Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bundan sonraki adımı demokratik siyaset zemini olarak tanımladığını belirten Ahmet Faruk Ünsal, ‘Bunun için birtakım yasal ve anayasal düzenlemeleri yapılması lazım’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna açıklanan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile birlikte yeni bir sürecin kapısı aralandı. Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine 5-7 Mayıs tarihlerinde topladığı kongresinde “çalışmaları sonlandırma” kararı alan PKK, dün düzenlediği törenle silahları ateşe verdi. Tüm dünya kamuoyunun takip ettiği törenin yankıları ise sürüyor.
Siyasetçi ve insan hakları savunucusu Ahmet Faruk Ünsal, gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
Öcalan’ın görüntülü açıklaması
Abdullah Öcalan’ın 26 yıl sonra 9 Mayıs’ta görüntülü mesaj yayınlanmasına ilişkin devletin meseleye ciddiyetle yaklaştığının göstergesi olduğunu ifade eden Siyasetçi ve insan hakları savunucusu Ahmet Faruk Ünsal sözlerine şöyle devam etti:
“Sayın Öcalan’ın bundan önceki süreçlerde bütün temasları yazılı mektuplar üzerinden oluyordu. İlk defa sesli ve görüntülü bir kayıtla mesajları iletildi. Sayın Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısında silahlı mücadelenin zamanın geçtiği ve artık Kürt varlığının tanındığı için örgütün de tasfiye edilerek siyaset alanında mücadele yürütmesi çağrısı yaptı. Sayın Öcalan’ın yayınlanan yedi dakikalık mesajında bundan sonra yasal sürçlerin Meclis’te oluşturulacak komisyonun ve temsili olarak örgütün önde gelen kadrolarının silahlarını bıraktıkları bir seremoni gerçekleşeceğine dikkat çekti. Bunlar önemli gelişmeler.”
Meclis’te komisyonun kurulması bekleniyor
Ahmet Faruk Ünsal, PKK’nin Süleymaniye’de dün gerçekleştirdiği törenin Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısı kadar önemli olduğuna şu sözlerle dikkat çekti:
“Örgütün silah bırakmasından sonra artık Meclis’te bir komisyonun kurulması bekleniyor. Bu komisyonda, Sayın Öcalan’ın daha önce belirttiği bütün siyasi partilerin dahil olduğu bir komisyonla sürecin yasal ve anayasal konuları konuşulacak. Sayın Öcalan yedi dakikalık mesajında çok kritik birkaç başlığın altını çiziyor. Bunlardan bir tanesi komin temelinde bir toplum tasarımıdır. Bu büyük ideolojik bir dönüşümü ifade ediyor. Sayın Öcalan’ın, bu tasarımı sadece Türkiye için değil bütün Ortadoğu’daki halklar, topluluklar ve devletler için bir toplum tasarımıdır. Buna demokratik modernite de diyebiliriz. Bence bu önemli bir ideolojik vurgudur.”
Ulus devlet yerine pozitif entegrasyonizm
“Sayın Öcalan, ulus devlet yerine pozitif entegrasyonizm uygulanması diyor” diyen Ahmet Faruk Ünsal, şöyle devam etti:
“Bunu Kürtler bakımından ele alacak olursak, Kürtlerin ayrılmaksızın haklarının yasal olarak karşılandığı ve bir anlamıyla da pozitif ayrımcılıkla da desteklendiği yeni bir vatandaşlık ve yeni bir toplum tanımına dikkat çekiliyor. Bu Kürtlerin ayrılmaksızın kendi varlıklarıyla içinde bulundukları toplumun ve devletin bir parçası olmalarını garanti edecek bir yöntem. Bu yöntem yasal, anayasal veya idari olarak olabilir.” dedi.
