• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Bahadır Altan

Erdoğan rakip olarak Yavaş’ı görmek istiyor…

5 Nisan 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Bahadır Altan, Yazarlar
Hak savunuculuğunun bedeli!

Bütün içtenliğiyle yıllardır barış diyen Kürtler, kaygılarını gizli tutarak başta zindanlar olmak üzere umutlarını yükseltmeye devam ediyor. Ödenen bedellerin karşılığı olamasa da bu kez en azından, dilleri ve renkleriyle kabul görüldükleri bir atmosferi kazanmaya odaklılar. Devlet ise tarihsel bir “tutarlılıkla” kendi kurduğu cümleleri yadsıyacak pratiğine devam ediyor. Yoğun bakımdan bile Bahçeli ağzından barış sözcükleri saçarken, demokratik topluma doğru tek adım atmadan, yargısı, askeri, polisiyle savaşı ve faşist iç şiddeti tırmandırıyor…

İmamoğlu ve CHP’ye yönelik hukuksuzluklara “bu kadarı da olmaz” diyerek tepki gösterenlerin bir kısmı, yıllardır Kürtlere yapılanları “Kürde karşıysa olur” mantığıyla devam ederken, bir kısmı yaşananlara sessiz kalmış olmanın mahcubiyetini, az da olsa hissediyor. Kürtler söz konusu olunca plastik merminin yerini çelik çekirdeğin aldığını görmeleri ise oldukça zor! Oysa iktidar, CHP’ye yüklenirken bile “Kent Uzlaşısı” adı altında Kürtlerle yakınlaşmanın başladığı yeri hedef alıyor. Bu da asıl niyetinin bu yakınlaşmayı dağıtmak olduğunun ispatı.

Hesap fazla değişmedi, çok basit ve net: Kabaca ifade edersek, Erdoğan ve karşıtlarının %40-%40 değişmez denebilecek oyları dışındaki %20’nin, 13’ü DEM Parti, 7’si de yüzer-gezer oylardan ibaret. Yani DEM olmadan kimse bu ülkede (en azından şimdilik) iktidar rüyası göremez. Bütün adımların temelinde bu hesabın yattığını söylemek kulağa kolaycılık gibi gelse de bence gerçeğin en sade ifadesidir. Erdoğan, rakip olarak karşısında Mansur Yavaş’ı görmek istiyor. İmamoğlu’nun önünü kesmek istemesinin nedeni de budur. Çünkü Yavaş’a sağ oyların ilgisi daha fazla olsa bile soldan, hele ki Kürtlerden tek oy dahi çıkmayacağını çok iyi biliyor.

AKP-MHP faşizmi bu nedenle muhalifleri arasına her dönem Akşener gibi, Özdağ gibi, İyi Parti ve iktidara karşı her söyleminin ardına mutlaka Kürt düşmanlığını eklemeyi ihmal etmeyen Turhan Çömez gibi “ülkücü”, “eski ülkücü”, “yeni ülkücü”, ama hepsi “ülkücü” mayınlar yerleştirmeye özen gösterdi. Mansur Yavaş, elindekini Saraçhane’de Kürtlere hakaret ederek erken patlatıp az hasar verse de CHP içinde ve etrafında dolaşan serseri mayınların sayısı oldukça fazla. Bu anlamda Özgür Özel’in işi kolay değil…

Gezi’den buyana en küçük sivil itaatsizlik eylemine orantısız güç yığan iktidarın, bu korkusunda ne kadar “haklı” olduğunu yaşananlar gösterdi. İmamoğlu’na yönelik hukuksuzluğa gösterilen tepkilerin, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin polis barikatını yıkmasıyla, bendini aşan sele dönüşmesi ve 2 Nisan’da da sistemin tümünü hedef alan bir boykota ulaşması sadece iktidarı değil bütün olarak sermayeyi de telaşlandırdı.

Şimdi lüks mekanlarda buluşan patronların birbirlerini uyardığı cümleleri duyar gibiyim. Hani, Köy Enstitüleri’ni kapatma sürecinde mecliste DP milletvekillerinin, “Uyandırdığınız köylü gelip senin kapına dayanırsa o zaman ne yapacaksın?” diyerek diğerlerini ikna ettiği gibi, şimdi de “tüketmeme silahının” hepsini vurabileceğine dair uyarıları birbirlerine yaparak kapitalizmin kalbine yönelen tepkilere dikkat çektikleri muhakkaktır!

Gençlik, ırkçı, lümpen eğilimler barındırsa da böyle durumlarda düzen karşıtı sele dönüşerek barikatlara yüklenebiliyor. Zafer Partili ırkçı küfürbazların bu tepkileri yönlendirmeye, kontrol etmeye çalışan fırsatçılıklarına geçit vermemek de, bunları bahane edip uzak durmak da faşizmin ekmeğine yağ sürecek tavırlardır. Barış çabaları doğrultusunda iktidarla sürdürülen görüşmeler de faşizme karşı duruşu eğip bükmemelidir. Çünkü toplumu barışa ulaştıracak tek seçenek, faşizmin yenilgisiyle kazanılacak demokratik ortamdır. DEM Parti İstanbul İl başkanlığının geçen cumartesi Maltepe Mitingine katılım çağrısı yaparken kullandığı ifade, bence önümüzdeki dönemin, devrimci duruşunun omurgasını oluşturmalıdır: “Bir kişiye ve partiye indirgenmeyecek, ırkçı hezeyanlara teslim edilemeyecek bir gerçeklik karşısındaki sorumluluğumuzla; adalet ve demokrasi olmadan onurlu barışın inşa edilemeyeceğinin bilinciyle…”    

Ya hep beraber, ya hep beraber…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Proleter öfkenin örgütlenmesi

Sonraki Haber

Kürt sorunu ve barış süreci: İktidar, muhalefet ve toplumsal dinamikler

Sonraki Haber
ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Kürt sorunu ve barış süreci: İktidar, muhalefet ve toplumsal dinamikler

SON HABERLER

İmha edilen silahlar Casenê Mağarası’nda muhafaza edilecek

İmha edilen silahlar Casenê Mağarası’nda muhafaza edilecek

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Buluşmaları: Devlet bir an önce somut adım atmalı

Demokratik Toplum Buluşmaları: Devlet bir an önce somut adım atmalı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Mersin’de gençlerden havai fişekli kutlama

Mersin’de gençlerden havai fişekli kutlama

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Yerel yönetimler ve sosyal market ekonomisi

Yerel yönetimler ve sosyal market ekonomisi

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

Hukuk ve demokrasi için barışı savunmak

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Neden Öcalan’ı okuyor ve izliyorum (2)

Neden Öcalan’ı okuyor ve izliyorum (2)

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Suriye’de ‘yeni düzen’ ve Rojava

Kürt sorununda tarihi bir dönüm noktası

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır