Wan’daki 1 Mayıs’ta konuşan Abdullah Zeydan, Öcalan’ın çağrısıyla yeni bir umut doğduğunu belirtirken, KESK MYK Üyesi Döne Gevher Koyun ise ‘Savaş sürecine son verilmelidir’ dedi
Wan’da 1 Mayıs İşçi Bayramı, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel İş Sendikası, Wan-Colemêrg Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası Wan Şubesi ve Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Wan İl Koordinasyon Kurulu (İKK) öncülüğünde kutlanıyor. “Biz kazanacağız” şiarıyla binlerce emekçi sabah saatlerinde Günpaş AVM önünde bir araya geldi. “Bijî 1’ê Gulanê/ Yaşasın 1 Mayıs”, “Emek bizim, söz bizim” ve “KHK’lar gidecek biz kalacağız” sloganları atan emekçiler, ardından mitingin yapılacağı Musa Anter Parkı’na doğru yola çıktı.
Sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı kortejin en önünde ise Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) üyeleri yer aldı. Gazeteciler “Özgür Basın, Demokratik Toplum/Çapemeniya Azad, Civaka Demokratîk” pankartı açarak, “Özgür basın susturulamaz” ve “Nazım’dan Cihan’a özgür basın burada” sloganları attı. Binlerin Musa Anter Parkı’na ulaşmasıyla birlikte miting başladı.
Saygı duruşunun ardından Tertip Komitesi adına Engin Işık konuştu.
‘Herkes sürece sahip çıkmalı’
Ardından konuşan Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, “Sayın Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ ile ülkeye yeni bir umut doğmuştur. Ülkede barışın umudu büyümüştür. Bu süreç herkese kazandıracak bir süreçtir. Nasıl ki savaş herkese kaybettiriyorsa bu çağrı da herkese kazandıracaktır. Bu çağrıya sonuna kadar sahipleniyor ve herkesin buna destek vermesi gerekiyor. Umut hakkı, hasta tutsaklar ve ihraç edilen insanların işlerine geri dönmeleri ve kayyım uygulamalarına son verilmesi gerekiyor. Geçen yıl bu vakitlerde Wan halkı bir tarih yazarak, 14 belediyenin tamamını kazanarak iktidara gereken cevabı verdi. Onlar da halkın iradesini tanımadıkları için tarihin çöplüğüne gittiyse onlar da gidecekler. Emek sömürüsü, irade gaspı ve kayyımlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
‘Karanlığı parçalama zamanı’
Daha sonra konuşan Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Meclis Yürütme Kurulu Üyesi Döne Gevher Koyun ise, “Bugün halklar sefaletle mücadele ediyor. Halklarımız birer birer gasp ediliyor. Ortadoğu bir kez daha paylaşım alanı haline getiriliyor. Yine halkımızın iradesine el koyulmaya devam ediliyor. Seçme ve seçilme hakkımız gasp ediliyor. Yaşamın tüm alanlarını kontrol altına almaya çalışıyorlar. Bu artık böyle gitmez. Bugün dünyanın tüm meydanlarında artık ‘Êdî bes e’ diyor. Bizim emeklerimize çalanlar, bizi açlığa mahkum edenler, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine hedef gösterenler bilsinler ki direnmeye devam edeceğiz. Bu meydanlarda savaş çığırtkanları değil barışın sesi yükselecek. Bizler bu bozuk düzene karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Karanlığı artık paramparça etme zamanı geldi. Emek, demokrasi ve barış için mücadele etmeye devam edeceğiz. Barış ve demokrasi için yasalar çıkarılmalı ve bu savaş sürecine son verilmelidir” diye konuştu.
İnsanlar 22 bin TL ile geçinmeye mahkum ediliyor
Musa Anter Parkı’nda binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs mitinginde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu. Türkiye’nin emeğinin en fazla sömürüldüğü ülke olduğunu söyleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “İnsanlar bu ülkede büyük bir açlık yaşıyor. Açlık sınırının 24, yoksulluk sınırının 78 bin TL olduğu bir ülkede, insanlar 22 bin TL ile geçinmeye mahkum ediliyor. Çünkü bu ülkenin ekonomisi savaşa ve güvenliğe gidiyor. Ülkede bu kadar krizin olmasının nedeni savaş politikalarıdır. Savaş ve güvenlik politikaları tüm yaşamımızı etkiliyor. Bu ülkede üreticiler ürettiklerini satamıyor. Bu ülkenin ekonomisi savunma sanayi üzerine dönüyor. Bu sanayi AKP yanında olan birkaç kişinin karnını doyuruyor. İnsanlık tarihi emeğin tarihidir. Kadınların, gençlerin ördüğü bu emek her yerde söz sahibi olmalıdır. Kapitalist sistemin ezilen halklara reva gördüğünü biz asla kabul etmedik. Binlerce insan bunun için bedenlerini feda ettiler. İnsanca bir yaşam, halkların bir arada yaşaması mümkündür. Mümkün olmadığını söyleyenler bu iktidar ve savaştan beslenenlerdir. Her gün Türkiye ve Kürdistan’da 4 işçi hayatını kaybediyor. Bunun önünü geçmek için barış ve demokrasi mücadelesini buluşturmak gerekiyor” diye konuştu.
‘Öcalan’ın çağrısı herkesedir’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına değinen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sayın Öcalan’ın çağrısı halklara, emekçilere, kadınlara, gençleredir. Bu savaşın durdurulacağını ve bitirilebileceğini çok iyi biliyoruz. Biraz önce kortej alana gelirken gençlerin Sayın Öcalan’ın üzerinde fotoğrafının bulunduğu pankarta izin vermediler. Sayın Öcalan’ın resmine tahammül edemeyecekseniz nasıl konuşacağız ve barışacağız? Pankartı içeri sokmasanız da Sayın Öcalan’ın mücadelesi her zaman halkın kalbinde var oldu ve var olmaya devam edecek. Kürt halkının ortak yaşam mücadelesi, emekçinin mücadelesi ile buluştuğunda kimse önümüzde duramaz. Yaşam, gelecek kurma hakkımızı elimizden almak isteyenlere izin vermeyelim. İşçinin, emekçinin kurtuluşu Kürt halkının kurtuluşu ile bağlantılıdır. Demokratik bir toplumu işçi ve emekçi olmadan kurulamaz. Şimdi sesimizi ve mücadelemizi ortaklaştırmanın, demokratik bir ülkeyi kurma zamanıdır. Barışa en büyük emeği veren Sayın Öcalan ve arkadaşlarının 1 Mayıs’ını kutluyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.
Konuşmanın ardından Sanatçı Arhat’ın konseriyle miting bitti.
Kaynak: MA