Heyet Tahrir el-Şam’ın iktidara gelişi DAİŞ’e stratejik avantaj sağladı. Suriye’de DAİŞ tarafından gerçekleştirilen saldırılarda belirgin bir artış gözlemleniyor. Eylemler, örgütün hücrelerini güçlendirmeye çalıştığını gösteriyor
Beşar Esad rejiminin Aralık 2024’te çöküşü ve HTŞ Lideri Muhammed Colani’nin Şam’da iktidarı devralmasıyla birlikte DAİŞ özellikle Suriye ile Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim bölgelerinde yeniden etkinlik kazandı.
Doğan Cihan’ın haberine göre Irak’taki Ninova-Anbar üçgeni ile Suriye çöl bölgesinde faaliyetlerini yoğunlaştıran DAİŞ, bu yeni ortamı yeniden örgütlenme açısından fırsata çevirdi. Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ), Colani’nin (Ahmed Şara) iktidara gelişi DAİŞ’e stratejik avantaj sağladı.
2025 yılı itibariyle Suriye’de DAİŞ tarafından gerçekleştirilen saldırılarda belirgin bir artış gözlemleniyor. Özellikle Suriye çölü ile Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde yoğunlaşan bu saldırılar, örgütün yeniden örgütlenme çabalarının ve sahadaki etkisini artırma stratejisinin açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Güvenlik kaynakları, saldırıların hem şiddet hem de çeşitlilik bakımından önceki yıllara kıyasla kayda değer ölçüde arttığına dikkat çekiyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) verilerine göre, 2025 yılının başından itibaren DAİŞ, Kuzey ve Doğu Suriye’de en az 83 saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırıların büyük bir kısmı, güvenlik açıklarının belirgin şekilde hissedildiği Suriye çölü bölgesinde yoğunlaştı.
DAİŞ, 2019 sonrası dönemi “dördüncü aşama” olarak tanımlıyor. Elde edilen verilere göre, 2025 yılı başından itibaren Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) karşı 114’ten fazla saldırı düzenledi. Bu durum, örgütün öncelikli hedefinin DSG ile mücadele olduğunu gösteriyor.
DAİŞ’in 2024 yılında toplamda 113 saldırı gerçekleştirmesinin ardından, 2025’in yalnızca ilk altı ayında benzer sayıya ulaşan ve daha organize bir şekilde gerçekleştirilen eylemler, örgütün sahadaki hücrelerini yeniden güçlendirmeye çalıştığını gösteriyor.
Etkin olduğu bölgeler
DAİŞ, Irak’taki Ninova-Anbar üçgeni ile Suriye’nin ortasında yer alan Badiyah bölgesini 2024 yılına kadar ana merkez olarak kullanmaktaydı. Yine Suriye’nin Dêrazor, Raqa, Humus, Dera ve Şam’ın kırsal mahallelerinde HTŞ-Colani’nin iktidarının fırsat ve imkan vermesiyle örgütlenme alanı elde ederken, Türkiye kontrolündeki Efrîn, Girê Sipî ve Serêkaniyê kentleri de örgütlenme açısından stratejik noktalar olarak öne çıkıyor. Bu bölgelerde, “Ceyş El Watanî” (Vatan Ordusu) gibi grupların faaliyet gösterdiği bildiriliyor.
Rejimin çöküşü, Suriye’deki dengeleri önemli ölçüde değiştirdi. HTŞ-Colani yönetimi ile daha önce iş birliği yapan bazı Selefi ve cihatçı gruplar ondan ayrılarak DAİŞ’e katıldı. Bu dönüşümle birlikte örgüt; Dera, Şam kırsalı, İdlib, Hama, Humus, sahil kentleri ve Suriye çölü gibi birçok bölgede yeniden etkili olmaya başladı. Raporlara göre, bu süreçte bazı katliamlara karıştığına dair izler tespit edildi.
2023’ten itibaren örgüte yurtdışından katılım da gözle görülür şekilde arttı. Özellikle Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırı sonrası Orta Doğu’da başlayan kriz, DAİŞ tarafından yeni üyeler kazanmak için bir fırsata dönüştürüldü.
İç savaşa hazırlık yapılanması
DAİŞ’in mevcut stratejisi, Suriye’de muhtemel bir iç savaş ortamına hazırlanmak üzerine kurulu. Mevcut durumda örgüt Colani’ye bağlı grupları bölüp kendi saflarına katmayı amaçlıyor. Özellikle başkent Şam’da DAİŞ bağlantılı unsurların bayrak ve amblem göstermeye başlaması, örgütün aleni görünürlüğünü artırdığına işaret ediyor. Aynı zamanda Dürzi halkına yönelik saldırılarda adı geçen faillerin büyük ölçüde DAİŞ ile bağlantılı kişilikler olması, örgütün mezhepsel çatışma zeminini yeniden canlandırma hedefini ortaya koyuyor. Öte yandan, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) bünyesinde yer alan bazı gruplara çok sayıda eski DAİŞ mensubunun katıldığına ilişkin iddialar da, örgütün yeni ittifaklar ve sızma stratejileri üzerinden varlığını koruma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Yeni çatı olasılığı
Güvenlik kaynaklarına göre, DAİŞ, Ensar el-İslam ve Hurras el-Din gibi radikal yapılarla iş birliği arayışında. Bu etkileşimlerin, ilerleyen dönemde yeni bir çatı örgütlenmeye dönüşebileceği değerlendirilirken, bu tür oluşumlar bölgedeki güvenlik dengelerini daha karmaşık hale getirebilir.
Öte yandan, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) içerisinde DAİŞ bağlantılı unsurların kimlik ve yapı değiştirerek faaliyet gösterdiği bildiriliyor. Bu durum, DAİŞ’in SMO bünyesindeki bazı gruplardan yeni militanlar ve hatta yeni çete gruplarını devşirme potansiyeline işaret ediyor.
QAMIŞLO