• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Direnişin hafızası: Tuzluçayır’daki ev

19 Mayıs 2025 Pazartesi - 10:19
Kategori: Editörün Seçtikleri, Güncel
Direnişin hafızası: Tuzluçayır’daki ev

Tuzluçayır’daki Rıza Altun’un ailesine ait ev çevresindeki yüksek yapıların arasında direnişin hafızası olmayı sürdürüyor

Ankara’nın Mamak ilçesi Tuzluçayır Mahallesi’nde yükselen binaların arasında yalnız başına bir ev. Muktedirlerin ardındaki sınıfsal çelişkileri, “gecekondu” örtüsüyle örttüğü bir ev. Sahibinin sınıfsal,  toplumsal ve ulusal eşitsizliklere karşı verdiği mücadeleden bihaber gözler bile çevrelendiği bu yüksek yapılara karşı direnişini sezinlediği bir ev.

Mahallerdeki diğer tüm gecekondulardan onu ayıran ise temsil ettiği diriliş ve direniş tarihinin hafıza mekanı olması. Duvarlarında bir halkın umudu, mücadelesinin ilk kıvılcımları ve paradigmasının ilk cümleleri kazılı. Kürt özgürlük hareketinin mayalandığı bu mekan, bir halkın direniş belleğine kazınmış simgesel bir merkez aynı zamanda.

Bu ev, 13 Mayıs sabahı başka bir güne uyandı. Rıza Altun ile Ali Haydar Kaytan’ı anmak için gelenler, bu evin önünde toplandı. Kimisi “Burada bir halk uyandı” diye fısıldadı, kimisi, o tarihi toplantıya şahitlik eden o duvar taşlarının yıllarca sakladığı sırları dinledi. Çünkü o ev, hala o tarihi toplantının kararlarını, o gece doğan umudu fısıldıyor.

Tuzluçayır Mahallesi

Tuzluçayır, 1960’lı yıllardan itibaren iç göçle birlikte şekillenmiş, özellikle Sêwaz, Dêrsim, Xarpêt, Erzîngan, Yozgat ve Çorum gibi illerden gelen emekçilerin yeni yaşam alanı olmuştu. Mahallenin nüfus yapısını büyük ölçüde Alevi ve Kürt nüfus oluşturuyordu. Tarihin birçok döneminde baskı, inkar ve asimilasyon politikalarının hedefi olmuş bu topluluklar, Tuzluçayır’da dayanışma kültürü yarattı. Mahallenin muhalif kimliği o kadar belirgindi ki, bir dönem “Küçük Moskova” olarak anılmaya başlandı. 68 kuşağının devrimci liderlerinden Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya gibi isimlere de ev sahipliği yaptı. Bu da Tuzluçayır’ı Türkiye sol hareketi ve Kürt Hareketi’nin kesiştiği nadir mekanlardan biri yaptı.

Hatice Ana

Tuzluçayır’ın en çok hafızalarda yer eden isimlerinden biri ise Hatice Altun, yani Kürt halkının deyişiyle Hatice Ana. Kayseri’nin Sarız ilçesinde, Dêrsim sürgünü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hatice Ana, 1960’larda ailesiyle birlikte Tuzluçayır’a göç etti. Ancak onun hikayesi, yalnızca bir göç hikayesi değil, bir halkın mücadelesiyle bütünleşen bir direniş öyküsüdür. Hatice Ana, yalnızca oğlu Rıza Altun’un annesi olarak değil, evini Kürt hareketine açan, genç devrimcileri besleyen, onları koruyan ve gerektiğinde kendi canını tehlikeye atan bir direnişçi.

Rıza Altun, annesi olan bu direnişçi kadını şöyle anlatıyordu:

“İlk geldiğimiz yıllarda epey zorlandık. Türkçe bilmiyorduk, Zazaca öğrenmiştik. İnanç olarak birbirine yakın olsa da bu çelişki öne çıktı. Hatırlıyorum, ilk geldiğimizde herkes bizi horluyordu. Hatta aralarından bugün bizimle olan arkadaşlar var, ‘Kürtler, Türkçe bilmiyorlar’ diye aşağılama durumu vardı. Annemin giyim tarzı çok aykırı geliyordu. Klasik Zaza kadınlarının giyimi kuşamıydı. İlk defa öyle bir şey görüyorlardı. Sokağa çıktığı zaman çocuklar peşine takılıyordu. Bir süre sonra, annemin giyimini değiştirmesi için baskı yapmaya başladık. Kofiyi indirdik, yerine başörtüsü; iki, üç katlı elbise yerine bir entari. O günkü mahallenin standartlarına uydurduk, ama uzun yıllar annem buna tepkisini sürdürdü. Herkes bir başörtüsü kullandırdı, annem iki tane kullanırdı. Onun gizli tepkisi sanıyorum bugün de sürüyor. Kendimizi sol muhalefetin bir parçası olarak görme durumu hakimdi. Özellikle Denizlerin idamından sonra annem sürekli ağlıyordu. Tepkisi yoğundu, fakat herhangi bir bilinçten ziyade kendiliğinden bir durum ortaya çıktı. 68’den 73’lere kadar bu biraz böyle yürüdü. Çok fazla örgütlü olmayan ama gelişen sol eğilimlere sempati duyan bir durum vardı.”

