Maraş Katliamı tanıklarından Güler Erat, katliam sırasında yıllarca alışveriş yaptıkları bakkalın dahi kendilerine silahla ateş ettiğini belirterek, ”Yaşanan vahşeti biriktirdiğim eşyalarla anlatmak istiyorum” dedi.
Maraş’ta, Alevi yurttaşlara dönük 19 Aralık 1978 tarihinde başlayıp, bir hafta boyunca devam eden saldırılarda resmi rakamlara göre 111 kişinin öldürülmesinin üzerinden 40 yıl geçti. Bu 40 yılda failleri ortaya çıkarıp hesap sormayan devlet, geçtiğimiz yıl OHAL’i gerekçe göstererek yasak getirdiği katliam anmasını bu yıl da yasakladı. Bu cezasızlık ve unutturma politikası mağdurların acılarını büyütürken, onlardan biri olan ve katliama henüz 9 yaşında iken tanıklık eden Güler Erat’in bir hayali var. O hayal ise, o günlerden geriye kalıp, 40 yıldır sakladığı kalan halı, gazete kupürleri ve mahkeme tutanakları gibi eşyalarla yaşananları anlatan bir müze açmak.
‘Tek temennim başka çocuklar yaşamasın’
Erat’ın, bu istediğini kamçılayan şey ise, olaylardan 3 yıl sonra kaybettiği annesinin görüntüsü ile geçtiğimiz yıl karşılaşması oldu. Erat, “40 yıldan sonra onu görebildim. Olayları çocukken yaşadığım için annemi çok hatırlamıyordum. Geçen sene görüntüde gördüğümde sabaha kadar uyuyamamıştım. İnsan bir şekilde büyüyor ama küçük yaşta annesini kaybedince yerine bir şey koyamıyor. Maraş katliamı olmasaydı, hayatlarımız bu kadar paramparça olmayacaktı. Benim tek temennim başka çocuklar bunu yaşamasın, bu ülkede katliamlar son bulsun istiyorum. Başka çocuklar annelerini kaybetmeden hayatlarını yaşasınlar” dedi. Erat, kabuk bağlamayan bir yara olarak kalan bu durumu “Maraş katliamı yaşanmasaydı, annem belki de şuan yaşıyor olacaktı” sözleriyle dile getirdi.
‘Alışveriş yaptığımız bakkal bize ateş etti’
O günlere dair tanıklığını anlatan Erat, olayların ilk günü oturdukları apartmanda bulunan herkesin kendi evlerine sığındığını belirtip, sonrasında yaşadıklarını şöyle dile getirdi: “Oturmadığımız odaların perdelerini kapalı tutuyorduk. Bizim oturduğumuz odada ise perde açıktı. Çünkü ateş edenlerin perdelerin kapalı olduğu odalara ateş edeceğini düşünüyorduk. Bir ablam diğer bir odanın penceresinden bir bez parçası sallayarak dikkat çekmeye çalışıyordu. O sıra bir kurşun geldi. Ablam orada ölümden döndü. Sonra evden çıkmaya başladık. Yan tarafımızda bulunan bir bakkal vardı. Senelerce alışveriş ettiğimiz, iyi bir insan diye bildiğimiz bakkal bize silahla ateş etti. Kurşun en yakınımızdakinden gelmişti.”
‘Katliamı unutturmamamız gerekiyor’
Olaylardan sonra Maraş’tan göç eden Alevilerin hayatlarının hiçbir zaman yoluna girmediğini ifade eden Erat, yıllarca korkudan ve toplum baskısından dolayı katliamın acısını bile dile dökemediklerini vurguladı. Erat, sürekli içlerine akıtmak zorunda kaldıkları bu acıya dair, şunları belirtti: “Bu katliamı unutturmamamız gerekiyor. Çocukluğumdan beridir en büyük hayalim Maraş katliamını herkese göstermek. O dönem evimizden kalan halı benim için çok kıymetlidir. O döneme ait ve içinde benim ailemin de bulunduğu gazete kupürlerini saklıyorum. O döneme ait mahkeme tutanakları da var. Hayalim bunlarla bir müze açmak, olaylardan geriye kalan parçaları orada sergilemek. Katliamı gelecek nesillere aktarmak istiyorum. Yaşanan vahşeti biriktirdiğim eşyalarla anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA