8 Aralık 2024’te Şam’ı ele geçiren HTŞ iktidarı sürecinde DAİŞ çetelerinin saldırısı %70 oranında arttı. MİT ve HTŞ’nin SMO grupları yardımıyla DAİŞ’i yapılandırmaya çalıştığı belirtilirken, Ankara DAİŞ üzerinden Suriye’ye müdahale kozuna oynuyor
Zana Deniz
HTŞ’nin 8 Aralık 2024’te Şam iktidarını ele geçirmesinin hemen ardından DAİŞ çetelerinin Suriye ve Irak’a bağlı kimi çöl bölgelerinde faaliyetleri arttı.
Özellikle HTŞ’nin içerisinde yer alan SMO grupları MİT ile birlikte kimi alanlardan DAİŞ çetelerinin Derazor bölgelerine geçişini sağlıyor.
Stratejik anlamda büyük öneme sahip olan Derazor aynı zamanda Irak ve Suriye sınırında geçiş yolu olarak kullanılan bir bölge. Suriye’nin petrol ihtiyacının %60’lık bölümünün karşılandığı bu bölge, bir dönem eski Esad rejiminin uyuşturucu ve çeşitli amaçlarla kullandığı bir yoldu. Derazor bölgesi Şam’dan Lübnan’a ve Irak’a kadar ticaret yolu olarak da kullanılıyor.
2012 yılında ortaya çıkan Arap baharından sonra Derazor’un geniş bir alanı uzun yıllar DAİŞ çetelerinin kontrolünde kaldı. DAİŞ çeteleri bu bölgede üstlenerek 2017 yılına kadar ticaret yolu olarak kullandılar. 17 Ocak 2017 yılında eski Esad rejimi DAİŞ’e karşı Derazor kent merkezi ve çöl bölgelerinde operasyon gerçekleştirerek Meyadin’e kadar olan bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Öte yandan QSD ise 9 Eylül 2017’de Cizre Fırtınası hamlesiyle Irak-Suriye sınırını DAİŞ çetelerinden temizledi.
QSD 23 Mart tarihinde Bahoz’da DAİŞ çetelerinin coğrafik olarak varlığının sonlandırıldığını duyurdu.
DAİŞ çeteleri her ne kadar coğrafik alanda bitirilmiş olsa da Türk devletine bağlı MİT tarafından sürekli Irak ve Derazor çölünde tehdit aracı olarak desteklenerek QSD güçlerine saldırılar gerçekleştiriyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) verilerine göre DAİŞ çeteleri 2025 yılının başından bugüne kadar Kuzey Doğu Suriye bölgelerine dönük 78 saldırı gerçekleştirdi. Saldırılarda aralarında İç Güvenlik güçleri ve QSD savaşçılarının da bulunduğu 30 kişi yaşamını yitirdi.
DAİŞ boşluktan yararlanıyor
Özellikle 8 Aralık’ta HTŞ’nin Şam hükümetini ele geçirmesinden sonra, Derazor kırsalında örgütlenen DAİŞ çeteleri Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim bölgelerine dönük saldırılarında %70’lik bir artış olduğu güvenlik birimleri tarafından aktarıldı.
Geçtiğimiz aylarda bir grup DAİŞ emiri ve yabancı çeteler Türk devletinin elinde bulunan Rai bölgesindeki bir hapishanede sözde kaçma süsü verilerek kaçırıldı. Likolin.org sitesinin yaptığı habere göre bu kaçan çetelerin büyük bir çoğunluğu eski Şam hükümetinden ele geçirilen Derazor’un Meyadin ve kırsal bölgelerine MİT tarafından kaçırılarak götürüldü.
Türk devleti 2013 yılından itibaren sürekli kullandığı SMO gibi paramiliter gruplar aracılığıyla bir yandan Kuzey Doğu Suriye kazanımlarını hedeflerken diğer yandan da DAİŞ’in kimi bölgelerde güçlendirimesini sağlayarak toplumda yeniden korku iklimi yaratmayı amaçladı. Öte yandan DAİŞ çetelerini bu bölgelerde çatıştırarak DAİŞ’e karşı mücadele bahanesiyle sahada yer bulmak istiyor.
HTŞ ve Türkiye’nin kozu
8 Aralık’ta eski Baas rejiminin yıkılmasının ardından hükümeti ele geçiren HTŞ bugüne kadar DAİŞ çetelerine karşı tek bir operasyon gerçekleştirmedi. Derazor’da eski Baas rejiminden boşalan bölgelere giren HTŞ ve ona bağlı güçler, DAİŞ çetelerinin bu bölgelerdeki hareketliliğine göz yumuyor.
Eski Baas rejiminin yıkılmasının ardından Şam başta olmak üzere sahil şeridinde HTŞ içerisinde yer alan grupların Alevi ve Dürzi toplumuna dönük gerçekleştirdiği saldırılarda da çetelerin kollarında DAİŞ logolarının olması, HTŞ ve Türk devletinin Suriye’de DAİŞ’i yeniden canlandırmak istediğinin işareti.
DAİŞ çetelerinin Derazor kırsalında yeniden canladırılarak saldırıya geçmesi MİT’in ve Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam’a gerçekleştirdiği ziyaretler sonrası artması da tesadüf değil.
Suriye’de istediğini şu ana kadar elde edemeyen Türk devleti yeniden DAİŞ’i güçlendirerek DAİŞ dosyasının Ortadoğu’da kendisine verilmesi için bir dizi temasta bulunuyor.
HTŞ içinde konumlanan kimi SMO grupları DAİŞ’in canlandırılmasında MİT ile birlikte Derazor’un bazı bölgelerinde ortak operasyon odaları kuruyor.
Derazor kırsalında yeniden canlandırılan DAİŞ’i koz olarak kullanan Türk devleti, DAİŞ çetelerinin Kuzey Doğu Suriye’ye dönük saldırılarının artması için bütün imkanlarını seferber ediyor.
Trump-Colani görüşmesi
HTŞ’nin 8 Aralık tarihinde iktidarı ele geçirmesi sonrası diplomatik alanda birçok adım atan HTŞ lideri Colani, uluslararası güçlerin Suriye’ye dönük yaptırımlarının kaldırılması konusunda Suudi Arabistan’dan destek istedi.
Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde gerçekleştirilen Körfez Zirvesi öncesi Suudi Arabistan’ın desteğiyle Colani ve ABD Başkanı Trump’ın görüşmesinde DAİŞ konusu ve yaptırımların kaldırılması masaya yatırıldı. ABD Başkanı Trump, Colani’den DAİŞ’e karşı mücadelede etkin rol oynaması gerektiğini söyleyerek DAİŞ’le mücadeleyi Colani’nin önüne görev olarak koydu.
DAİŞ’e karşı mücadele konusunda iktidara geldiği günden bu yana tek bir adım atmayan Colani iktidarı, Trump’ın verdiği bu görevi Türk devletinin hizmetine sunmayı amaçlıyor.
Türk devleti, 8 Aralık 2024 tarihinden itibaren DAİŞ’i HTŞ bölgelerinde güçlendirip oraya müdahale edip Suriye ekseninde DAİŞ dosyasının kendisine verilmesi projesini yaşama geçirmeyi düşünüyor.
HTŞ’nin Şam’da iktidara gelmesinden bu yana DAİŞ çetelerinin saldırısının artması ve HTŞ içinde bulunan grupların DAİŞ bayraklarını taşıyarak halklara karşı suçlar işlemesi, aslında Türk devletinin Suriye ve Ortadoğu’da DAİŞ dosyası projesini elinde tutmak istediğini gösteriyor.
DAİŞ’e karşı tek bir operasyon yapmayan HTŞ’nin DAİŞ çetelerine karşı sözde mücadelesi de Türk devletinin sahada hakimiyeti ele geçirmesinden ibaret olacaktır.
DAİŞ’e karşı mücadele
Son dönemde Derazor kırsalında yeniden yapılandırılan DAİŞ çetelerine karşı Derazor İç Güvenlik Güçleri ve QSD tarafından 16 Mayıs tarihinde büyük bir operasyon başlatıldı.
QSD ve İç Güvenlik Güçleri’nin aktardığı bilgilere göre aralarında DAİŞ çetelerinin ekonomi sorumlusu olan Hemud Ebdullah El-Xetib (Ebi Zekeriya) ve DAİŞ emirinin de bulunduğu birçok çete yakalandı.
Dünyanın başına bela olan DAİŞ çetelerine karşı sahada büyük bir mücadele ortaya koyan QSD ve YPJ güçleri yaptıkları operasyonlarla MİT ve DAİŞ çetelerinin ortak çalışmalarını da gün yüzüne çıkardılar.
2012 yılından günümüze kadar hem Rojava devriminin savunulmasında hem de DAİŞ çetelerinin halklara karşı işlediği suçlarla mücadele kapsamında QSD ve YPJ savaşçıları binlerce kayıp ve onbinlerce yaralı verdi.
Suriye başta olmak üzere Şengal’de de DAİŞ’e karşı mücadele veren QSD, YPG, YPJ savaşçıları bütün dünya halklarının özgürlüğünü DAİŞ’e karşı korumakta kararlı olduklarını her fırsatta gösteriyorlar.
DAİŞ’e karşı mücadele etmek Kuzey Doğu Suriye hapishanelerinde bulunan binlerce DAİŞ çetesinin yargılanmasının önünü açmakla mümkündür.