İmralı Adası’na bir süredir heyet gidiyor olsa da Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin hâlâ devam ettiğine dikkati çeken Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İbrahim Bilmez, haftalık avukat ve aile görüş başvurularını yaptıklarını ancak yanıt alamadıklarına vurgu yaptı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile 3 görüşme gerçekleştir. 27 Şubat’ta gerçekleştirilen 3’üncü görüşmeden sonra heyet Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısını açıklamış, çağrının ardından PKK ateşkes ilan etmişti.
‘İmralı’da hala hukuk uygulanmıyor’
Asrın Hukuk Bürosu avukatların İbrahim Bilmez, DEM Parti İmralı Heyeti’nin Abdullah Öcalan ile bir süredir görüşmeler yaptığını ancak İmralı’da tecridin devam ettiğine dikkati çekti. Haftalık aile ve avukat görüşmeleri için sürekli başvuruların yapıldığını ancak başvurulara cevap verilmediğini söyleyen İbrahim Bilmez, 1999’dan bu yana tecridin sürdüğünü ifade ederek şunları kaydetti:
Biz, 1999’dan beri İmralı’da bir tecrit sistemi uygulandığını söylüyoruz. Bu tecrit sistemi hala devam ediyor. Evet, heyet görüşmeleri oldu, Sayın Öcalan çok önemli bir çağrı yaptı PKK’ye ve kamuoyuna. PKK de bu çağrıya cevap verdi. Tüm bunlara rağmen, hâlâ İmralı’da hukuk uygulanmıyor. Avukat başvurularını yine yapıyoruz, haftalık olarak. Aile görüşmeleri için de başvurular yapılıyor. Ama bu başvurulara cevap verilmiyor hâlâ. Dolayısıyla böyle önemli ve tarihi bir süreçten geçiyorsak, bunların da koşullarının yerine getirilmesi gerekir. En azından hukukun yerine getirilmesi gerekir. Avukatla görüşme hakkı, aileyle görüşme hakkı, telefon hakkı, iletişim hakkı gibi. Ama şu anda İmralı’da henüz bu haklar yok.
‘Umut hakkı için 10 yıl önce düzenleme yapılmalıydı’
Abdullah Öcalan için umut hakkının 10 yıldır tanınmış olması gerektiğine dikkati çeken İbrahim Bilmez, bu konuda bir adımın atılmasının bu süreçte önemli olacağını ifade ederek şunları söyledi:
Umut hakkı meselesi, hukukun bir gereğidir. Zaten Türkiye’nin 10 yıldır yapması ve halledilmesi gereken bir mesele. 10 yıl kadar önce, 2014’te, biz avukatların başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ‘Öcalan 2’ dosyasında bir karar verdi ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının işkence yasağının ihlali olduğuna hükmetti. Yani, siz bir insanı çıkma ihtimali olmadan dört duvar arasına koyarsanız, bu ceza biçimi işkencedir, dedi. Sözleşmenin üçüncü maddesinin ihlalidir, dedi. Dolayısıyla, 10 yıldır, yani bu karar verildiğinden beri, Sayın Öcalan ve onun gibi ağırlaştırılmış müebbet cezası alan, sayısını bilmediğimiz binlerce hükümlü aslında işkence altındadır.
Türkiye’nin 10 yıldır bu konuda düzenleme yapması gerekiyordu; bu, bugüne özgü bir mesele değil, bu süreçle ilgili bir mesele de değil. Türkiye, uluslararası sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne imza atmış ve Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerindendir. Aynı kararlar kendisi için de bağlayıcıdır. Bunu da kimse Türkiye’ye zorla dikte etmedi. Türkiye, isteyerek, kendi iradesiyle buraya üye ve taraf olmuş bir ülke. Ve bunun da gereğini yerine getirmesi gerekiyor. Ama 10 yıldır bunu yerine getirmiyor. Bu ağırlaştırılmış müebbet hapis meselesi de Sayın Öcalan için icat edilmiş bir infaz biçimidir aslında. Daha önce Türk hukukunda böyle bir infaz biçimi yoktu. İdam cezası vardı, ama idam da uygulanmıyordu.
Avrupa Konseyi bir yıl süre verdi
Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’na 9’a 1 başvurularını yaptıklarını ve konuyla ilgili sürekli irtibat halinde olduklarını aktaran İbrahim Bilmez şöyle devam etti:
Türkiye’den farklı sivil toplum örgütleri de bu konuya ilişkin 9’a 2 başvuruları yaptı. Yani Türkiye’nin ağırlaştırılmış müebbet ile ilgili düzenleme yapması için Bakanlar Komitesi’ne yazı yazdılar. En son 17- 19 Eylül 2024 toplantısında, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye bu konuda düzenleme yapması için bir yıllık süre verdi. Bir yıl içerisinde bu meseleyi halletmesini istedi. Şu anda o bir yılın içerisindeyiz. Şunu da belirtmek gerekli; bir yılın sonunda yap demiyor, bir yıl içerisinde yap diyor.
‘Yasal düzenlemeler yapılmalı’
Öncelikli olarak Ceza İnfaz Kanunu’nda, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) ilgili maddelerde değişiklikler ve yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyen İbrahim Bilmez “Bunun için de mecliste yasal düzenlemelerin yapılması lazım. Zor bir iş değil bu ve zaten yapılması gerekendir. Öte yandan, hukukun gerekliliği olduğu için muhalefetin de buna destek vereceğini düşünüyoruz. En önemlisi, siyasi iradenin bunu istemesi gerekiyor,” dedi.
Kaynak: ANF