İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Kadıköy’deki 1 Mayıs mitinginde demokratik toplumun, işçi sınıfının ve tüm ezilenlerin birleşik mücadelesiyle mümkün olacağını vurguladı
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Rıhtım Meydanı’nda gerçekleştirilecek 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü mitingi için yurttaşlar toplanmaya başladı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) mitinge öncülük etti. Bu yılki mitingin şiarı, “Emek, barış, demokrasi, adalet için biz kazanacağız” olarak belirlendi.
İki koldan yürüyüş
Saat 11.00’de başlanması beklenen miting için, Söğütlüçeşme Durağı ile Haydarpaşa Numune Hastanesi önü toplanma alanları olarak belirlendi.
KESK’e bağlı sendikalar ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Barışa İhtiyacım Var İnsiyatifi, Söğütlüçeşme Durağı’nda toplandı. Yüzlerce kişi sabahın erken saatlerinde buradaki noktada toplanmaya başladı. Meslek, kadın ve gençlik örgütleri, farklı taleplerin yer aldığı birçok döviz ve pankart taşıdı.
TJA, Kürtçe “Sosyalizmede ısrar, kadın emeğinin özgürlüğünde ısrardır. Yaşasın 1 Mayıs” pankartı taşıdı. Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ise “Savaşa geçit vermeyeceğiz” pankartı taşıdı. Yine “Evlerimizi ısıtamıyorsak sokakları ısıtacağız”, “Haramilerin saltanatını yıkacağız”, “Kominal emekle sosyalizmi inşa edeceğiz” ve “Emek barış demokrasi” yazılı döviz ve pankartlar açıldı.
DİSK, TTB, TMMOB, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Emek Partisi (EMEP) de Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin önünde toplandı. “Emeğimiz, geleceğimiz, demokrasimiz için ayaktayız”, “Yoksulluğa, işsizliğe, vergi adaletsizliğine karşı örgütlü mücadeleye”, “Yaşasın 1 Mayıs” ve “Tut elimizden örgütlen” pankartları açıldı.
On binlerce işçi ve emekçinin alana doğru gerçekleştirdiği yürüyüşün ardından miting başladı. Saygı duruşunun ardından Ruhi Su Dostlar Korosu sahne aldı.
‘Emekçinin hakkını aldığı dönemi getireceğiz’
Marmara Kapalı Cezaevi’nde (Silivri) tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda kutlanan 1 Mayıs mitingine mesaj gönderdi. İmamoğlu’nun mesajını DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Aslanoğlu okudu. Ekrem İmamoğlu mesajında, “Emeği ile geçinen insanların ülkemizde ne kadar ağır şartlardan geçtiğini çok iyi biliyorum. Ekonomimizi çökerten iktidar, 19 Mart darbesiyle bu ülkede geçinmeyi, iş ve aş derdinde olan on milyonları daha da zora soktu. Sevgili emekçi kardeşlerim, işçiler, bu devran elbet de dönecek. Emeğin, emekçinin hakkını alacağı bir dönemi çok yakında getireceğiz. Yasakların, baskıların son bulacağı günler çok yakındır. 1 Mayıs’ı Taksim’de milyonalar ile hep birlikte coşkuyla kutlayacağımız günlere kavuşmamıza az kaldı. Başta İstanbul için, gece gündüz çalışan emekçi kardeşlerim olmak üzere alın teri ile evlerine ekmek götürme derdindeki milyonlara selam olsun. Kısa çöpün, uzun çöpten hakkını alacağı günler yakındır. 1 Mayıs kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
‘Bir aradayız, direniyoruz’
Mitingde İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin ortak metni okundu. Kürtçesini Ayşe Aksoy’un, Türkçesini ise Ülkü Gündoğdu’nun okuduğu metinde şu ifadelere yer verildi:
“77, 89, 96 1 Mayısı şehitleri şahsında işçi sınıfının baskı ve sömürüden kurtuluş mücadelesinde ölümsüzleşenleri saygıyla anıyoruz. 1996 1 Mayısı’nda ölümsüzleşen yoldaşlarımızın, kavga arkadaşlarımızın haklı ve onurlu davasını, bayrağını bugün bu meydanda dalgalandıran herkesi selâmlıyoruz. 2024 1 Mayısı’ndan bu yana geçen bir yılda direnişler hiç eksik olmadı. Şimdi bu alanda işçilerden öğrencilere, özgürlükleri için yürüyen kadınlardan inançları ve kimliklerini korumak için boyun eğmeyen halklara, doğasını ranta peşkeş çektirmemek için savunanlardan emeklilere direnenler bir aradayız. Bir aradayız çünkü; bu alanı dolduran Mehmet Şimşek programıyla sefaleti büyüyenler, kayyumlarla iradesi gasp edilmeye çalışılanlar, savaş politikalarına vergileri akıtılanlar, yükseltilen milliyetçilikle birbirine düşman edilmeye çalışılanlar, depreme dayanıksız binlerce binanın olduğu kentte rant için Kanal İstanbul’la boğulmaya çalışılanlar, mahsulü, toprağı imha edilenler, havaya, suya, toprağa karışan siyanür ve kimyasallarla ölüme terk edilenler, niteliksiz eğitime mahkûm edilenler, MESEM’lerde ucuz işgücü olmaya zorlananlar, aile yılı denerek görünmez kılınmaya çalışılanlar, bizleriz, direniyoruz.
‘Demokratik toplum için mücadele ediyoruz’
Biz diyoruz ki, kazanmak mümkün dostlar. Artık böyle yaşamak istemiyoruz dediğimiz ne varsa, bu baskı ve karanlığı yaratan, kuşatan ve saldıran ne varsa yıkmak mümkün. Yeniyi, güzeli, insanca ve onurlu bir yaşamı kurmak mümkün. Ay sonunu düşünmeden, ‘evim bir sonraki depremde yıkılır mı’ diye kaygılanmadan, işten atılır mıyım korkusu yaşamadan, tacize-şiddete uğramadan, geleceğine dair endişelenmeden, savaşta olmadan, hapse atılıp rehin alınmadan yaşamak mümkün. Tüm mümkünleri gerçeğe kavuşturacak şey, işte bugün işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününde buluşan bu direnişlerin birleşmesidir. Her bir direnenin buluşup, birleşip, örgütlenmesi bize kazandıracaktır. Biliyoruz ve diyoruz ki örgütlü halkları hiçbir kuvvet yenemez. Barış ve demokratik bir toplum, ancak işçi sınıfının ve tüm ezilenlerin birleşik mücadelesiyle mümkün olacaktır. Savaş politikalarına, milliyetçilikle körüklenen düşmanlıklara ve halkların iradesini yok sayan baskı rejimlerine karşı, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik temelinde, herkesin kimliği, inancı ve kültürüyle özgürce var olduğu bir arada yaşamı savunuyoruz. Savaşın ve sömürünün değil, dayanışmanın ve adaletin hâkim olduğu bir demokratik toplum için mücadele ediyoruz.
‘Gücümüzü sınıfımızdan alıyoruz’
Bu meydanda buluşan bizler, barışın ve demokrasinin teminatı olarak örgütlü gücümüze güveniyoruz. Sermaye düzeninin ve onun dümenindeki AKP-MHP iktidarının topyekûn saldırılarına karşı topyekûn direniş tek çıkış yolumuzdur. Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır. İşçileri, emekçileri, kadınları, öğrencileri, halkları bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Süren ve gelişen direnişler Saray’ın korkusunu büyütmektedir. Boykottan greve direnişin tüm eylemleri bu ucube düzeni sarsmaktadır. Biz bu gücümüzü sınıfımızdan alıyoruz. Biz işçi sınıfıyız, yaşamı üretenleriz. Bu gücü bilerek, bu gücü kuşanarak genel grev genel direnişi örgütlemek, sendikalı-sendikasız tüm işçileri, tüm direnenleri bir mücadele seferberliğiyle sermayenin egemenliğini defedecek sürekli, kararlı, örgütlü bir direnişi yaratmak ellerimizdedir. 77 1 Mayısı’ndan 96 1 Mayısı’na kavgada ölümsüzleşenlere ve tüm insanlığa karşı sorumluluğumuz fabrikalarda, işyerlerinde, hayatın olduğu her yerde sınıf kavgasını büyütmek, geleceğimize sahip çıkmaktır. Karanlığı dağıtacak güç örgütlü işçi sınıfıdır. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm. Yaşasın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü.”
Gençler ve kadınlar sahnede
Gençler adına konuşan Umut Özgür Şahin, ilk olarak gözaltına alınan gençlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu. Umut Özgür Şahin, “Bugün emekçileri öğrenci sesi olma günü, işsizliğe ve güvencesizliğe karşı omuz omuz durma günü. Üniversite sıralarında kurduğumuz hayallerin yerini açlık aldı. Kayyum rektörlerin gölgesinde okuyoruz ama susmuyoruz. Bu düzeni değiştirmekten başka seçeneğimizin olmadığını biliyoruz. Onlarca ilde sokağa çıkan liseliler isyanını büyütüyor. Sermaye için cennet bizim için cehennem olan bu sistem sesimizi bastıramaya çalışıyor ama nafile karanlığa teslim olmayacağımızı gösterdik. Ne gözaltılar ne baskılar bizi susturamaz. Birleşik öğrenci hareketinin gücünü tüm ülkeye gösterdik. Birleşik örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez. Mücadelemizi her alanda devam edeceğiz. Yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın öğrenci dayanışması” dedi.
‘Alın terimizden vazgeçmeyeceğiz’
Ardından Esenyurt Belediyesi’ne atanan kayyum tarafından işten çıkartılan işçi Günay Yıldız, “Kadınım, emekçiyim direnen işçiyim. Sendikalı olduğum için işime kayyum tarafından son verildi. Size işi, ekmeği için direnen arkadaşların selamını getirdim. 1 Mayıs birbirine omuz verenlerin sesidir. Alın terimizden, sendikalarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” dedi.
‘Dilimiz, kimliğimiz, irademiz bizimdir’
Kadın örgütleri adına konuşan Hatice Yayla, “Emeği üreten, sokakta direnen, barış mücadelesi yürüten kadınların direnişiyle hepinizi selamlıyorum. Biz kadınlar bugün yalnızca emeğimizi savunmak için değil onurumuzu, özgür yaşam hakkımızı savunmak için buradayız. Üretimin her alanında olamamız rağmen emeğimizin adı yok. Eşit işe eşit ücret yok. Çocuk, yaşlı bakımı biz kadınların sırtına yükleniyor. Kadın yoksulluğunu büyütülüp aile yılı ilan ediliyor. Kadınlara çocuk doğurmak görev ses kalmaları vazife olarak sunuluyor. Dilimiz, kimliğimiz, irademiz bizimdir. Kadınlar erkek devlet şiddeti ile katledilirken iktidar kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Kadınlar barışı en güçlü ifade edendir. Savaş kadınları göçe, yoksulluğa, mahkum ediyor. Barış kadınların tüm kimlikleriyle diliyle rengiyle varolmasıdır. Yaşasın kadın dayanışması Jin jiyan azadi.”
Miting Grup Munzur’un seslendirdiği şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.
HABER MERKEZİ