• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Tevfik Kalkan

Sırda hakikat, hakikatte ilham; toplumsallığın eylemi

19 Mayıs 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Tevfik Kalkan, Yazarlar
Kürt siyasallaşması ve spor

Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun ile ilgili bir anısı olmayan, birlikte kalmamışsa bile kendilerine dair anlatılanları aktarmayan, duygu dolu sözcükleri dillendirmeyen neredeyse kimse yok. Dile kolay, her biri neredeyse elli yıldır hayatımızın ortasında, kenarında, uzak veya yakınında… Ve belki de şöyle söylenebilir, her biri ailemizin bir üyesi gibidir. Ailemizden biri. Gördüğümüz ama sonra görmediğimiz, görmediğimiz ama bildiğimiz, bilmediğimiz ama evimizin içinden bir türlü uzak tutamadıklarımızdır Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun. Belki de bu nedenle her kişi her birini sanki çok uzak zamanlardan beri tanıyormuş gibi anlatır. Anlatımlarının sonu da gelmez. Hiç kimse onları şehit düşmüş, bir daha görmeyecekmiş gibi de anlatmaz. Bu bir sır!

Sırrın vakfına ermek mi?

Bu coğrafyada sır da sırrın vakfına ermek de zordur. Sır olmak belki de yaşamın mucize kabilinden kutsallığıdır. Kutsal olanın hiçleştirildiği bu kötü, bu çığırından çıkarılmış çağda sırlı olmak peygamberseldir. Peygamberliğin söz ve eylemi ise aslında hiç kimsenin tahmin etmediği kadar alenidir. Bir çocuk da, bir çoban da, bir feylesof da vakfına erebilir. Hakikat sırrın cisimleşmiş haline bürünmüşse orada yaşamın nasıl olduğu önem kazanır. Bir anlamda sırrın cisimleşmiş hali hakikattir. Hakikat özgür yaşam haline kavuşturulmuşsa orada gürül gürül akan bir kişilik vardır. Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun belki de en fazla bu yanıyla bize dokunurlar. Bizimledirler. Anladığımız ve anlamadığımız sırrın oluş halindeki mücadele gerçeğidir. Anladığımız kadar sır, sır olmaktan çıkacaktır. Ama kutsallığını kaybetmeyecek, tersine elle tutabildiğimiz, yüzüne dokunup ellerini tutabildiğimiz, gülüşüne katıldığımız bizimle yürüyen, daha doğrusu bizi de kendine katan “biz” olur. Anlamadığımızda sır da sırrın hakikati de sadece kitaplarda kalan birer yankı olarak kalırlar. Bu bir ilham!

İlhama kaynak olmak

İlhamın perisini arayacaksak belki de ilk fısıldanan sözlerdir diyeceğiz. Hakikati fısıldayan dudaklardan gelen ilk kelimeler. “Kürdistan sömürgedir.” Sırrı ilhama dönüştürmek, başlı başına yürüyüştür. Yürüyüşe yarım başlamak, yürüyüşe eksik, yürüyüşe inanmadan, yürüyüşe coşkusuz başlamak kaybeden yanımız olur. Fısıldanan kelimelerin gücü hakikat değerinde olmasa yürümek de mümkün değildir zaten. Yürütenin ardından yürümek ise marifettir. Kudret katılmakta değil, katmaktadır.

Belki de bu yüzden bizim bir yanımız hep onlarla dile gelir. İlhamın kaynağında “biz” olduğumuzdandır. Ya da ilhamın kaynağına bizi koyduklarındandır. İnsan olan yanımızdan. Belki de bu nedenle “İnsan” diye seslendi Ali Haydar Kaytan. Belki de özgürleşmesi gereken yanımızdaki sırrı ifşa etmek istediğindendir. Özgür kılamadıklarımızı kendilerinde özgür ve yaşanılır kılma eylemi. Dile getiremediklerimizin dili olup yürüyüş haline geçmişlerdir. Siyasal, askeri yanı bunun sadece bir biçimidir. Az önemsiz değildir elbette. Hakikati yürüyüş haline getirmenin eylemli halidir siyasi ve askeri faaliyet. Ama Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun bundan fazla dokunurlar bize. Daha fazlasını ifade ederler. Bu bir kimlik!

Kimliğin tarihsel ve toplumsal oluşunda var olan nedir? Özgür kimliği düşünmek kadar zor olan bir şey var mıdır? Tarihsel ve toplumsal kimliği oluşturan temel öğelerdendir bu zorluk ve başarılmışlık. Toplumsal olanı yaşanır kılmak günün en kıymetli ve aynı zamanda başarılması gereken görevidir. Karşınızdaki düşman sadece askeri ve siyasi olarak çok güçlü olduğundan değildir zorluğunuz. Onun zihniyet ve değerler dünyasıdır savaşmaya neden oluşturup karar kıldığınız. Eğer onun zihniyet ve değerler, dahası değersizlik dünyasına karşı kendi hakikat değerlerini koymazsanız başından itibaren yenilmişsiniz demektir. İşin sırrı kanımca burada. Neden?

Soykırımı iliklerine kadar görmüş, yaşamış, sadece coğrafyasından sürgün edilmekle kalınmamış, soykırımcının dünyalaşan, dünya sistemi haline dönüşmüş yasasında eğer bir ölü iseniz, ölüden bir farkınız yoksa tutunacak bir dalı nerede bulduysanız oradan kendi köklerinize iner ve onu yaşanılır kılmaya çalışırsınız. PKK’nin neden kök hareket olduğu bu gerçekliktendir. Bu kökü değerlerle yüklü kılan toplumsallığıdır. Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun bu nedenle sadece katılmazlar; katarlar, oluştururlar.

PKK toplumsallığının, PKK komünalitesinin kök hücrelerinde onların kimlikleri ve kişilikleri vardır. Toplumsallığın kök hücreleri olan dayanışma, paylaşım, sevgi ve saygı, ortaklaşma, birlikte iş yapma yeteneği ve coşkusu onlarda birer ilke olarak hayat bulur. PKK ile oluşturulan budur aslında. Salt bir siyasal program olmanın ötesinde yaşam ilkesi ve ölçülerini yenileyerek ve büyüterek mücadele haline dönüştürmesidir. Demokratik olan budur. Demokratik toplum olmanın ilke ve esaslarıyla kendini yeniden var etme söz konusudur. Bu PKK toplumsallığının demokratik gücüdür.

Alevilik bu haliyle PKK’de yaşanır ve yaşatılır olmuştur. Sahte, iğdiş edilmiş, yolun düşkünü haline gelmiş Aleviler ile arasına net çizgiler çekmişlerdir. Alevi ile dile gelen toplumsal tarih değerleri, yani dayanışmayı, sevgiyi, özgür ve demokratik toplum halinde yaşama iradesi ve mücadelesini PKK’de canlı birer hücre haline getirmişlerdir. Organizmanın gücü de budur. Ve belki de en çok bu nedenle onlardan söz ettiğimizde bizde dile gelen ya da gelmeyen ama getirmek istediğimiz, umut ettiğimiz bu değerleri dile getiriyoruz. Ailemizin içinde yaşayan birer kişi olarak da değil, bizi yaşanılır ve temsil ettiklerinden dolayı böyledir. İşte ölmeyen budur. Bu nedenledir ki hiç kimse onları bir kayıp olarak nitelendirmiyor. Halen yaşayan ve yaşayacak bir değer ve kimlik olarak değerlendiriyor ve söz ediyor.

Sırrı bilmek ölümüne mücadele haline geliyor. Sırrın ifşası ya da sırrı hakikat halinde yaşamak her günü coşkuyla karşılamak demektir. Bu nedenle sesleri de yürüyüşleri de hep coşkuludur.
Ne mutlu onlara. Ve ne mutlu ki onları tanıyanlara ve bilenlere.
Anıları önünde saygıyla, minnetle eğiliyorum.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Sonraki Haber

Cudi’yi korumak barışın gereği

Sonraki Haber
Cudi’yi korumak barışın gereği

Cudi'yi korumak barışın gereği

SON HABERLER

Zulme Karşı Direnmek

Nasıl yaşanması gerektiğini bilmek

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

‘Rêber Apo’ya borçluyum’

‘Rêber Apo’ya borçluyum’

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Cudi’yi korumak barışın gereği

Cudi’yi korumak barışın gereği

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Kürt siyasallaşması ve spor

Sırda hakikat, hakikatte ilham; toplumsallığın eylemi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Barışın aması olmaz!

Barış filozofu ile yol yürüyenler

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Yaralı çocuk için ambulans verilmedi

Yaralı çocuk için ambulans verilmedi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır