Tutsak gazeteci Rahime Karvar yazdı:
‘Düşman bir hukukla karşı karşıya olmanın dededen toruna miras kaldığı bu olayda, el konulan aynanın, bir an önce sahibine yani muhabbet kuşuna iade edilmesi temennimiz’
17 Ocak’ta yapılan ev baskınları ile gözaltına alınıp ardından tutuklanan gazeteci Rahime Karvar, Jinnews için tutsak edildiği cezaevinde bir yazı kaleme aldı. Gazeteci Rahime Karvar’ın yazısı şöyle:
“Rahime koş! Sana haber çıktı! Koştur koştur seslenen kadınların yanına gittim. Sonuçta bizimkilerin Sevimi değilsem de bizim kızların ‘acar muhabiriyim’ (koğuşa geldiğimden beri skeçlerdeki acar muhabir rollerini canlandırmamı istemelerinden anlıyorum bunu.) Şimdi anlatılanları haberleştirmeye çalışacağım. Satır arasında kadınların gülme ve kızgınlık seslerini duyabilirsiniz. Kusura bakmayın, seslere engel olamamış olabilirim.
27 Şubat’ta yapılan tarihi açıklamanın ardından İmralı Heyeti görüşmeleri devam ederken gözler, hükümete çevrildi. Hükümetin bu açıklamanın ardından nasıl adımlar atacağı merak konusu. Baskı politikalarıyla ülkeyi adeta büyük bir cezaevine dönüştürdüğü yönlü eleştirileri gündemden düşmeyen hükümet ise henüz ser verip sır vermiyor. Ancak diğer yandan halklara olduğu kadar doğaya, hayvana dönük düşmanca denebilecek tutumunu sürdürüyor.
Haberimize konu olan olay bu kez son aylarda gündeme gelen ve binlerce sokak hayvanının katledilmesine neden olan düzenleme ile ilgili değil. Bu kez hedefte bir muhabbet kuşu var. Bu kuşun kafesine yönelik bir baskın haberini sizlerle paylaşacağız.
Kuşun aynasına el konuldu
Haber kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgiye göre, Silivri 5 No’lu F tipi Hapishanesi’nde bulunan bir tutsağın koğuşuna baskın yapıldı. Bu baskındaki arama sırasında odada bulunan muhabbet kuşu da bu baskından nasibini aldı. Tutsağın bakımını üstlendiği kuş, baskın sırasında konuşunca öfkelenen gardiyanlar “slogan attığı” gerekçesiyle kuşun kafesini dağıttı, yemliği-suluğunu döktü, hayvanın kafesinde bulunan aynaya ise el koydu! Tutsak, gardiyanların kuşun kafesine yaptığı bu baskından kaynaklı, kuşun çok korktuğunu belirtirken olaya gerekçe edilen ‘slogan’ın ne olduğu bilgisine ulaşamadık.
Eşeğe gözaltı
Yaptığımız araştırmalar sonucunda Şirnexli olan tutsağın ailesinin ilk kez bu tür bir olayla karşılaşmadığını da öğrenmiş bulunuyoruz. Tutsağın dedesi ve eşeği de benzer durumla karşılaşmış. Bu olayda eşeğin gözaltına alınması ile sonuçlanmış.
Dağda kuru odun toplayıp köye dönen yaşlı adam, yolda asker ile karşılaşmış ve sorguya çekmiş. Bu sorgulamadan bir sonuç alamayan asker, bu kez odunu taşıyan eşeğin, ‘PKK’lilere erzak taşıdığını’ iddia ederek eşeği gözaltına almış. Bu iddia ile 2-3 gün boyunca karakolda alıkonulmuş.
Çekpas savaşları
Düşman bir hukukla karşı karşıya olmanın dededen toruna miras kaldığı bu olayda, el konulan aynanın, bir an önce sahibine yani muhabbet kuşuna iade edilmesi temennimiz. Baskın ve el koyma deyince, bulunduğumuz Bakırköy Hapishanesinin de ilginç pratiklere sahip olduğu, buradan yolu geçenlerin bilgisi dahilindedir. Çok sayıda örnek olmakla birlikte en ilginç bulduğumu paylaşmak isterim: İdarenin çekpas inadı!
Her tutsağın kantine ücretini ödediği takdirde birer adet temin edebileceği çekpas, söz konusu siyasi tutsaklar olduğunda, hapishane idaresi tarafından savaş sebebi olabiliyor. Hemen hemen haftalık yapılan koğuş baskını ve aramalarda tutsakların tüm itirazlarına rağmen çekpaslara el konuluyor. 12 oda ve 24 kişinin bulunduğu koğuşumuzda bu el koymalar sonucu kalan çekpas sayımız yalnızca 6!
Bu altı çekpas ile sabahları ortak alanlar (avlu, mutfak, yemek yeme alanı, koridorlar, merdivenler), gün boyu ise odalar temizleniyor. Artık gün içerisinde koğuşta en sık yankılanan cümle, “Heval, sizde çekpas var mı ?” oluyor haliyle…
Gardiyanlar, çekpaslara ‘amaç dışı kullanılma ihtimali’ nedeniyle el koyarken, gün boyu nasıl bir amaç dışılıkla kullanabileceğimiz üzerine teoriler ortaya atıldı koğuş içerisinde. Pek çıkamadık işin içinden, ama herhalde vardır bir bildikleri (!) Artık biraz daha yüksek sesle varlığı kabul edilen süreç nasıl ilerler, bilemiyoruz. Temennimiz yüzyıllık sorunlarımızın hakkaniyetli çözümü, gerçek bir yüzleşme… Ama ilk önce şu devletin Kürdün eşeğinden, kuşundan, çekpasından bir elini çekmesi gerek. Bir zahmet!”
HABER MERKEZİ