Dostlukla başlayan mücadele

Rıza Altun’un politik olarak şekillenmesinde, Kemal Pir ile Tuzluçayır’daki karşılaşması dönüm noktası oldu. Pir, kahve kahve dolaşıp sohbetler eden, gençleri etkilemeyi başaran biriydi. Bir gün bir kahvede Altun’la tanıştı. Altun, Pir’in elini sıktığında o sıcaklığı bir daha bırakmak istemediğini yaptığı bir söyleşide söylüyordu. Bu dostluk sadece kişisel değil, bir ideolojik yoldaşlığa ve örgütsel kararlılığa dönüştü. Pir’in etkisiyle Altun ailesinin evi, gençlerin buluşma ve tartışma mekanına dönüştü. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan Cemil Bayık’a kadar birçok isim bu evde ağırlandı. Hatice Ana yemekler yaptı, çaylar demledi, ama bir yandan da olup biteni anlamaya çalıştı.

Kapı deliğinden gizlice bakarak kimlerin gelip gittiğini öğrenmeye çalıştığı bir anısını şöyle anlatıyordu:

“Kadınlara güvenmiyorlardı, gidip bir yerde söyler diye düşünüyorlardı herhalde. Ama ben bu evde ne oluyor, kim geliyor bilmek istiyordum. Ama Rıza bırakmadı. Bu sefer, Başkan delikte görünce yakaladım, Başkan da gülerek ‘Ana burada ne arıyorsun?’ dedi. Ben de ben hizmet yapıyorum, her şeyi yapıyorum. Niye bırakmıyor ki ben bakayım. Rıza geldi ‘Sen ne konuştun?’ dedi. Ben de ne bileyim ne konuştum. Sen bu kadar deliği bana fazla gördün.”

Devrimci karargah

Altunların evi, zamanla yetersiz hale gelince, bir sabah gençler evi yıkar ve iki gün içinde daha geniş bir ev inşa ederler. 105 metrekarelik, üç odalı, bir salonlu yeni ev artık sadece bir konut değil, bir hareketin Ankara’daki karargahı haline gelir. Hatice Ana, bu süreçte sadece ev işlerini değil; silah ve kitap saklama gibi hayati görevleri de üstlenir. Polis baskınlarına karşı stratejik davranır, dikkat dağıtır, gözlem yapar ve hiçbir şey yakalatmaz. Bu yönüyle, okuma yazma bilmeyen bir kadınının nasıl bir devrimci özneye dönüşebileceğini somut şekilde gösterir.

Bu evde gerçekleşen bir diğer önemli olay, tarihi bir toplantının yapılmasıdır. Bu toplantıya Abdullah Öcalan, Kemal Pir, Cemil Bayık, Haki Karer, Ali Haydar Kaytan, Kesire Yıldırım, Ali Özer, Musa Erdoğan, İsmet Kılıç, Hasan Asgar Gürgöze, Kamer Özkan katılır. Toplantının ana gündemi “sömürge” tezidir. Türkiye solunun Kürt sorununa yaklaşımı masaya yatırılır ve ayrı örgütlenme fikri tartışılır. Toplantıda Abdullah Öcalan, bütün soruları yanıtlar ve grup kesin olarak Öcalan’ın etrafında birleşir. Cemil Bayık, o süreci, “Tuzluçayır, bizim için sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda bir karar anıdır” diye tanımlayacaktı.

O ev, o gece doğan umudu anlatıyor

Direniş hafızasını taşıyan bu ev, beton yığınları arasında, geçmişin ruhunu taşıyan bir yapı olarak varlığını sürdürüyor. Bugün, o ev hala orada. Hatice Ana’nın emeği, Rıza Altun’un direnişi, Ali Haydar Kaytan’ın hakikat arayışcılığı, Kemal Pir’in sesi ve Abdullah Öcalan’ın kararları hala o duvarlarda yankılanıyor. Artık ev sadece bir aileye değil, bir halkın hafızası. O ev artık sıradan bir ev değil, bir ideolojinin, bir halkın, bir mücadelenin doğduğu mekan. Anmaya gelenler, hâlâ o sokağa geldiğinde gecekondunun önünde durup saygıyla bakıyor. Bazıları, “Burada bir halk uyandı” diyor, bazıları sadece o duvarları dinliyor. Çünkü o evi duvarları hala o tarihi toplantının kararlarını, o gece doğan umudu anlatıyor.

Haber: Melik Varol \ MA

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Atılması gereken adımlar devletin atması gereken adımlardır’

Sonraki Haber

NADA üyesi: Enternasyonalist bir kadın hareketi oluşturulmalı

Sonraki Haber
NADA üyesi: Enternasyonalist bir kadın hareketi oluşturulmalı

NADA üyesi: Enternasyonalist bir kadın hareketi oluşturulmalı

SON HABERLER

Fransa’da bir yılda 855 evsiz sokakta hayatını kaybetti

Fransa’da bir yılda 855 evsiz sokakta hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Amed’de baba ve oğlu yanmış halde bulundu

Amed’de baba ve oğlu yanmış halde bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Son 72 saatte 184 Filistinli hayatını kaybetti

Son 24 saatte 136 Filistinli katledildi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Amnesty, İsrail’in Gazze’de beyaz fosfor kullandığı kanıtları paylaştı

Uluslararası Af Örgütü Rusya’da’ ‘istenmeyen örgüt’ ilan edildi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Anmaya giderken geçirdiği kazada ağır yaralanan Mehmet Ali Dünser hayatını kaybetti

Anmaya giderken geçirdiği kazada ağır yaralanan Mehmet Ali Dünser hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Mêrdîn’de 5 noktada ‘Kadın Kent Bostanı’ kurulacak

Mêrdîn’de 5 noktada ‘Kadın Kent Bostanı’ kurulacak

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

‘Avrupa Kürt Kadınları Ulusal Birliği İnisiyatifi’ kuruldu

‘Avrupa Kürt Kadınları Ulusal Birliği İnisiyatifi’ kuruldu

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır