Emekçilerin demokratik toplum inşasında rol alması gerektiğini söyleyen DEM Parti Emek Komisyonu Eşsözcüsü Mehmet Bozgeyik, herkesi Newroz coşkusuyla 1 Mayıs’a katılmaya çağırdıklarını söyledi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) “Emeğin Özgürlüğü ve Demokratik Toplum” şiarıyla 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamaya hazırlanıyor. Önceki günlerde 1 Mayıs’a ilişkin genelge yayımllayan ve bu kapsamda bildiri dağıtımı, işyeri ve direnişteki işçilere ziyaret, halk toplantıları, ev ziyaretleri, şenlik ve paneller düzenleyen DEM Parti, bu yıl 1 Mayıs’a her yerde kitlesel katılım sağlayarak kutulamayı hedefliyor.

DEM Parti Emek Komisyonu Eşsözcüsü Mehmet Bozgeyik, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ve büyüyerek devam eden ekonomik krizin bu yılki 1 Mayıs’ı daha önemli kıldığını ifade etti. Mehmet Bozgeyik, otoriter rejimlerin, savaşların ve kapitalizmin, işçileri, kadınları, çocukları, gençleri, farklı inanç ve halkları baskı altına aldığını ifade ederek, “Kapitalizmin zaten karakterine de baktığımızda erkek egemen zihniyet. Özellikle kadın bedeni üzerine inşa ettiği tahakkümünden, kadın emeğinin çok daha yoğun bir biçimde sömürüldüğü bir sistemle de karşı karşıyayız” dedi.
‘Demokratik toplum için alanda olacağız’
Mehmet Bozgeyik, bu sürecin ortaya çıkardığı, baskıcı, otoriter ve antidemokratik uygulamalarına karşı 8 Mart’ta kadınların ortaya çıkardığı cesaret, 21 Mart’ta Newroz’da ise ortaya çıkan coşkuyla 1 Mayıs’ı emeğin özgürlüğü ve demokratik toplumun inşa süreci olarak karşıladıklarını belirtti. Mehmet Bozgeyik, “Bu nedenle de bu yılki 1 Mayıs’ın temel sloganı, ‘Emeğin özgürlüğü ve demokratik toplum için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız’ şiarıyla olacak. Bu şiarla tüm Türkiye’de, Kürdistan’da işçilerle, emekçilerle alanlarda olacağız. Yine sürecin bize dayatmış olduğu Kürt ve Türk halkının ittifakı, sol, sosyalist güçlerin ittifakı, ezilen hakların, ötekileştirilmiş inançların ittifakıyla da 1 Mayıs’a daha güçlü bir şekilde hazırlıklarımıza başladık” ifadelerini kullandı.
‘Siyasal kriz, ekonomik krizi tetikledi’
Dünyanın her yanında siyasal ve ekonomik krizin yaşandığını, bu krizlerin emekçileri etkilediğini vurgulayan Mehmet Bozgeyik, otoriter, antidemokratik anlayışın geliştirdiği politikalar, kayyım uygulaması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, muhalifler üzerindeki baskıların bir toplumsal muhalefeti ortaya çıkardığını kaydetti. Mehmet Bozgeyik, “Öğrencilerin, kadınların, işçilerin, emekçilerin bu antidemokratik uygulamalara karşı birlikte ortak bir mücadele deneyimi oldu ve bu, 19 Mart’tan bugüne devam eden siyasal krizin ekonomik krizi de tetiklediğini çok yakından deneyimledik” diye konuştu.
‘Yoksulluk giderek derinleşiyor’
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın verilerine göre açık sınırının 23 bin 51 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 4 kişilik bir ailede 79 bin 734 TL’ye yükseldiğini belirten Mehmet Bozgeyik, “Yoksulluk sınırı dediğimiz; eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların dahil edilerek hesaplandığı, insan onuruna yakışır en düşük yaşam standardını ifade ediyor. Bu verilere baktığımızda, yüksek enflasyon ve adaletsiz vergi politikaları nedeniyle çalışanların ve emeklilerin gelirinde ciddi bir erime yaşanıyor. Örneğin, asgari ücretle çalışanların yılın ilk üç ayındaki gelir kaybı 2 bin 224 TL oldu. Mart 2025 itibarıyla 15 milyon emeklinin yüksek enflasyon nedeniyle yaşadığı kayıp 1 bin 456 TL’yi bulurken, memurların kaybı 6 bin 215 TL’yi buluyor. Kısacası, siyasal kriz ile ekonomik krizin birleşmesi, işçiler ve emekçiler açısından çok ciddi bir yoksullaşmayı ve bu yoksulluğun giderek daha da derinleştiğini gözler önüne seriyor” şeklinde konuştu.
‘Emekçiler demokratik toplum inşasında rol almalı’
Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın, ezilen ve sömürülenler için büyük bir anlam ifade ettiğini vurgulayan Mehmet Bozgeyik, “Bu çağrının içinde her kesime yönelik mesajlar vardı. Bunlardan biri de işçilere ve emekçilere dönüktü. Bu çağrıda, herkesin kendisini esas aldığı sosyoekonomik ve siyasal yapılanmaların ancak demokratik toplum ve siyasal alanın güçlenmesiyle mümkün olabileceği belirtiliyordu. Biz de DEM Parti olarak buradan şu sonucu çıkarıyoruz: İşçi sınıfı, emekçiler ve özellikle ezilenler için demokratik bir toplum inşası hem büyük bir sorumluluk hem de görevdir” diye belirtti.
1 Mayıs’ta alanda olacaklarını belirten Mehmet Bozgeyik, “Özellikle tüm halkımızı, Newroz’un coşkusuyla, kitleselliğiyle ve aynı güçle 1 Mayıs’a katılmaya çağırıyoruz” dedi.
Haber: Ömer Güngör \ MA