Eylemlerinin 1040’ncı haftasında, Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini soran Cumartesi Anneleri, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısının, barışa giden yolun başlangıcı olmasını dilediklerini ifade etti
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak, faillerin yargılanmasını talep etmek için her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarının 1040’ıncı haftasında da meydandaydı. Kayıp yakınlarının yanı sıra insan hakları savunucularının da destek verdiği eylemde, katılımcılar ellerinde karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarıyla meydanı doldurdu. Eyleme çok sayıda insan hakları savunucusu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Cengiz Çiçek katıldı. Basın açıklamasını ise İHD İstanbul Şube Sekreteri Oya Ersoy okudu.
‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı
Demokratik hukuk yollarının kapalı olmasının yol açtığı başta zorla kaybetmeler olmak üzere tüm sorunların demokratik siyaset alanının genişlediği barış koşullarında çözüme kavuşabileceğini ifade eden Oya Ersoy, “İmralı Heyeti tarafından kamuoyuyla paylaşılan ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısının, barışa giden meşakkatli yolun başlangıcı olmasını diliyoruz. 1040 haftadır kendisi gibi olmayanı düşmanlaştıran ve hukukun koruması dışına çıkaran siyasetin sonucunda gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin bulunması ve işlenen suçun cezalandırılması için devlete sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulunuyoruz” dedi.
‘Bir daha haber alınamadı’
“31 yıldır akıbeti karanlıkta bırakılan, bilinen failleri cezasızlıkla korunan Cüneyt Aydınlar’ı unutmadık diyerek buluştuk” diyen Oya Ersoy, “İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olan Cüneyt Aydınlar’ın, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy’deki Ömür durağında polisler tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. Burada yedi gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra, 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı. Ancak aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 14 kişi mahkemeye sevk edildiklerinde, aralarında Cüneyt yoktu. İstanbul Emniyeti, Cüneyt’i soran ailesine ve İnsan Hakları Derneği avukatlarına, ‘28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermeye götürdük, elimizden kaçıp kayıplara karıştı’ cevabını verdi. Cüneyt’ten bir daha haber alınamadı” diye belirtti.
Tanık beyanları
Aynı operasyonda gözaltına alınan kişilerin Cüneyt Aydınlar ile birlikte alındığını söylemesini hatırlatan Oya Ersoy, “Tanıklar ayrıca, yoğun işkence gören Cüneyt’in; ağır yaralı, bir ayağı kırık, yürüyemez haldeyken ‘ölmeye hazır mısın, ölmeye gidiyorsun’ diyen polisler tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü açıkladılar. Ailenin ve İHD’nin başvurduğu yetkili merciler, Cüneyt Aydınlar’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili hemen, etkin ve tarafsız bir soruşturma süreci başlatmadı. Cüneyt’in kaybedilmesini önlemek ve sonrasında onu kaybedenleri cezalandırılmak için, kendi yetkileri dahilindeki gerekli önlemleri almadı. Elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin, 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadı. Tanıkların beyanlarını değil, polisin dayanaktan yoksun firar senaryosunu esas aldı. 31 yıldır Aydınlar Ailesi’nin evlatlarının gözaltında kaybedilmesi ile ilgili gerçekleri bilme ve onun akıbetini öğrenme hakları ihlal edildi” sözleriyle devam etti.
‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’
Oya Ersoy, son olarak şöyle konuştu: “1040.haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: Cüneyt Aydınlar’ın akıbetinin araştırılması, yerinin belirlenmesi ve ondan kalanların ailesine teslimini sağlama görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin; Cüneyt Aydınlar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Son olarak söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “Cüneyt Aydınlar bu devletin kayıtlı gözaltında kaybıdır ve işkence ile katledilmiştir” dedi.
Konuşmaların ardından eylem sona erdi.
Kaynak: JINNEWS