Sezaryenle doğumun yasaklamasının kadın bedeni üzerinde tahakküm kurmayı hedefiyle yapıldığını belirten SES Amed Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, yönetmeliğin iptali için girişimde bulunacaklarını söyledi
Sağlık Bakanlığı tarafından 19 Nisan’da Sağlıklı Türkiye programı kapsamında, “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik”, Resmi Gazete’de yayınlandı. Özel tıp merkezleri ve sağlık kuruluşlarının işleyişine dair hazırlanan yönetmeliğin “Sağlık kuruluşunun tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri” kısmının 6’ncı maddesinin 8’inci bendinde “Ameliyathanesi bulunmayan tıp merkezinde doğum ünitesi kurulmasına izin verilmez. Tıp merkezinde planlı sezaryen yapılamaz” ibareleri yer aldı. Söz konusu madde ile kontrolü ve planlı sezaryenle doğum yapımının yasaklanmasına karşı kadın ve sağlık örgütlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, yönetmeliğin, iktidarın kadın bedenini ve yaşamını kontrol etme amacına dönük olduğunu belirterek, yönetmeliğin iptali için gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi. İktidarın kadın bedeni ve yaşamını kontrol etmeye dönük politikalarının her gün yeni bir yansımasıyla karşılaştıklarını dile getiren Yıldız Ok Orak, alınan sezaryen yasağının da bu politikaların devamı olduğunu belirtti.
‘Sezaryenin yasaklanması yanlış’
Kadının 9 aylık hamilelik sürecince aralıklar kontrollere gittiğini, doktoru ve ebesi tarafından gözlem altında olduğunu söyleyen Yıldız Ok Orak, “Bu kontrol sırasında zaten hamileliğin 5’inci veya 6’ncı ayından itibaren tıbbi açıdan doğumun nasıl olacağı belli oluyor. Zamanla net bir şekilde doğumun nasıl olacağı ortaya çıkıyor. Ama direk sezaryenin yasaklanması direk kadın bedeni üzerinde söz hakkı olması yanlıştır” diye kaydetti.
‘Doğum oranı düştü’
Sezaryen doğumun yasaklanması altında yatan önemli zihinsel yansımanın doğum oranında yaşanan düşüklük olduğunu da kaydeden Yıldız Ok Orak, “Nüfusun azalmasına asıl sebep olan sorunlar yaşanan ekonomik kriz sonucu bir çocuğu büyütmenin zorluklarıdır. Vajinal doğumu zorunlu kılarak nüfusu artırmak gibi bir sonuç elde edilemeyecektir” şeklinde konuştu.
‘Amaçları kadını eve hapsetmek’
Hükümetin geçmiş politikalarından bu yana kadın bedeni üzerinde kendisini karar verici olarak gördüğünü ifade eden Yıldız Ok Orak, “Aynı zamanda memurlar veya çalışanlar için doğum sonrası izinlerinin uzatılması da konuşuluyor. Biz sağlık çalışanları olarak da doğum sonrası izinlerin yetersiz olduğunu, doğumdan sonra annenin ez 6 ay ücretli izinde olması ve bebeği ile ilgilenmesi gerektiğini savunuyoruz. Ama onların bunu yapma amacı başka. Onların amacı, anneliği ve ev içindeki işleri kutsamak, kadını evin içine hapsetmektir. Yoksa doğum sonrası izinler de bizim savunduğumuz şeyler. Ama onları amaçları kadın bedeni üzerinde tahakküm kurmak ve nüfus artışı için kadını bir araç olarak kullanmak. Bundan kaynaklı biz bu tür yaklaşımların karşısında duruyoruz ve durmaya da devam edeceğiz” diye belirtti.
‘Yönetmeliğin iptalini istiyoruz’
Yönetmeliğin iptali için girişimlerinin olacağını vurgulayan Yıldız Ok Orak, “Kadın kurumları ve biz sağlık kurumları olarak çeşitli girişimlerde bulunacağız. Bu kapsamda her mecrada, her yerde bunun böyle olmadığını anlatmaya çalışıyoruz” dedi.
Kaynak: MA