PYD Eşbaşkanlık Komitesi Üyesi Foza Yûsif, HTŞ’nin anayasası ve geçiş hükümetinin demokratik olmadığını vurgulayarak, böyle devam ederse yönetimin akıbetinin de BAAS gibi olacağını söyledi
PYD Eşbaşkanlık Komitesi Üyesi Foza Yûsif, Suriye’de yaşanan gelişmeler, HTŞ’nin tutumuna ve çözüme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Foza Yûsif, HTŞ’nin şu an uluslararası güçlerin büyük bir baskısı altında olduğunu; özellikle Alevilere karşı olumsuz pratiklerinin ortaya çıktığını hatırlattı. Şimdiye kadar hem yaptıkları anayasa hem de kurdukları hükümetin demokratik olmadığını kaydeden Foza Yûsif şunları söyledi: “Eğer bu şekilde devam ederlerse BAAS rejiminin tekrarı olurlar. Bunu birçok kez farklı platformlarda dile getirdik. Özellikle de hazırladıkları anayasada Suriye halkının iradesini yok saydılar. Bu siyasete devam ettikleri taktirde BAAS nasıl yenilgiye uğradıysa onlar da uğrayacaktır. Suriye’de devam edeceklerse yürüttükleri bu siyaseti yüzde yüz değiştirmeleri ve şimdiye kadar aldıkları kararları gözden geçirmeleri lazım. Şimdiye kadar attığı adımlarla hem zihniyet hem de pratik olarak BAAS rejiminden bir farkı olmadığını ortaya koydu.”
Bölgede hala tehlike sürüyor
Önlerindeki en önemli dosyanın Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê halkının hem geri dönmeleri hem de topraklarında güvenli bir şekilde yaşamaları olduğunun altını çizen Foza Yûsif, “O bölgelerde hala çeteler var. Bazı yerlerde Türk devleti de var. Halkımızın topraklarında güvenli yaşamı, yerel güçler ve asayiş gücüyle olur, çünkü tehlike geçmiş değil. Şartımız da Türk devleti ve çetelerinin işgal ettikleri yerlerden çıkmasıdır. Halk ancak bu şekilde güvenlik içinde olabilir. Bölgeler için tartışmalar yürütülecek, oradaki meclislerin kurulması, halkın kendi kendini yönetmesi, belediyelerin halkın elinde olması gerekir. Güvenlik konusu en temel konudur. Güvenlik ve yönetim kurulmalıdır. Bu temelde bir yaklaşım sergiliyoruz” diye belirtti.
‘Alevi katliamına karşı tavrımız nettir’
Alevi katliamının Suriye’nin tamamında çok kötü bir etki yarattığını, çünkü bu katliamın diğer tüm kesimlere de bir mesaj olduğunu söyleyen Foza Yûsif şöyle konuştu: “Bu yüzden katliama tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Katliamların durması, teşhir edilmesi ve önünün alınması için çabalıyoruz. Diplomaside ve uluslararası hukuk alanında bunun çalışmalarını yürütüyoruz. Alevi halkına insani destekte bulunmak için de çabalarımız oluyor. Her bölgede halkın kendi iradesi ile kendini yönetmesi ve herkesin güvenliğinin sağlanması lazım. Bu da Şam’ın sorumluluğundadır. Şam ile yapılan müzakerelerin temek konularından biri de, böyle bir katliamın bir daha yaşanmaması yönündedir. Katliamcılardan hesap sorulmalı ve yargılanmalı. Bu yüzden izleme komitesi kuruldu. Biz de hukuki açıdan durumu takip ediyoruz. Adaletin yerine getirilip getirilmediğini, katliamcılardan yargılanıp yargılanmadığını gözlemleyeceğiz.”
Türkiye’deki çözüm ilişkileri de etkiler
Türkiye’nin 2011’den beri istikrarsızlığın sebebi olduğunu; Rojava Devrimi’ne karşı olan tüm güçlere destek verdiğini hatırlatan Foza Yûsif, “Bu yüzden eğer Kürt sorunu Bakûr’da demokratik bir şekilde çözülürse bu durum kesinlikle Türkiye ve Rojava’daki ilişkileri de etkileyecektir. Yine Türk devletinin Suriye’de yürüttüğü politika üzerinde de etki yaratacaktır. Türkiye, sürekli ‘PKK burada, bu yüzden saldırıyoruz’ söyleminde bulunuyordu. Eğer çözüm gerçekleşirse Türkiye’nin bugüne kadar öne sürdüğü bahaneler ortadan kalkacak. Bu yüzden Rêber Apo’nun geliştirdiği bu süreç başarıya ulaşırsa hem güvenlik ve Türkiye ile aramızdaki ilişki hem de Suriye’deki sorunların çözümü açısından olumlu bir durum ortaya çıkacaktır” dedi.
Kaynak: ANF