• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
29 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Bakırhan: Barış, demokratik topluma ulaştıracak köprüdür

27 Mayıs 2025 Salı - 14:20
Kategori: Manşet, Politika

Sürecin özünde, eşit kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakat olduğunu belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, ‘Barış, demokratik topluma ulaşmamızı sağlayacak yegâne köprüdür’ dedi 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptıkları görüşmeye işaret ederek, görüşmenin yapıcı geçtiğini ve temaslarının devam edeceğini aktardı.

‘Yolumuzu birlikte çizelim’  

Tuncer Bakırhan, Ortadoğu coğrafyasının yeniden şekillendiğine işaret ederek, “Kimi güçler yer değiştiriyor. Ortadoğu yine bu işlerin merkezinde ve yine hedeftedir. Eski dengeler çözülüyor, herkes gelecek yüzyılın rotasını çizme telaşında. Haliyle biz de hem dünyadaki hem Ortadoğu’daki gelişmelerden azade değiliz. Türkiye de hemen Ortadoğu’da bu gelişmelerin yanı başında duruyor. Biz de tam bu sürecin başlamasıyla birlikte diyoruz ki gelin kendi rotamızı, yolumuzu birlikte çizelim” diye konuştu.

‘Eşitlik Demokratik Ulus’la mümkün’

Rotamızı Türkiye halkları belirlesin diyen Tuncer Bakırhan, “Aksi halde rotasını belirlemeyenlerin rotası; emperyal ve hegemonik güçler tarafından belirleniyor. Onların belirlediği rotalar da hem o ülkelere hem de o bölgede yaşayan insanlara kan, acı ve gözyaşı getiriyor. Kansız, acısız, gözyaşısız bir Türkiye ve Ortadoğu, hepimizin özlemini duyduğumuz bir gelişme olur. Bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.

Gerçek eşitlik zemininin Demokratik Ulus mutabakatıyla kurulabileceğini belirten Tuncer Bakırhan, “Ortadoğu halkları ilk defa belki de başkasının senaryosuna bağlı kalmadan kendi senaryosunu yazabilir. Biz kendi senaryomuzu birlikte yazalım diyoruz” ifadelerini kullandı.

Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısına işaret eden Tuncer Bakırhan, “Demokratik bir Ortadoğu ve demokratik bir Türkiye geçmişte belki hayaldi, ancak emin olun, bu son süreçle birlikte artık hayal değil” diye belirtti.

‘Güven tesis edilmeli’

Kürt ve Türkiye halklarında sürece ilişkin tereddütler olduğunu kaydeden Tuncer Bakırhan,  “Bu güveni yeniden tesis etmek için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta da AKP’ye ve ortağına düşüyor. Bütün siyasi partilere sorumluluk düşüyor. Özellikle bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu bu konuda ikna etmek ve toplumu bu sürecin yanında konumlanmaya sevk edecek bir söylem ve pratik içerisinde olmamız lazım. Bu konuda, başta AK Parti olmak üzere birçok siyasi partide deneyimi olan, birikimi bulunan ve geçmişte bu süreçte yer almış insanların da bu süreçte söz kurması, öne çıkması gerekiyor. Bu sürecin toplumsallaşması için onların da sürece katkı sunacağı bir pratik içinde olmaları gerekiyor. MHP’nin de kendi teşkilatına ve tabanına bu süreci anlatmak için bir çaba ve gayret içinde olduğunu biz de görüyoruz. Muhalefetteki siyasi partilerin bu konudaki duruşu fena değil; ama bunun sadece sözle değil, onların da bu süreçte aktif görev alarak kendi tabanlarını bilgilendirmeleri, sürece aktif katılımlarına destek sunacak çağrılar, açıklamalar ve planlamalar yapmaları gerektiğini belirtmek istiyoruz”

‘Sadece bizim görevimiz mi?’

Halk buluşmalarında kendilerine iktidarın sürece dair sessizliğine yönelik sorular yöneltildiğini ifade eden Tuncer Bakırhan, şöyle konuştu: “’Gittiğimiz her yerde insanlar diyor ki: ‘Barış için toplumsal sahiplenmeyi büyütmek sadece sizin mi görevinizdir? İktidarın görevi değil mi, ana muhalefet partisinin görevi değil mi?’ Biz de burada, sizin huzurunuzda, grup toplantımızda iktidara ve ana muhalefet partisine soruyoruz: toplumsal rızayı yaratmak sadece bizim mi görevimizdir? AK Parti daha fazla sorumluluk alabilir, cesaretle konuşabilir, çözüm dilini daha çok kullanabiliriz. Güven verici adımların da atılması gerekiyor. Bugün bir yandan barışı konuşuyoruz ama bir yandan cezaevlerine bakarken büyük bir acı yaşıyoruz”

‘Her gün 2 cenaze çıkıyor’

Tuncer Bakırhan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Adalet Bakanlığının verilerine göre cezaevlerinde ortalama günde 2 hasta tutuklu hayatını kaybediyor. 515 günde bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Yanlış duymadınız ya bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Her gün neredeyse 2 cenaze, 2 tabut çıkıyor ve insanların omuzlarında gömülüyorlar. Bu dehşet tabloyu sona erdirmek, barışın ilk ve en acil adımıdır. Bir diğer adım da infaz düzenlemesine ilişkin olmalıdır. Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevlerinde kalan binlerce insan, adaletin aşınmasına neden oluyor. Bunu artık herkes görüyor.

İnfaz kanunu yeniden düzenlenmeli  

Bu sürecin odağında olan adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu, artık demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmelidir. Cezaevleri boşaltılmalı, cezaevlerinde bulunan tutsakların aileleri çifte bayram yapabilmelidir. Bu konuda, bu çerçevede çıkacak infaz paketini destekleyeceğimizi; aksi takdirde, kendi düşüncelerimizi dile getireceğimizi ifade ediyoruz. 

Yerel yönetimler

Hafta sonu Amed’teydik. Yerel yönetimler ara dönem konferansımız yapıldı. Kayyımların kaldırılması ve yerel demokrasinin güçlendirilmesinin Türkiye’nin demokratikleşmesine sağlayacağı büyük katkıyı konuştuk.

Medya dili  

Güven artırıcı adımlardan biri de medyada kullanılan dildir. Eski diliyle yeni bir yüzyıl kurulamaz. Eskinin diliyle  demokratik bir zemini oluşturamayız. Medyanın dili en başta acilen değişmelidir. Sabah akşam bize, değerlerimize hakaret edenlerin dili, çözüm zemini zehirliyor. Çok açık söylüyorum; biz de tabanımız oldukça rahatsızız

Süreç dille başlar  

Dolayısıyla bu süreç en başta dille başlar; dilin başta medyada çözülmesi gerekiyor. Medya çözüm dilini ne kadar benimser, ne kadar konuşursa, barışın toplumsallaşması da o kadar güçlü olur. Barış toplumda başlar, barış dilde başlar, toplumda hayat bulur. Evet, bir süreç yürüyor; bu süreçte gerçekten kaygıları olan insanlar da var. Herkes bizim gibi düşünmüyor. Yüz yıllık algılar, yüz yıllık tekçi, inkarcı yaklaşım, kabul etsek de etmesek de, haklı haksız insanların kafasında kimi soru işaretleri ve endişeleri de yaratmış durumdadır. defalarca söyledik ama yine söylüyorum: bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir sorunumuz olmadı; hiçbir zaman da bizi tartışma konusu değil.

Demokrasiyi savunuyoruz  

Evet, sesini duyuyorum o endişeleri olanların. Peki, bunlar değilse, ‘Siz ne istiyorsunuz?’ diye soruyorlar şimdi bize. Onlara da yanıt veriyorum. Derdimiz Türkiye’nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir. Rejimin Kürt’ü kabul etmeyen karakteriyledir. Aleviyi eşit yurttaş olarak kabul etmeyen karakteriyledir. Biz devlet artı demokrasi formülünü savunuyoruz: Devlet artı demokrasi. Demokrasisi olmayan devletin, yüzyıldır bu ülkeyi nereye getirdiğine hep birlikte şahitlik ediyoruz.

Ne istiyoruz?  

Kürt’ün dilinin, kültürünün, kimliğinin ve varlığının dışlanmadığı; Alevilerin eşit yurttaş olacağı bir ülke istiyoruz. Demokratik eşit vatandaşlık istiyoruz. Var mı burada kimseyi rahatsız edecek bir şey? Ülke demokratik olsun; Kürt de, Arap da, Çerkez de, Alevi de, Azeri de, Sünni de eşit olsun. Düşünün, biz bunları istiyoruz, bunları savunuyoruz.

Demokrasi hedeflemeyen barış olur mu ?  

Bazı vatandaşlar da şunu soruyor: demokrasiyi hedeflemeyen de barış mı olur? Bizler bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduk. Bu sürecin özü, eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakattır. Barış, demokratik topluma ulaşmamızı sağlayacak yegâne köprüdür.

Barış Cumhur İttifakından büyüktür  

Ne yapacağız? Barış köprüsü ile birlikte demokrasiye ulaşacağız. Bu köprüyü hep birlikte inşa edeceğiz. Çünkü barış, solcuların, sekülerlerin, sağcıların, muhafazakârların, milliyetçilerin hepimizin ortak hakkıdır; sadece bizim değil. Bu ortak hakkı birlikte savunmalı ve bu köprüyü birlikte inşa etmeliyiz. Bazıları bize sürekli, bilerek, isteyerek bunu yapıyorlar. ‘MHP ve AKP ile iş birliği mi yapacaksınız?’ türünden sorular yöneltiyorlar. Net söyleyelim: Barış ve demokrasi bizden de, Cumhur İttifakı’ndan da büyüktür.

Barış misakının kaynağı toplumdur  

Emin olun barış karşıtları ne yaparsa yapsın asla bunlara pirim vermeyeceğiz. Doğru bildiğimiz yoldan vazgeçmeyeceğiz. Kimsenin imtiyazlı yaşamı için milyonların geleceğini heba etmesine izin vermeyeceğiz.  Biz barışı omuzlamak istiyoruz. Yaşamın kutsallığına inanıyoruz. Ortak vatanda demokratik bir yaşam için dün de hazırdık bugün de hazırız. Varız ve çalışacağız. Türkiye’nin yeni yüzyılda barış misakına ihtiyacı var. Barış misakının kaynağı da toplumdur. Barış misakı ile ölümlerde ayrışarak değil, yaşamda birleşerek bir arada olacağız. Barış misakı Türk Kürt ilişkilerinde yeni bir yüzyılın kapısını aralayabilir. Bu misak sadece bugünün değil, gelecek yüzyılların da refahını, huzurunu ve kardeşliğini garanti edecek taahhüttür.

Demokratik anayasayla güvence altına alırız  

Bin yıllık kardeşliğimizi, eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir anayasa ile güvence altına alabiliriz. Bugün 27 Mayıs’ın yıl dönümündeyiz. Buradan bir kez daha seslenmek istiyorum: askeri vesayet ve darbe kültürünü demokratik bir sözleşme ile tamamen kapatabilir ve bu topraklardan kaldırabiliriz. Darbenin panzehiri özgür siyasettir, evrensel hukuktur, demokratik uzlaşıdır. Siyaseti kişisellikten arındırıp kurumsal çözümlere odaklanma zamanıdır. Siyasetin “benden” “bize”, kişisel hedeften ortak gelecek eksenine kayması anayasal dönüşümü hazırlar. Anayasa tartışması tabu değildir; demokrasi, adalet ve özgürlük ekseninde samimi bir müzakere alanı olmalıdır. 

Üçüncü yoluz

Ne eski vesayete sığınırız, ne de mevcut merkezileşmeyi kabul ederiz. Biz Üçüncü Yol’uz. Biz demokratik zeminiz. Biz 86 milyon insanın barış içerisinde, kardeşçe yaşamasını savunan bir yoluz ve öyle olmaya devam edeceğiz. Biz kimsenin yedeği ya da pazarlık unsuru değiliz; ha, biz DEM Parti’yiz. Arkasında yüzlerce, binlerce arkadaşımızın yaşamını yitirdiği, 40 yıldır bütün zulüm ve acılara rağmen ayakta durmayı bilen Türkiye’nin en temel zemin haline gelen bir partiyiz.”

Kaynak: MA 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Maden kapasitesi artırımına tepki

Sonraki Haber

Siyasilerin yanındaki adli tutuklu yangın çıkardı

Sonraki Haber
Siyasilerin yanındaki adli tutuklu yangın çıkardı

Siyasilerin yanındaki adli tutuklu yangın çıkardı

SON HABERLER

Bir bilgeye vefa kitabı

Hüzne ve umuda dair: Jamal

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Dağın sırrına ihanet: Alevi kutsal mekanlarının istismarı, Düzgün Bawa’da kirlenen toprak

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Demokratik statü, demokratik anayasa

Demokratik statü, demokratik anayasa

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Zulme Karşı Direnmek

Şimdi yön verme vakti

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Yalnız ekonomi mi?

Yeni bir dönem başlıyor

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Bir milyon dolarlık füze ve kriz

Uyarı yap, pratiğe bak

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

On binlerin yürüyüşü

AKP ile anayasa? 

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır