İHD’nin haftalık eylemlerinde, tutsaklar Emin Gurban, Mehmet Çelik ve Abdurrahman Çağan’ın cezaevinde yaşamlarını sürdüremeyecekleri uyarısı yapıldı
İnsan Hakları Derneği (İHD), hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’de açıklama yapıldı. Açıklamalarda, Emin Emin Gurban, Mehmet Mehmet Çelik ve Abdurrahman Çağan’ın sağlık durumuna dikkat çekildi.
İzmir
İHD İzmir Şubesi, Konak’ta bulunan eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Eylemde “Hasta mahpuslar ölüyor, susma, suça ortak olma” pankartı açıldı. Bu haftaki eylemde, Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Emin Gurban’ın durumuna dikkat çekildi.
İHD Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş, cezaevlerinde 161’i kadın ve 1251’i erkek olmak üzere en az bin 412 hasta tutsağın bulunduğunu, bunlardan 335’inin durumunun ağır olduğunu aktardı. Emin Gurban’ın 1996’da tutuklandığını ve tutuklu bulunduğu süre boyunca çok sayıda rahatsızlık geçirdiğini söyleyen Zilan Gümüş, “16 Aralık 2022 tarihinde ailesine ve avukatlarına haber verilmeden, ağır hasta olmasına rağmen ve tedavisi yarım bıraktırılarak Ereğli’ye sürgün edildi. Ereğli’ye askeri ambulans ile sedyeye yatırılmış vaziyette ve bir eli kelepçeli bu şekilde yaklaşık 8 saat yolculuk yaptırılarak getirildi. Beyne giden damarı açılmadığı için gözlem yapılması ve damarının açılabilmesi yönünde tekrar bir anjiyo gerektiği doktorlar tarafından rapor edilmesine rağmen Ereğli’ye sürgün edilen Emin Emin Gurban’ın tedavisi yapılamamış, dahası sürekli takip gerektiren hastalıklarına ilişkin tüm tedavileri de yarım kalmıştır. Ereğli’de kapsamlı araştırmalar yapılamamakta, Konya Şehir Hastanesinde götürülmek zorunda olduğundan randevu alınamamakta bazen de sevkleri iptal ediliyor” dedi.
Zilan Gümüş, hayati tehlikesi olan Emin Gurban’ın tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerin 559’uncu haftasında Ankara Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 78 yaşındaki hasta tutsak Mehmet Mehmet Çelik’in durumuna dikkati çekildi.
İHD Ankara Şubesi’nden Sevil Turgut, Mehmet Çelik’in birçok kronik hastalığının bulunduğunu belirtti. Sevil Turgut, Mehmet Çelik’in ilk olarak 2016’da tutuklandığını, 2 yıl aradan sonra tahliye edildiğini, ancak cezasının onanması üzerine bir kez daha tutuklanarak Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulduğunu aktardı.
Sevil Turgut, Mehmet Çelik’in hastalıklarını şöyle sıraladı: “Hipertansiyon, prostat, işitme kaybı, görme kaybı, bronşit, omurga bozukluğu, kas ağrıları, akut alt solunum yolu enfeksiyonu, katarakt, dermatit, reflü, venöz yetersizlik, öksürük.”
Mehmet Çelik’in sağlık durumunun her geçen gün kötüleştiğini dile getiren Sevil Turgut, “En son 20 Mayıs’ta prostattan kaynaklı olarak Iğdır Devlet Hastanesinde ameliyat oldu ve ameliyatı 2 saat sürmüştür. Şu anda hala hastanede tutulmaktadır” dedi. Sevil Turgut, “Yaklaşık 2 ay kadar önce de İstanbul Adli Tıp Kurumuna götürülmüştür. Ancak durumu ağır olmasına rağmen bugüne kadar tahliyesine dair bir gelişme sağlanamamıştır. Mehmet Mehmet Çelik, ileri yaşı, çoklu ve kronik hastalıkları nedeniyle hapishanede yaşamını devam ettiremiyor. Yine ameliyattan sonra da hapishanede iyileşme durumu sorunlu olacağından acil olarak tahliye edilmesi gerekmektedir. Bir an önce tahliye edilerek ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavisinin sağlanmasını talep ediyoruz” çağrısı yaptı.
İstanbul
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “F Oturması” eyleminin 687’inci haftasında Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde açıklama yaptı. Bu haftaki eylemde Maltepe 2 No’lu L Tipi Cezaevinde tutulan 70 yaşındaki ağır hasta tutsak Abdurrahman Çağan’ın sağlık durumuna dikkat çekildi.
İHD’li Meral Nergiz Şahin, Abdurrahman Çağan’ın safra kesesinin alınmasından dolayı karaciğer hastalıklarının bulunduğunu kaydetti. Nergiz Şahin, “Kalp ve kalbin durmasına bağlı gelişen beyin kılcal damarlarında tıkanmanın yanı sıra prostat, astım, hipertansiyon, kalın bağırsaklarının alınmasına bağlı gelişen sindirim sistemi hastalıkları ve bu hastalıkların neden olduğu sağlık sorunları ile yaşam mücadelesi vermektedir. Hapishane koşullarında yaşamını sürdürebilmesi mümkün görünmemektedir” dedi.
Meral Nergiz Şahin, Çağan’ın ailesinin komisyonlarına yaptığı başvuruyu şöyle paylaştı: “Daha önce sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılan Abdurrahman Çağan 18 Nisan’da yeniden tutuklandı ve tutuklanmasının ardından sağlık durumu hızla kötüleşti. Çağan, 2009 yılında safra kesesinin ameliyatla alınmasını takiben gelişen komplikasyonlar nedeniyle, 5 ayı yoğun bakımda olmak üzere 10 ay boyunca hastanede yattı, 5 defa ameliyat oldu, kalın bağırsaklarının büyük bir bölümü alındı, iki defa kalbi durdu, bu nedenle beyin kılcal damarlarında tıkanıklık oluştu, defalarca anjiyo yapıldı ve kalp damarlarına stent takıldı. Safra kesesi olmadığı için karaciğer fonksiyonları iyi çalışmıyor ve düzenli ilaç kullanmak zorunda. Aynı zamanda prostat hastası ve tutuklandıktan sonra astım krizi yaşadı ve hastaneye götürüldü. Bu arada hipertansiyon sorunu daha da şiddetlendi ve acile kaldırıldı. Düzenli tedavi ve bakım ile yaşamını sürdürebilen Abdurrahman Çağan ailesine; durumu ağırlaştığı için sık sık hastaneye gitmek zorunda kaldığını ancak hastaneye gidiş süreçlerinin kendini çok zorladığını, hastaneye sevk için 2 saat soğuk bir alanda ring aracını beklediklerini ve ringe alındığı zaman da dar bir alanda 6 kişiyle kelepçeli olarak tutulduklarını, bu nedenle sevkler sırasında sağlık durumunun daha da bozulduğunu aktardı.”
Meral Nergiz Şahin, “Ağır hasta mahpus Abdurrahman Çağan ve bütün hasta mahpusların tedavi hakları önündeki engellerin kaldırılması, serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz” diye kaydetti.
‘Hasta mahpuslara özgürlük infaz yakmalara son’
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi ile Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER), Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde bulunan hasta ve tahliyesi engellenen tutsaklara dair Şişhane Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamada, “Hasta mahpuslara özgürlük infaz yakmalara son” pankartı açıldı. Açıklamanın Türkçesini MATUHAYDER Eşbaşkanı Nurten Karagöz, Kürtçesini ise ÖHD’li avukat Samet Yavuz okudu.
Nurten Karagöz, Marmara Bölgesi’ndeki hasta tutsaklara işaret ederek, “Edirne F Tipi Hapishanesinde 2, Karatepe (Çorlu) Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde 2, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 4, Marmara 5 Nolu L Tipi Hapishanesinde 3, Bakırköy Kadın Hapishanesinde 3, Metris R Tipi Hapishanesinde 2, Gebze Kadın Hapishanesinde 4, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 4, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 2, Sakarya 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde 2 ve Bolu F Tipi Hapishanesinde 19 olmak üzere toplamda 47 mahpus bulunmaktadır” bilgisini paylaştı.
93 tutsağın tahliyesine engel
Nurten Karagöz, ayrıca 93 tutsağın tahliyesinin engellendiğini söyledi. Nurten Karagöz, “Edirne F Tipi Hapishanesinde 1, Karatepe (Çorlu) Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde 1, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde 14, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 8, Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde 11, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 3, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 1, Marmara Kapalı (9 nolu) Hapishanesinde 2, Düzce T Tipi Hapishanesinde 3, Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde 7 ve Bolu F Tipi Hapishanesinde 42 mahpusun şartlı tahliyesi engellenmiştir” dedi.
‘Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli’
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya dikkati çeken Nurten Karagöz, “Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür” diye kaydetti.
İHD Eş Başkanı Eren Keskin ise, “Hasta tutsaklar tıp etiğinden yoksun raporlarla cezaevlerinden tutuluyor. Bunlar düşman hukuku uygulamasıdır. Umut hakkı, AİHM kararı gereği uygulanmalı. Türkiye Cumhuriyeti devletini imza attığı sözleşmelere uygun davranmaya çağırıyoruz” dedi.
Êlih
Êlih Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAD-DER) ile ÖHD, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla DEM Parti önünde açıklama yaptı. “Hasta tutsaklara özgürlük” pankartının açıldığı açıklamaya sivil toplum örgütlerinden çok sayıda kişi katıldı.
Êlih TUHAD-DER yöneticisi Veysi Atmaca, cezaevlerinde tecrit ve infaz yakmaların devam ettiğini söyledi. Atmaca, “Özellikle ağırlaştırılmış müebbet rejimiyle sürdürülen insanlık dışı uygulamalar, hukuk devletinin temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Hukukun üstünlüğünün ve insan onurunun sistematik biçimde ihlal edildiği bu koşullarda adalet sistemi büyük bir meşruiyet krizine sürüklenmektedir” dedi. Veysi Atmaca, cezaevlerindeki ihlallerin son bularak, hasta tutsakların tahliye edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Veysi Atmaca, ayrıca Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na işaret ederek, “Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür” dedi.
Açıklama “Bijî berxwedana zindanan” ve “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla son buldu.
Kaynak: MA