Demokratik Birlik İnsiyatifi Eşsözcüsü Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, PKK’nin kongresini yaparak silahlarını bıraktığını, devletin bir gerekçesinin kalmadığını ve artık somut adım atması gerektiğini söyledi
Selman Çiçek
Demokratik Birlik İnsiyatifi Eşsözcüsü Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Türkiye devletinin uzun süredir silahları gerekçe göstererek Kürtlerin statüsü, hakları noktasında adım atmadığını söyledi. Devletin tek gerekçesinin silahlar olduğunu söyleyen Sayyiğit, “Her defasında PKK’nin bir sonuç olduğunu ifade ediyorduk. Türkiye’nin yürüttüğü imha-inkar politikalarının bir sonucuydu. Ama devlet her zaman bunu kendine gerekçe gösterdi. Şuan o yok. Silahlar bırakıldı. PKK kongresini yaptığını ilan etti. Bundan sonrası devletin artık somut, gözle görülür bazı adımlar atması gerekiyor. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısından sonra kendi hareketi kısa süre içerisinde açıklamasını yapmıştı ve yine Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda kongresini de gerçekleştirdi. Bundan sonra iş artık devlet aklında. Devlet aklının bu noktada somut adımlar atması gerekiyor” diye belirtti.
Birlikte kazanacağız
Federe Kürdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye’deki izlenimlerini de aktaran Sayyiğit, her üç parçanın da bu barışı istediğine tanık olduklarını söyledi. Sayyiğit, “Her üç parçadaki çalışmalarda bu sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözümü isteniyordu. İstedikleri buydu. Sayın Abdullah Öcalan’ın 1993’ten bu yana ifade ettiği şeyde bu sorunun demokratik, barışçıl yöntemlerle siyasi zeminde çözülmesiydi. O yüzden her parça da şuan bu nokta da hem fikir. Bundan sonra ulusal birlik çalışması yürüten bizler, her Kürde ulaşmalıyız. Demokratik toplum çağrısının inşa edilmesi, bunun ne anlama geldiğini söylemeliyiz. Parti olarak çalışmalar yürütüyoruz ama neye inanıyorsa inansın her bir Kürdün bunu bilmesi, bunu anlaması ve bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Çünkü kazanırsak birlikte kazanacağız. Kaybedersek de birlikte kaybedeceğiz” dedi.
Barış inşa ile olur
27 Şubat’taki Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısını da hatırlatan Sayyiğit şunları söyledi: “Sayın Öcalan bu tarihi çağrının başlığını da “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” olarak nitelendirmişti. Aslında demokratik toplumu biz inşa etmediğimiz müddetçe beraberinde barışta gelmeyecek. Bu noktada sadece biz Kürtler değil, siyasi partiler değil bu sorunun muhataplarının hepsinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Başta biz siyasetçiler, bir Kürt olarak bizlerin bu sorumluluk bilinci ile hareket etmesi ve bu demokratik toplumun inşası için barışın inşası için ne yapmamız gerektiği noktasında bir örgütlenme seferberliği başlatmamız gerekiyor. Bu örgütlenme seferberliğini yaparken de aslında tüm topluma ulaşabileceğimiz, her kesime dokunabileceğimiz çalışmalar yapmalıyız. Tabi ki bunun temelini oluşturan şeylerden bir tanesi de Kürtlerin artık birliğini, birlikteliğini inşa etmesidir. Biz bu şekilde hem Celadet Ali Bedirxan’ın hem Ahmedê Xanî’nin hayallerini de gerçekleştirmenin zamanı geldi geçti diyoruz.”