• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
9 Mayıs 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Muhammed İnal

Araç fetişizmini aşmak

9 Mayıs 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Muhammed İnal, Yazarlar
İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

Dünyanın birçok yerinde ulusal veya sınıfsal direniş hareketleri farklı yöntemlerle de olsa çözümlenirken Kürdistan Özgürlük Hareketinin sürdürdüğü mücadeleyi -hem de NATO’nun en büyük ordularından birine sahip Türkiye cumhuriyetine karşı askeri mücadeleyi dahil- birçok açıdan başarıyla devam ettirebilmesini doğru tahlil etmek gerekir. Bunun bir boyutunu, araç-amaç ilişkisinde doğru diyalektiği yakalamak biçiminde tanımlayabiliriz.

Hem ferdi, hem de toplumsal anlamda en temel idealin “özgürlük” olduğu tartışmasızdır. Ancak insanın özgürlüğüne en büyük tehdidin de bu amaca ulaşmak için oluşturduğu araçlardan geldiği de ortadadır. Örneğin teknoloji, insan hayatını kolaylaştırma, yapabilme gücünü arttırarak daha bağımsız ve özgür hareket etmesi için araçlar üretirken, çoğu yerde toplumlar ve insanlar teknik ilerlemenin araçlarına bağımlı ve köle hale gelmiştir. Siyasal kurumlar, normalde toplumsal özgürlükle ilgili kurum ve kavramlar sistemi iken, özellikle günümüzde bir siyasal kurum olarak ‘devlet’ toplumun ve tek tek fertlerin bütün özgürlük alanlarına müdahale eden devasa bir ahtapota, bir “Leviathan” canavarına dönüşmüştür.

Bu sorun potansiyel olarak bütün araçlar için geçerlidir. Çoğu yerde kurumlar, hatta kuram ve kavramlardaki insanın ürünü oldukları halde onlara tahakküm eden niteliğe bürünmüşlerdir. Bunu ister nesneleşme, ister yabancılaşma, veya putçuluk diyelim, esas sorun insanın kendi ürettiği araçlara veya kurum ve kavramlara yabancılaşması ve onların kölesi olmasıdır.

Egemen devletlere karşı olan mücadele, çoğu zaman bu mücadelenin araçları olan ulusal veya sınıfsal kurtuluş örgütlerine, onları siyasi ideoloji ve formlarına bir kutsallık atfetmeye götürür. Aracın, amaca bağlı ve arızî/ilineksel bir oluşa sahip olduğunu unuttuğumuzda, araç amacın yerine geçer (-putperestlikte tanrının tezahürü olan bir nesnenin giderek tanrının yerine geçerek tapınma konu olması gibi) ve araç herhangi bir form değişimini dahi kabul etmeyen bir mutlaklığa bürünür, vazgeçilmez olur. Zamanını dolduran bir araçtan vazgeçmek sanki amaca ihanet gibi algılanır. Oysa sağlıklı bir zihinsel tutum, araçların amaca olan bağlılığını daima göz önünde bulundurur; araç ve yöntemi gerekli zamanda değiştirebilme iradesini gösterir.

Barış ve Demokratik toplum çağrısındaki değerlendirmeler bu eksende anlam kazanmaktadır. PKK’nin fesh edileceği beyanı, bir yenilgi veya başarısızlığın ilanı değildir. ‘Anlamsızlaşma’ ifadesi de, onun kendi dönemi içinde hatalı olduğunu söylemek değildir. Tam tersine amaca giden yolun merhalelerinde bu aracın görevlerini yerine getirdiğini, bu aracın dönüşmesinin ya da (bir şehre ulaştığınızda, ulaşmak için kullandığımız otobüsten inmemizin doğal olması gibi) terk edilmesinin doğal olduğunu ifade eder. Bu durum, stratejiler, kurumlar ve kuramlar için de geçerlidir. Öcalan’ın PKK’yı fesh kararının bu amaç-araç ilişkisi ve görevini yerine getirmiş bir aracın form değişikliğinin amaca asli bağlılığı ifade ettiği gerçekliği bağlamında değerlendirilmelidir. Açık ki Kürdistan halkının özgürlük mücadelesi, son yüzyılda, özellikle son 50 yılda askeri, siyasi, sosyal ve kültürel birçok başarıya imza attı. Özgürleşme pratiğinde birçok kritik eşiği aştı. Kendisine varlık ve nefes hakkı tanınmayan şartlarda çeşitli yapılar kurdu, stratejiler uyguladı, birçok başarı elde etti ve inkar-imha cenderesini parçaladı. Çeşitli partiler kurdu, kongreler topladı, birçok oluşum örgütledi. Bunlar başarı ve yetersizlikleri ile bu amaca hizmet ettiler ve tarihteki değerli yerlerini aldılar. Şu an yepyeni bir eşikteyiz ve yeniden yapılanarak hazırlık içinde bulunmamız gerekiyor.

21.Yy. Siyasetini Kurmak, Ulusçu Kurtuluştan Demokratik İnşa’ya:

1925’te Şeyh Said’in onurlu direnişiyle başlayan mücadele, 1970’lerde PKK’nin çıkışı ile yeni bir evreye ulaşmıştı. Kapitalist ve Reel sosyalist iki kutuplu dünya gerçekliğinde dönemin hakim ideolojik formlarından etkilendi. Örgütlenme yapısı, askeri-siyasi stratejisi ve paradigması ile kendi döneminin ağır etkilerini taşıdı. 1990’ların başında reel sosyalist kutbun çöküşü ve yeni dünya düzeninin kuruluşu, tüm muhalif hareketler için 20. yüzyıl sisteminin ideolojik yapılanması, askeri ve siyasi stratejilerini yeniden gözden geçirme ve dönüşümü bir zorunluluk olarak dayattı. Özgürlük Hareketinin de durumu benzerdi; bağımsız ve birleşik bir Kürdistan amacına mao’culuktan esinli bir uzun süreli halk savaşı stratejisi ve leninist öncü parti modelini esas alan bir örgütsel yapıyla ulaşmak hedefi, 90’ların başındaki değişimler nedeniyle gerçekleşme şartlarını kaybetmişti. Ayrı devlet resmi stratejide yer alırken, Öcalan henüz 93 yılında ABD’li eski bir diplomatla olan görüşmesinde, demokratik yöntemlere açık olduklarını, illa ayrılmak diye bir tutumlarının olmadığını belirtiyordu: 95’te 5. kongrede startı verilen değişim, 2002-2003’te köklü bir paradigmatik sisteme ulaştı.

Eski paradigma devletleşmeye dayalı bir ulusal kurtuluşçuluğu esas almaktaydı ve bütün askeri-siyasi-ideolojik örgütlenme, kurum ve söylemler buna göre şekillenmişti. Devlete dayalı ulus kavramından Demokratik Ulus’a geçiş, aynı zamanda halkların ve inançların tahakkümü hedeflemeyen adil ve özgür/özerk siyasal formu olan “demokrasi”ye geçiş, yeni paradigmanın asli tanımlayıcıları oldular. Bu, 20.yüzyıl paradigması olan ulusal kurtuluşçuluk (ki sınıfsal karakter de taşır), 21.yüzyıl paradigması olan Demokratik Kurtuluş’a doğru bir dönüşümdür. Şu an gerçekleşen yeni çağrı, bu çizginin güçlü bir hamlesidir.

20.yüzyıl sistemi ve paradigması içinde biçimlenmiş kurum, strateji, sosyal-siyasal örgütlenmeler doğal olarak miadını doldurmuştur ve yerlerini yeni paradigmaya uygun söylem, strateji ve örgütsel formlara bırakmak zorundadır. Esas tutarlılık çağın gereklerini doğru okumak, amaç doğrultusunda gerekli bütün değişim ve dönüşümleri gerçekleştirmektir.

Burada sorunu basite alarak devlet’le müzakere veya alver noktasına sıkıştırmamak gerekir. Fakat önemli olan nokta Kürdistan halkı, 21. yüzyılın gerçek manada kurucu halkı olarak tarih sahnesine çıkmaktadır. Halkların ve inançların milliyetçi ayrışmasına karşı demokratik ve ahlâkî değerlere dayalı bulunması hedeflenmektedir. Özgürlük hareketi öncesinde muazzam bir yeniden yapılanma süreci bulunmaktadır. Bütün sahalarda, hiçbir rehavete kendini bırakmadan yeniden yapılanma, eskinin zihniyet ve alışkanlık kalıplarından kurtularak çok daha ağır görevler yüklenme zamanıdır.

Not: Bir süre birlikte zindan arkadaşlığı yaptığımız değerli Sırrı Süreyya abimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

M. Sait Yıldırım: Çağrı bizim için yaşamsal bir ihtiyaç

Sonraki Haber

Özgürlük yolculuğunda Barış’ın durağında

Sonraki Haber
Yaşam yazı turayı onaylamaz

Özgürlük yolculuğunda Barış’ın durağında

SON HABERLER

Hasta tutsaklar için eylem: Cezaevlerinde reform süreci başlamalı

Hasta tutsaklar için eylem: Cezaevlerinde reform süreci başlamalı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

Amed’de ev baskınları: 7 öğrenci gözaltına alındı

Amed’de ev baskınları: 7 öğrenci gözaltına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

Önder için memleketi Semsûr’da taziye kuruldu

Önder için memleketi Semsûr’da taziye kuruldu

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

31 yılın ardından memleketinde

31 yılın ardından memleketinde

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

PKK’den tarihi karar: 12’nci Kongre başarıyla yapıldı

PKK’den tarihi karar: 12’nci Kongre başarıyla yapıldı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

Belediye ‘Orhan Doğan’ ismine ret kararını mahkemeye taşıdı

Belediye ‘Orhan Doğan’ ismine ret kararını mahkemeye taşıdı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

DEM Parti Sözcüsü: PKK’nin kongresini toplaması an meselesi

DEM Parti Sözcüsü: PKK’nin kongresini toplaması an meselesi

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır