AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kindar ve dindar nesil projesi sistemli bir şekilde devreye konuluyor. MEB, bu yaz da kamu okullarını dini vakıflara açtı. TÜGVA’nın ardından İlim Yayma Cemiyeti de 49 şube üzerinden 88 kamu okulunda yaz okulu yapacak
AKP’nin eğitim politikaları kamuoyunda tartışma yaratmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana “kindar ve dindar nesil” hedefi doğrultusunda sistemli adımlar atan AKP, eğitim müfredatını dini referanslara göre yeniden şekillendirdi. Bu politika Erdoğan’ın 2012 yılında TBMM’de yaptığı konuşmada dile getirdiği “dindar bir gençlik yetiştireceğiz” ve ardından eklediği “kindar bir nesil istiyoruz” sözleriyle toplumun hafızasında yer etti.
Resmi müfredatla sınırlı kalmayan bu politika, çeşitli tarikat ve cemaat yapılarıyla kurulan protokoller aracılığıyla eğitimin dinselleştirilmesi süreci hız kazandı. Özellikle dini vakıf ve derneklerin, okullarda yürüttüğü faaliyetler ve çocuklara yönelik dini içerikli eğitim programları, eğitimde kamusal denetimin zayıfladığına ve dini grupların etkisinin kurumsallaştığına yol açtı.
Kamusal alanın devri
Cumhuriyet’te yer haberde Milli Eğitim Bakanlığı, bu yaz da kamu okullarını dini vakıflara açtı. TÜGVA’nın ardından İlim Yayma Cemiyeti’nin 49 şube üzerinden 88 kamu okulunda yaz okulu düzenleyeceği ortaya çıktı. TÖBSEN, uygulamayı “laik eğitime darbe, kamusal alanın sistemli biçimde devri” sözleriyle eleştirerek durdurulması çağrısı yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıl da kamu okullarını dini vakıf ve cemaatlere açtı. Geçtiğimiz hafta Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) devlet okullarında yaz okulu düzenleyeceği ortaya çıkarken, şimdi de İlim Yayma Cemiyeti’nin benzer bir faaliyet yürüteceği belirlendi.
88 farklı okulda
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖBSEN), Genel Eğitim Sekreteri Serkan Bebek, İlim Yayma Cemiyeti’nin Türkiye genelinde 88 farklı kamu okulunda yaz okulu açacağını, bu okulların büyük bölümünün imam hatip liseleri olduğunu belirtti. Yaz okullarında görev alacak eğiticilerin ücretlerinin ise müftülükler ve halk eğitim merkezleri üzerinden, doğrudan MEB bütçesinden karşılanacağı ifade edildi. Bebek, “İlim Yayma’nın devlet okullarına yerleşimi, kamu kaynaklarının açık biçimde dini yapılanmalara aktarılması anlamına gelmektedir. Bu bir paralel yapılanmadır” diye konuştu.
Organize kötülüğün sistemleştirilmesi
Sendikanın ulaştığı bilgilere göre, İlim Yayma’nın yaz okulu açacağı okulların önemli bir bölümü, vakfın yöneticilerinin görev yaptığı kurumlar oldu. Bebek, Mereş Afşin, Manisa Akhisar ve Bursa Orhangazi’deki bazı okullarda vakıf yöneticilerinin aynı zamanda idareci ya da öğretmen olduğunu hatırlatarak, bu seçimin tesadüf olmadığını belirten Bebek, “Kamusal alanlar planlı ve programlı şekilde bu yapıya tahsis ediliyor. Bu bir sivil toplum faaliyeti değil, organize bir devralma girişimidir” dedi. Yaz okulu düzenlenecek kurumlar arasında İstanbul, Ankara, Konya, Antalya, Rize ve Kilis gibi pek çok kentten imam hatip ortaokulu ve liseleri dikkat çekti. Bebek, bu durumun eğitimde eşitlik ilkesine zarar verdiğini ve çocukların pedagojik bütünlükten uzak yapılara teslim edildiğini kaydetti.
HABER MERKEZİ