• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Yaşam

Sur’daki tarihi sütunlar yeni yapılarda mı kullanılıyor?

28 Aralık 2018 Cuma - 11:21
Kategori: Yaşam

Tarihi 8 bin yıl öncesine kadar giden Sur ilçesinde yapılan kazılarda ortaya çıkan Roma dönemine ait olduğu ileri sürülen sütunların yeni inşa edilen yapıların temelinde kullanıldığı iddia edildi.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 104 gün süren çatışmalar sırasında enkaza dönen 6 mahalledeki sokağa çıkma yasağı ve yıkım yağmaya dönüştü. Çatışmaların ardından başlayan yıkımda 8 bin yıllık geçmişe sahip ilçede, birçok tescilli yapı yıkımdan kurtulamadı. Mülk sahiplerinin dahi girmesinin yasaklı olduğu mahallelerde, inşaatların temel kazılarıyla açığa çıkan tarihi sütunların gelişi güzel çevre atılması, Sur’un tarihine karşı koruma kaygısı olmadan işlerin yürütüldüğünü gözler önüne serdi. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledildiği sokağın devamı olan Yenikapı Sokak’ta inşa edilecek dükkanlar için yapılan 2 metrelik kazıda sütun ve sütun başlıkları ortaya çıktı. Sütun ve sütun başlıklarının yeni inşa edilen yapıların temelinde kullanıldığı ileri sürülüyor.

Roma döneminde agoraydı

Roma döneminde Agora (Çarşı) olduğu bilinen sokakta çıkan tarihi taşların, Roma dönemine ait mimari eserler olduğu arkeologlar tarafından tahmin ediliyor. Ağır iş makineleriyle temel kazıları sonrasında açığa çıkan sütun ve sütun başlıkları, herhangi bir koruma olmaksızın, herhangi bir bilimsel kazı yapılmadan çevreye atılıyor. Şu ana kadar yapılan kazılarda, ne tür tarihi eserlerin bulunduğu konusunda bilgi bulunmazken, arkeologlara göre, ebat, boyut ve taş türü olarak dört ayaklı minarenin ayaklarının benzeri olan taşlar, Suriçi gibi binlerce yıllık geçmişiyle aralıksız yerleşime sahip alanların iş makineleriyle değil elle ve uzmanlar gözetiminde her türlü belgeleme çalışmaları yapılarak kazıların yürütülmesi gerekiyor.


Kepçe operatörünün insafına bırakıldı

Kentsel Sit alanı olarak tescili bulunan, 595 adet tek yapı ölçeğinde tescilli tarihi yapıya sahip ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Suriçi’nin mahalleleri, ulusal ve uluslararası mevzuata göre korunması gerekiyor, ancak ağır iş makineleriyle yıkılıyor. 8 bin yıldır yaşamın aralıksız sürdürüldüğü alanlar, düz bir araziye dönüştürüldü. Herhangi bir bilimsel altyapıya sahip olmadan ve bilimsel tekniklerden uzak yapılan kazılar, 2863 sayılı yasa gereğince kaçak kazı statüsüne giriyor. Bu ve bunun gibi kazıların müze denetiminde yapılması, çıkan bütün tabakaların belgelenmesi ve belgelendikten sonra koruma kurulu kararları ile kaldırılması gerekirken, kazılarda ortaya çıkan tarihi eserler ihaleyi alan şirketin ve kepçe operatörlerinin insafına bırakıldı.

‘İnsanın içi sızlıyor’

Konuya ilişkin konuşan TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şerefhan Aydın, 2015 yılında bu güne kadar yetkili kurum ve kuruluşların tüm eleştiri ve önerilere kulakların tıkayarak çalışmaları yürüttüğünü söyledi. Aydın, “Yürütülen bu çalışmalarla, şehrin tüm tarihi kentsel dokusunun ve bütünlüğünün yok edildiği, kültürel, yaşamsal sürekliliğin kesintiye uğratıldığı, toplumsal hafızanın silindiği bu kentte, son tanıklığımız için söylenecek söz bulmak çok zor. İnsanın içi sızlıyor bu görüntüler karşısında. Sadece tarihi yapı kalıntıları değil maalesef insanın vücut parçaları da çıkacak. İlk gördüğümde ‘yazık, sahipsizliktir bu durumu yaratan’ dedim. Onlarca medeniyet koruyabildi bugüne değin bu tarihi ama bizler, 21. yüzyılın zalimleri ve güç geçiremeyen, koruyamayan günahkarlı olarak anılacağız. Kendi değeri olarak görmediğindendir bu pervasızlık ya da koruma bilinci yoktur diyemeyiz. Asıl sorun sahiplik duygusunun olmamasıdır. Hasankeyf, Dakyanus gibi… Bunu Ankara’da, İzmir’de, Konya ‘da yapar mı!”

Kaynak: MA / Lezgin Akdeniz

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bilgen: Kars’ta HDP etrafında bir ittifak kaçınılmaz

Sonraki Haber

Ünsal: Kürtler Suriye’nin geleceğinde her halükarda yer alacak

Sonraki Haber

Ünsal: Kürtler Suriye’nin geleceğinde her halükarda yer alacak

SON HABERLER

Ateş ve umut

Ateş ve umut

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

O mağaralar…

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Yazarlar

11 Temmuz’dan sonra

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Ulus – devletlerin panzehri: Demokratik ulus

Ulus – devletlerin panzehri: Demokratik ulus

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Özgürlük yolunda birlik: Öcalan ve halk

Özgürlük yolunda birlik: Öcalan ve halk

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Rızanın inşası ve barışın gölgesi

Rızanın inşası ve barışın gölgesi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

Savaştaki barış

Savaştaki barış

Yazar: Yeni Yaşam
15 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır