TÜSİAD konusu medyayı adeta ikiye böldü.
Çoğunluktaki (özellikle de yandaş) medya TÜSİAD’ın yaptığı açıklamalara ateş püskürürken, TÜSİAD yöneticilerinin göz altına alınmalarını ve yurt dışına çıkış yasağı şartı ile serbest bırakılmalarını destekliyor. Azınlıkta kalan bir kısım bir medya ise açıklamaların ardında durmaya çalışıyor.
Bunlardan hangisinin haklı olduğunu anlayabilmek için, TÜSİAD’ın iddialarının da temellendirilebileceği uluslararası raporlara ve verilere bakmak da yararlı olacaktır:
- Organize suçların küresel röntgenini çeken “Küresel Organize Suç Endeksi” nde Türkiye, toplam 178 ülke arasında 14’üncü sırada yer alıyor. Yani 10 puan üzerinden 7,03 puan ile ülke; organize suçların en yaygın, buna karşılık devlet direncinin en zayıf olduğu (3,5 p ile) ülkeler arasında sıralanıyor (yüksek suç-düşük direnç). Türkiye’nin üzerinde ise İran, Honduras, Suriye, Afganistan, Irak, Meksika ve Kolombiya gibi ülkeler var.
- Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün, dünya çapında 180 ülke ve bölgede kamu sektöründe algılanan yolsuzluk düzeylerini ölçen “Yolsuzluk Algılama Endeksi‘nde Türkiye 36 puan ile 101’nci sırada bulunuyor. Dünya ortalaması ise 43 puan.
- Reuters’in “Basın, Yayın, Sosyal Medya Türkiye Raporu’na (2024) göre, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi” nde Türkiye 100 üzerinden 31,6 puan ile 180 ülke arasında 158’nci sırada yer alıyor.
- Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) “Küresel İşçi Hakları Endeksi”ne göre Türkiye, “işçilerin fiilen (mevzuatta belirtilen) haklara erişiminin olmadığı ve bu nedenle otokratik rejimlere ve adil olmayan çalışma uygulamalarına maruz kaldıkları” şeklinde tanımlanan “Hak Garantisi Olmayan Ülkeler” arasında yer alıyor.
- Freedom House’nin yayınladığı ve dünyanın en özgür ve en çok baskı altındaki uluslarını sıralayan “Dünyada Özgürlükler Raporu”na göre, Türkiye 195 ülke arasında 100 puan üzerinden 32 puan ile “özgür olmayan/not free ülke” statüsünde. Dahası, politik haklar açısından 40 puan üzerinden 16 puan ve sivil özgürlükler (ifade özgürlüğü ve yasalar önünde eşitlik ve basın özgürlüğü gibi) 60 puan üzerinden 16 puan alabiliyor.
- Son olarak, Türkiye insanı “dünyada mutluluk genel sıralaması” nda 109 ülke arasında 106’ncı sırada yer alıyor. Yani insanının en mutsuz olduğu 4’ncü ülkeyiz. Bizden mutsuz sadece Gana, Pakistan ve Nijer var.
Desteğin gerekçesi tartışmalı!
Bu nedenle de TÜSİAD yöneticilerinin siyasal iktidara yönelik olarak demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusundaki sorunlarla ilgili olarak yaptıkları eleştiriler haksız sayılmaz.
TÜSİAD’ın “büyük sermayenin örgütü olması” ya da 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesindeki emek ve demokrasi karşıtı açıklamaları da bugün haklı olarak yaptığı eleştirileri değersiz kılmaz.
Diğer yandan, Türk basınında TÜSİAD’a sahip çıkanlar bunu; “aksi taktirde ülkeye yabancı sermaye gelmez” gerekçesiyle yapıyorlar ki bu doğru değil.
Çünkü demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü yabancı sermaye girişine indirgenerek savunulmamalıdır. Bu haklar böyle bir amaç için araçsallaştırılmamalıdır. Tersine TÜSİAD dahil tüm sivil toplum kuruluşları özgürlükleri toplumsal yönleriyle de savunmalıdırlar. Kısaca, demokrat ve barışı savunan yurttaşlar olduğumuz için demokrasiyi ve barışı savunmalıyız, yabancı sermayeye ihtiyacı olan ülke insanı olduğumuz için değil.
Ayrıca, Türkiye’ye gelen sermayenin çok büyük bir kısmı, daha ziyade kısa vadeli, spekülatif, vur-kaç niteliğindeki bir sermayedir. Demokrasi ya da özgürlüklerden ziyade bu tür sermaye kesiminin ilgilendiği şey asıl olarak siyasal istikrardır. Bu yüzden de özgürlükleri böyle bir tefeci sermaye ile yan yana koymak etik değildir. Nitekim sıcak paraya bağlı ekonomik büyümenin 22 yıldır ülkeyi getirdiği feci durum ortadadır.
Siyasal muhalefetin kamucu, eşitlikçi, barışçıl, sosyal adaletçi, öz kaynakları harekete geçiren demokratik bir kalkınma ve büyüme stratejisini toplumun önüne koyması gerekir.
Anahtar sözcükler. Demokrasi, İfade özgürlüğü, Gözaltı, TÜSİAD, Yabancı Sermaye.