Öcalan’ın toplum tasarımı
Öte yandan Ahmet Faruk Ünsal, Türkiye’nin önemli bir kısmının Kürt siyasi hareketini “bölücülük” gibi bir takım korkular üzerinden kriminalize ettiğine değindi:
“Kürt siyasi hareketi, bu kodlar üzerinden merkezi siyasetten dışlanarak bugüne kadar geldi. Sayın Öcalan son mesajında ayrılmaktan ziyade entegrasyonu ve birleşmeyi önceleyen bir yerden meseleyi ele alıyor. Demokratik pozitif toplum tasarımı daha çok Türkiye, Irak ve Suriye’yi kapsayan bir toplum tasarımı. Ama Filistin, İran’ı da hatta belki Belucistan Pakistan’ı, Hindistan’ı ve Afganistan’ı da içine alacak bir toplum tasarımdır. Özellikle güncel bir problem olan Filistin meselesi çözme takati olan bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden bence bu çağrı son derece önemlidir. Çağrının evrensel bir dili kullanıyor olması bakımından bütün uluslara, bölgemizdeki problemlere dönük bir çözüm teklifi oluşturuyor diyebilirim.”
Yasal ve anayasal haklar
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajındaki diğer önemli bir konu başlığının da “demokratik siyaset stratejisi temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmalıdır” başlığı olduğunun altını çizen Ahmet Faruk Ünsal, şunları belirtti:
“Sayın Öcalan bundan sonra siyaset zeminini demokratik siyaset zemini olarak tanımlıyor. Bir takım yasal düzenlemelerin yapılması lazım. Örneğin anayasada vatandaşlık tanımının yeniden yapılması, anadilde eğitim gibi. Bunlar açıkça ifade edilmemiş olmasına rağmen yani bir bölünme ve ayrılma olmayacaksa ve entegrasyonun pozitif bir birliktelik olacaksa o zaman dezavantajlı olanın avantajlı hale getirilmesi ve toplumun diğer kesimiyle eşit düzeye çıkarılması için yasal bir takım düzenlemelerin yapılması lazım. Bütün bunlar olduktan sonra siyasetin demokratik zeminde yürümesi daha adil ve eşit koşullarda oluşur.
Meclis’te kurulacak komisyonun barış ve demokratik toplum sürecine önemli katkıları olacaktır. Türkiye’deki siyasal yapılar içerisinde demokratik temsili en yüksek olan kurum Meclis’tir. Mesela Cumhurbaşkanına halk desteği yüzde 51 veya 52 civarında. CHP, AKP, DEM Parti veya MHP gibi partiler de tek başına toplumda bir temsil yüzdeleri var ama Meclis Türkiye’de siyasi temsil kabiliyeti en yüksek kurumdur. Dolayısıyla yani halkın iradesinin neredeyse tamamının temsil edildiği, teşekkür ettiği bir kurum olan Meclis’in çözüm sürecinde doğrudan devreye girmiş olması demokratik iradeyi ifade etmektedir. Bu yüzden Meclis’te bir komisyonun kurulması son derece önemli. Komisyonun kurulması sürece demokratik meşruiyet katar. Farklı siyasal perspektiflerin tartışılacağı için çok yaratıcı görüşlerin ortaya çıkmasına da vesile olur.”
Komünal demokratik yaklaşım
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Marksizm eleştirilerine de değinen Ahmet Faruk Ünsal şöyle devam etti:
“Marksizm, Avrupa üzerinde ve tarihin belli dönemleri için doğru olabilir. Ama şu an yaşadığımız bölgede tarihin çelişkisi ve motoru daha çok komünler üzerinden bir rekabetle oluşuyor. Sayın Öcalan komünin temelinde kadının olduğunu ifade ediyor. Komünal demokratik yaklaşım bence çok orijinal, çok yeni bir yaklaşım. Bu tabii ki önümüzdeki günler çok daha detaylı olarak tartışılıp konuşulacak. Bu yaklaşım çok ufuk açıcı, birçok kesimi ileriye taşıyacaktır.”
Haber: Esra Solin Dal / MA