Amed Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve Avrupa’nın önemli düşünürleri ile siyasetçileri bir araya getiren, uluslararası kültürel bellek projesi ‘Geçmiş Gelecektir’ programı sona erdi
Amed Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve yazar Ulaş Bager Aldemir’in koordinasyonunu üstlendiği “Geçmiş Gelecektir” adlı uluslararası kültürel bellek çalışmasının Amed’deki programı sona erdi. Üçüncü ve son gününde gerçekleştirilen etkinlikte, Avrupalı filozoflar, siyasetçiler ve yazarlar yer aldı.
Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan söyleşilere, filozoflar Michael Löwy, Eleni Varikas, Göran Therborn’un yanı sıra siyasetçiler Gültan Kışanak ve Mithat Sancar ile yazar Ömer Laçiner katıldı. Söyleşilerde 1960’lardan 1990’lara uzanan kültürel ve siyasal ortam masaya yatırıldı.
‘Geçmişimiz, sözlü tarihimiz ve kültürümüz hakikat yolumuzdur’
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu nedeniyle programa katılamadığı bildirildi. Eş Genel başkanlar programa gönderdikleri mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Dünyada ve Ortadoğu’da derin kırılmalar yaşadığımız bu dönemde geçmiş deneyimlerimizi ortaklaştırmak, geçmiş mücadelemizin hatırasını bugünlere taşımak büyük önemdedir. Bu vesileyle “Geçmiş Gelecektir” projesine büyük kıymet veriyoruz. Sözlü tarihin ve hafızanın bizleri bugün var eden değerler olduğu gerçeğiyle ezilenlerin ortak mücadelesini büyüterek aydınlık yarınlara ulaşabiliriz. Geçmişimiz, sözlü tarihimiz ve kültürümüz hakikat yolumuzdur. Bu hakikat yolundan giderek Türkiye ve Ortadoğu’da eşit, demokratik, barışçıl bir düzen kuracağız.”
‘Sözlü tarihin görsel belleğe dönüşümü’
Etkinlikte açılış konuşmasını yapan yazar Ulaş Bager Aldemir, projenin doğulu ve batılı anlatım biçimlerini birleştirdiğini belirtti:
“Sözlü tarihle yazılı tarihi bir araya getirerek görsel bir belleğe dönüştüren hem doğulu hem batılı, hem romanesk hem poetik bir çalışmadır. Çîrokbêjlerin, dengbêjlerin diyarındayız. Anlatmanın dayanılmaz hazzını onlardan daha iyi kim bilebilir ki?”
Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak ise projeye dair şu ifadeleri kullandı:
“Geçmişin devrimci fikirleriyle bugünün demokrasi ve sosyalizm fikirlerini, kadın özgürlükçü bakış açısıyla buluşturmak çok kıymetli. Felsefenin temelinde barış, diyalog, birbirini dinleme ve özgürce tartışabilme vardır.”
Sinevizyon ve söyleşilerle zenginleşen program
Açılış konuşmalarının ardından, proje kapsamında yazar ve akademisyenlerle yapılan görüşmelerin yer aldığı bir sinevizyon gösterimi sunuldu.
Sonrasında iki oturumluk bir söyleşi düzenlendi:
- ‘60’lardan 90’lara kültürel ve siyasal ortam’ başlıklı ilk oturumda Eleni Varikas, Ömer Laçiner ve Gültan Kışanak konuştu.
- ‘Tarih, nostalji ve ütopya’ başlıklı ikinci oturumda ise Michael Löwy, Göran Therborn ve Mithat Sancar söz aldı.
‘Çözüm için özne olmalıyız’
Ardından söz alan DEM Parti Milletvekili Mithat Sancar, “Çatışma çözümü ve barış konusunda da yeni bir yol gerekiyordu. 40 yılda yaşanmış çatışma çözümü örnekleri var. Bu örneklerden epeyce kısmı başarılı oldu. Bu modellerde bir denklem, şablon var. Ön görüşmeler, diyalog, sonra müzakere, mutabakat, anlaşma en son silah bırakma. Bu süreçler böyle işliyordu. Bütün bu 40 yıllık çatışma süreçlerinde işlenen denklem bu. Bu denklemin ve modelin bazı sonuçları var. Çatışma tarafları masada müzakere eder, anlaşırlar, bu sürece başka aktörlerde katılır” diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın dünya çatışma örneklerinin tam tersi olduğunu belirten Sancar, şunları söyledi : “Örgütüne silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yaptı. Çatışma çözümü örneklerine baktığımızda en son olanı en başa koydu. O yüzden süreci kavramlarla anlatmak zorlaştı. Kafa karışıklığın önemli nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Ama bir barış isteğinden şüphe duymayacağımız pek çok çevrede soru işaretlerinin bir kısmının bu özgün yapıya dayandığını düşünüyorum. Birden bire al verin olmadığı, silahlı aktör için müzakerede en önemli koşulun daha en başta bırakılması gibi bir adımın karmaşa yaratması anlaşılabilinir durumdur. Bu nedenle hepimizin barış ve demokratik toplum için özne olması lazım” dedi.
Löwy: Kürt halkı mücadelesinde haklı
Michael Löwy, Amed’de Kürtlere destek vermek için bulunduklarını söyledi. Kürt halkının mücadelesinde haklı olduğunu belirten Löwy, “Kürt halkı barış mücadelesi veriyor, onu destekliyorum. Kürt halkı bütün dünya halklarının barışını istiyor” dedi. Löwy, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadınların özgür yaşayabileceğini hayal ettiğini ve bunun gerçekleşmeye dönük ilerlediğini belirtti.
Löwy, “Anaerkil dönemden bahseden kadınların olduğunu da yazılarında görüyoruz. Abdullah Öcalan bunu gelecek içinde istemiştir. Yeniden kadınların özgür olduğu, eşit olduğu, ataerkil baskı altında olmayacağı gelecek için istemiştir. Bu ütopyanın gerçekleşme başarısının olduğunu da düşünüyorum. Bununla ilgili dünyada bilinen eşit örnek var önümüzde. Bizi buradaki son derece geçmişle gelecek arasındaki çetrefilli ilişkinin özgürleşme anlamını da bu bize göstermekte. Buradaki geçmiş ve gelecek arasındaki diyalektik çeşitli yazılı çalışmaların, eylemlerin, sosyal hareketlerin ve benim ‘romantik devrimciler’ olarak ifade ettiğim araştırmacıların hep gündeminde olacaktır” dedi.
Etkinlik, Orkestra Ma’nın verdiği konserle sona erdi.
Kaynak: İLKE TV