1984 doğumlu Joakim Medin’in öyküsü, bana George Orwell’in “1984” adlı fütürist romanını hatırlattı.
Türkçe ilk baskısı Türkiye’nin yeniden otoriterleşmeye başladığı 1958 yılında çıkmıştı. Çevirmen olarak V. Turhan/ S. Tonguç görünüyor.
5 yıl önce, “Tabii, tam da distopya okumanın zamanı” diye yazmışım. “Elbette ilkin Orwell’in ünlü 1984’ünü okumalı” diye devam etmişim: “1958 yılında Amerikanvari cep kitabı basımı ile Doğan Kardeş Yayınları’nın ABD destekli Işık Yayınları dizisinden çıkmıştı, İÜ İngiliz filolojisi asistanı Vahit Turhan’ın tercümesi ile.”
Prof. Dr. Vahit Turhan, “1984”ü iyi okumuş biri olarak, 3 yıl sonra 1961 Anayasasını hazırlayan Kurucu Meclis’te yer alacaktı. TC’nin görece en demokratik anayasası…
1958’in Nisan ayında CHP’nin yayın organı Ulus gazetesi üçüncü kez kapatıldı. Kapatmaya, en genç Milletvekili Bülent Ecevit ‘in bir yazısı yol açmıştı. Gazetenin sorumlu müdürü Ülkü Arman 1 yıl, karikatürcü Halim Büyükbulut da 1 yıl 2 ay hapis cezası almıştı.
Mayıs ayında ise “Yeni Gün” gazetesi ve “Akis” dergisi birer ay kapatıldı. Yazı işleri müdürleri Mehmet Altan Öymen 10 ay, Tarık Holulu ise 16 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Sadece tadımlık birkaç örnek…
Adalet Bakanlığı, 1954 sonrası 4 yıl içinde basın suçundan 238 gazetecinin mahkûm olduğunu açıklayacaktı.
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) verilerine göre, Türkiye, son 10 yıl içinde en çok gazeteci tutuklanan ülkeler grubu içinde Çin, Rusya, Mısır, Suudi Arabistan, Belarus ve Etyopya ile birlikte yer alıyor maalesef.
CPJ verilerine göre, Ukrayna’nın işgalinden sonra Putin hükümeti haklarında soruşturma açılan 247 gazeteciyi “yabancı ülke ajanı olarak” tanımlandı. Hapistekilerin sayısı ise 30 olarak tahmin ediliyor. Sürgündeki 6 gazeteci gıyaplarında 7 buçuk yıl ile 11 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı.
TC’ye gelince, Bianet Medya Gözlem Raporu’na göre 2024’te 400’den fazla gazeteci yargılanırken açılan soruşturmaların sayısı daha da fazla. TGS’nin dün açıkladığına göre, halen 18 gazeteci hapiste.
Gazeteciler Sendikası şöyle diyor, aşağıdaki listeyi açıklarken: “Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor. Tutuklu ve hükümlü tüm meslektaşlarımız serbest bırakılmalı. Çünkü gazetecilik suç değildir.
Ali Barış Kurt (serbest), Ali Ünal (Zaman), Elif Akgül (serbest), Ercüment Akdeniz (İlke TV), Erdal Süsem (Eylül edebiyat dergisi), Erol Zavar (Odak dergisi), Gültekin Avcı (Bugün), Hatice Duman (Atılım), Joakim Medin (ETC), Kenan Karavil (Radyo Dünya), Mehmet Baransu (Taraf), Mustafa Gök (Ekmek ve Adalet), Öznur Değer (Jin Ajans), Rahime Karvar (Güncel Prodüksiyon), Reyhan Hacıoğlu (Güncel Prodüksiyon), Sami Tunca (Mücadele Birliği), Vedat Örüç (serbest), Yıldız Tar (Kaos).
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin adlı gazeteciler 19 Aralık’ta Halep’e 90 kilometre uzaklıkta bulunan Tişrîn Barajı yakınlarında uğradıkları bir SİHA saldırısında öldürüldü.”
Yeni yıla Cumhurbaşkanlığı kararnamesi tarafından kurulan “Siber Güvenlik Başkanlığı” ile girdik.
Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam gazetesi, Jinnews, devrimci ve sol görüşlü 23 hesap Türkiye’de erişime kapatıldı.
“Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu” (BTK) Başkanı, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün talebiyle 126 tane X hesabı ile 14 tane X paylaşımını erişime engelledi. BTK Başkanı tarafından uygulanan erişim engeli, 5651 sayılı kanunun 8/A maddesinde düzenlenen “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesine dayanıyor.
“1984”ün görüntüleri ha bire yinelenmekte dünya ekranlarında:
“Ağabey Seni Gözetliyor!”
“Hürriyet Esarettir, Cehalet Kuvvet!”
TC ayrımcılık yapmıyor! İster İsveçli ol, ister Türk, ister Kürt! Gazeteci olarak mesleğini oto sansürsüz ifade edersen, zindanı boylarsın.
Amerikalıysan sınır dışı edilirsin… Michael Anthony Ganoe gibi. Romanya’dan sonra Türkiye’deki gösterileri haberleştirmeye gelmişti. Romanya dokunmadı ama TC…
Romanyalı Daniel Aleksander Loktus ile birlikte sınır dışı edildiler. Onlara yönelik suçlama: “halkı kin ve nefrete sürükleme”!
Anadolu Ajansı ise şu söylemle verdi haberi: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmada, Saraçhane’de yapılan izinsiz gösteriler sonrası 41 şüphelinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve ailesine hakaret ettiği tespit edildi… Çalışmaların devamında kimlikleri tespit edilen 14 şüpheli daha yakalandı.”
BBC muhabiri Mark Lowen de sınır dışı edilenlerden.
Ama Medin hapiste. Ona yöneltilen suçlama: “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak”.
Gerekçe: 11 Ocak 2023’te Stockholm’de yapılan ve Erdoğan’ın maketinin de yer aldığı bir eylem hakkında haber yapmak.
Ama bence asıl neden Medin’in 2023’de yayınlanan yeni kitabı: “Kürtizi/İsveç, Türkiye ve NATO Üyeliğinin Fiatı”. Yani asıl sorun İsveç!
Temmuz ayında Joakim Medin baba olacak. Umarım kızını kucaklama şansına sahip olur.