• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
7 Temmuz 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Tugay Karakuzu

Filistin’de, direnişin eşiğinde: Omar

7 Temmuz 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Tugay Karakuzu, Yazarlar
Berlin’de Kürt Film Festivali rüzgarı 1: Bu Ben Değilim ve Veşartî

Hany Abu-Assad’ın 2013 yapımı filmi Omar’ında karşılaştığımız duvar, yalnızca bir işgal nesnesi değil; bir aşkın, bir arkadaşlığın ve bir halkın içine çekildiği sürekli şüphenin somut hali. Filmi izlerken, insanların yaşadıkları yerden bağımsız olarak birbirlerine güvenebilmelerinin mümkün olup olmadığını düşündüm. Çünkü Omar, Filistin’de geçen bir hikâye olsa da, bir halkın değil, o halk içindeki insanların birbirine duyduğu inancın yavaş yavaş aşındığı bir iç kırımın hikâyesi gibi de aktı bana. Aşk da var, ama devletten bağımsız değil; dostluk da, ama gözetim altında. Her şeyin politikleştiği değil, her şeyin zaten politik olduğu bir düzende geçen, kesintili ama sürekli bir direnişin iç yüzü.

Filmin geçtiği Batı Şeria haritada sadece bir bölge değil; parçalanmış mekânların, bölünmüş ilişkilerin ve bastırılmış arzuların üst üste geçtiği bir ruh hâli gibi. Omar, genç bir fırıncıdır; gündüzleri ekmek pişirir, geceleri direnişin içinde yer alır. Aşkı bile gizlidir: Sevgilisi Nadia’ya ulaşmak için şehri ikiye ayıran İsrail devletinin devasa beton duvarlarını aşmak zorundadır. Çatılardan geçer, kontrol noktalarından sızar, gölgelerde ilerler. Bu duvarlar sadece iki mahalleyi değil, iki bedeni, iki kalbi de ayırır. Omar ile Nadia’nın aşkı, kendi başına politik bir eyleme dönüşür. Nadia’nın abisi Tarek’in haberi olmadan yaşanan bu aşk, direnişin içindeki hiyerarşileri, sessizlikleri ve sınırları da görünür kılar.

Yara görmüş mekanlar

Ömar’ın yapısı, bazı açılardan Ayşe Polat’ın Kör Nokta filmindeki takip dinamiklerini anımsatsa da, burada işler farklı işler. Olay örgüsündeki sürekli ters köşe taktiğine başvurulması, kimin kime nasıl ihanet ettiğinin devamlı olarak iç içe geçmesi filmi bir aksiyon filmi klişelerine yaklaştırır yaklaştırmasına, ancak toplumun bozulmuş sosyolojik yapısına da ayna tutar. Hollywood aksiyon sinemasının yapısal kalıplarına yaslanırken; içinde taşıdığı psikolojik ve politik derinlik bu yapıyı aşar.

Film boyunca mekân, yalnızca fon değil bir anlatı aracıdır. Beton duvarlar, çöp yığınları, propaganda afişlerinin gözetlediği boş arsalar, kontrol noktaları… Tüm bu unsurlar, Filistin’deki manzarayı sadece yıkılmış değil, damgalanmış bir topografyaya dönüştürür. Mekân başka yerlerden yankılar taşır: Diyarbakır, Belfast, Cezayir, Kaşmir… Devlet terörünün mekânı değişir ama özünde hep aynıdır: bölmek, ayırmak, şüpheyi derinleştirmek. İsrail devletinin inşa ettiği, şehri bölen duvar ise, Filistin manzarasında sadece nefret edilen bir yapı değildir. O, karakterlerin kalplerine ve zihinlerine de yerleştirilmek istenmektedir. Ve bu trajedidir. Omar için o duvar, hem sevdiğine ulaşmak için tırmandığı fiziksel bir engel hem de içine yerleşmiş bir ayrım çizgisidir. Yani hem içerde hem dışarda yaşayan bir baskıdır. Bu nedenle duvar, sadece iki yeri ayırmakla kalmaz; aynı zamanda insanların iç dünyasında da bir bölünmeye yol açar. Sevdiğini göremeyen gözler gibi, kendine güvenemeyen, sürekli şüphe içinde olan bir bilinç yaratır. İnsanlar, hem birbirlerine hem de kendilerine karşı güvensizleşir; kararlarından, hissettiklerinden emin olamaz hale gelir. Böylece duvar, fiziksel bir sınır olmanın ötesinde, zihinsel ve duygusal bir engel olur.

