tutuklanan yol arkadaşlarımızın mücadelesini büyütmek, hepimizin en büyük sorumluluğudur. Zor yoluyla geri adım attıracağını, biat ettireceğini düşünen iktidar, direnenlerin tarihine bakmalıdır. Bizler, HDK etrafında daha fazla örgütlenecek, demokrasi mücadelemizi daha da yükselteceğiz!
Mücadelelerinin tanığıyız
Tutuklanan her kadın arkadaşımızın mücadelesinin tanığıyız! Kadınlar ve çocuklar katledilmesin, tüm halklar eşit ve adil yaşasın diye kalemiyle, bestesiyle, sözüyle ve eylemiyle haksızlığa karşı direnenlerin mücadelesinden bir kez daha onur duyuyoruz. Kadın kazanımlarını gasp etmek isteyen bu iktidara en büyük cevabı, kadın mücadelesi vermeye devam edecektir! Kayyumlar atayarak eşbaşkanlık sistemimize saldıran, kadın kurumlarını kapatan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, nafaka hakkımızı tartışmaya açan ve son olarak 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan eden bu iktidar, kadınların haklarına ve yaşamlarına müdahale etmeye devam etmektedir.
Onurlu yaşam isteyenler tutuklandı
Her gün en az üç kadının katledildiği haberiyle uyanırken, kadınları korumayan, cezasızlık politikalarıyla failleri cesaretlendirenler; bugün de kadın mücadelesi yürüten yol arkadaşlarımızı, onurlu, eşit ve adil bir yaşamı kurmak istedikleri için tutuklamıştır. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Kadın mücadelesi, ceberut iktidardan ve onun yargısından çok daha büyük ve dirençlidir.
Derhal serbest bırakılmalılar
Tutuklanan arkadaşlarımız; Ece Yıldız Karabacak, Özlem Feza Sezer Bayram, Aynur Cengiz, Ayşe Bengi Çelik, Dilek Pos, Kardelen Taş, Melek Kızılca Ok, Şengül Erdoğan, Ayşe Panuş, İlknur Menengeç, Elif Akgül, Alya Akkuş, Esengül Demir, Pınar Aydınlar, Saime Oğuzhan, Sema Barbaros Durmuş, Semiha Şahin, Berfin Azdal derhal serbest bırakılmalıdır!
Ne kadın arkadaşlarımız ne de bizler size biat edeceğiz! Ülkeyi yönetemeyen, halkı uçuruma sürükleyen bu iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Bu hukuksuzluktan derhal vazgeçin, arkadaşlarımızı serbest bırakın! Size biat etmeyecek, yaşamın her alanında eşit ve adil bir yaşam için örgütlenmeye devam edeceğiz!”
Kaynak: JINNEWS / MA