Filmin en güçlü yanlarından biri, muhtemelen işgalin gündelik hayatı nasıl şekillendirdiği ve “özel alan”ı nasıl “çözdüğüne” dair attığı bakıştır. Omar ile arkadaşlarının birlikte gerçekleştirdiği İsrail askerine yaptıkları suikast, olay örgüsünün fitilini ateşler. Saldırıdan sonra yakalanan Omar, sorgu sırasında işkenceye maruz kalır ve bir seçeneğe zorlanır: Ya arkadaşlarını ele verecek, ya da hayatı cehenneme çevrilecektir.

Omar’ın Nadia’ya duyduğu aşk, Tarek’e duyduğu sadakat ve en önemlisi kendi halkına duyduğu aidiyet duygusu, yavaş yavaş çözülür. Her bir ilişki, gözetimin ve manipülasyonun izlerini taşır. Arkadaşların birbirine, âşıkların birbirine, hatta bedenin kendi iç sesine bile güvenemediği bir atmosfer.

***

Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” bölümünde Jüri Özel Ödülü kazanan ve Oscar’a da aday gösterilen Omar, fırıncılık yapan genç bir adamın hayatının, İsrailli bir askerin öldürülmesine karışmasıyla başka bir boyuta geçen yaşamını anlatır. Direniş ve ihanet arasında örülen bu hikâye, yalnızca bir bireyin değil, onunla birlikte bir toplumun vicdani çatışmasının da dışavurumudur. Omar muhbirliğe zorlandığında yalnızca sistem tarafından değil, bir anlamıyla kendi halkı tarafından da kuşatılır. İsrail devleti ve aygıtları, tüm toplumsal alana şüpheyi ve güvensizliği sokmuştur.

Yönetmen Abu-Assad’ın sineması, Omar ile sınırlı değil. Yine temmuz ayı içinde MUBI’de gösterilen The Idol ve Huda’s Salon filmleri de onun Filistinli gençlerin hayalleri ve kadınların direnişi nasıl işlediğini gösteriyor. Bu üçleme, Abu-Assad’ın sinemasının politik meselesini bireysel anlatılara nasıl yedirdiğinin güçlü örnekleri. Bu ikisinin kesiştiği alanlara etkileyici bir yaklaşımla bakıyor.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Özgürlük bağlamında LGBT+ oluşlara bakış

Sonraki Haber

Teksas eyaletindeki selde ölü sayısı 82’ye çıktı

Sonraki Haber
Teksas eyaletindeki selde ölü sayısı 82’ye çıktı

Teksas eyaletindeki selde ölü sayısı 82'ye çıktı

SON HABERLER

DEM Parti İmralı Heyeti Erdoğan görüşmesi başladı

DEM Parti İmralı Heyeti, Erdoğan görüşmesi sona erdi

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Pêrtag’de pomza ve kum ocağı projesine karşı yürüyüş

Pêrtag’de pomza ve kum ocağı projesine karşı yürüyüş

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

‘Kürt Meselesi’ araştırması: Çözüm olursa demokratikleşme olur

‘Kürt Meselesi’ araştırması: Çözüm olursa demokratikleşme olur

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

BRICS ‘ABD ve İsrail’ diyemedi

BRICS ‘ABD ve İsrail’ diyemedi

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Görüşme öncesi açıklama: Yeni aşamanın gerekliliklerini istişare edeceğiz

Görüşme öncesi açıklama: Yeni aşamanın gerekliliklerini istişare edeceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

DEM Parti İmralı Heyeti Erdoğan görüşmesi başladı

DEM Parti İmralı Heyeti Erdoğan görüşmesi başladı

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Beltur işçileri gözaltına alındı

Beltur işçileri gözaltına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır